𝙥𝙡𝙚𝙖𝙨𝙚 𝙙𝙤𝙣'𝙩 𝙩𝙖𝙠𝙚 𝙝𝙞𝙢 𝙚𝙫𝙚𝙣 𝙩𝙝𝙤𝙪𝙜𝙝 𝙮𝙤𝙪 𝙘𝙖𝙣

434 49 48
                                    

-"akane yanlış anlama ama megumi'den biraz uzak durabilir misin? sevgili olmamıza az kaldı biliyorsun ve biraz kıskanıyorum sanırım."

-"bana mı bakacak sen varken? dert ettiğin şeye bak. ayrıca 2 yıl öncesinde kaldı benim ona olan duygularım. biliyorsun."

-"haklısın. bu kadar abartmamalıyım."

-"gittiğin AVM'de güzel takıları olan bir yer var mı?"

-"var."

-"seninle geleyim oraya bakarım."

-"ooo biri mi var yoksa süslenmeye başladın."

-"ben erkekler için süslenmem."

-"hadi hazırlan gidelim. megumi beni bekliyor."

hemen siyah eşofman ve nobara'nın bana aldığı tişörtü giydim ve dışarı çıktım.

megumi de orada bekliyordu. aslında alışverişten nefret ederdi.

-"hadi gidelim."

••••••••••••••••••••••••••••

-"bak burada güzel takılar oluyor." deyip kolumdan çekiştirdi. dükkanın önünde kulağıma eğilip,

-"biz biraz megumi ile başbaşa kalalım sen gez."

-"ama buraları bilmiyorum ki."

-"sen gez, ben sana işim bitince mesaj atarım. olduğun yerden alırım seni."

-"ben birkaç takı alacağım sadece. ne kadar sürer işin?"

-"offf nasıl bir ayak bağısın kızım? bekle işte birkaç saat sürer zaten. istersen itadori'yi ara o gelsin gezersiniz."

-"gerek yok, hallederim ben. git."

-"ohh tamam." koşarak megumi'nin yanına gitti. öfkeyle ilerideki lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. aynaya yumruğumu geçirdim. kırılan ayna elimi kesti. kırılacağını düşünmemiştim. görevlilere yakalanmadan çıktım ve takı satılan yere gittim.

birkaç yüzük ve kolye alıp çıktım. kahve içebileceğim bir yere gidip oturdum. kahvem gelene kadar müzik dinledim.

itadori ve panda'nın gelmesini beklediğim için hâlâ yeni bölümü izlememiştim. ancak bir hafta geçmesine rağmen gelmemişlerdi. daha fazla beklemenin anlamı olmadığını düşünüp, bölümü açtım.

yaklaşık 3 saattir anime izliyordum.

jolene arıyor*

→reddet   →yanıtla✓

-"neredesin akane? seni bulamadık."

-"'pearl cafe' diye bir yerdeyim."

-"ben seni eve geçtin sandım bulamayınca. beni yurda bırakıyor şimdi megumi."

-"keşke yürüyerek değil telefonla arasaydın nobara."

-"mızmızlanma şimdi. gelebilir misin kendin?"

-"gelemesem beni alacakmışsın gibi konuşma. gelirim."

-"offf tavırlı konuşmalarından nefret ediyorum."

-"umurumda değil." ani sinirle konuşup telefonu yüzüne kapattım. bu kadarı fazlaydı. istese hemen bulurdu beni. kalkıp görevlilere sora sora çıkışı buldum ve bir taksi çağırdım. neyse ki yanıma yeteri kadar para almıştım.

yurdun önünde indim ve odaya girdim. çantamı bırakıp duşa girdim. çıkınca kafamdaki havluyu açmadan, şort ve tişört ile içeri girdim. ama içeride öpüşen bir çift görmeyi beklemiyordum. beni görünce şaşkınca yüzüme baktı megumi. nobara ise hiç şaşırmamış görünüyordu.

◤𝙟𝙤𝙡𝙚𝙣𝙚◢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin