-"asui."
-"efendim akane-san?"
-"beraber antrenman yapalım mı?"
-"çok iyi olur!"
-"ama kimseye söylemeyelim. herkes senin doğal gücün olduğuna inansın."
-"buna gerek yok..."
-"burada işler nasıl ilerliyor sanıyorsun? başından güçlü değilsen atılırsın. hatta buradaki çoğu sırrı öğrendiğin için, seni öldürürler."
-"ne! ciddi misin! dediğin gibi yapalım o zaman. söylediğin için çok teşekkür ederim."
-"biz arkadaşız." gülümsedim.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••
-"konuştuğumuz yere gel. ben biraz erken gideceğim. hemde arabayla gideceğim. istersen bana lanetli eşyalarını ver, ben oraya bırakayım."
-"ahh çok teşekkürler!"
-"hazırla bırak sen şuraya."
-"tamam." dedi ve gülümsedi. daha sonra hazırlanıp yattı.
sabah erkenden uyanıp çıktım. ayarladığım mekanın en yakınında bulduğum en güçlü lanetleri eski apartmanın içine soktum.
dışarı çıkıp lanetlerin içinde bulunduğu odanın camının önüne geçtim. asui seslendi.
-"akane-san! içeride misin!" kapının yanına yerleştirdiğim taklitçi lanete konuşmasını emrettim. benim sesimi kullanarak,
-"asui gelsene! neyi bekliyorsun?" asui kapıyı açıp içeri girdi. o içeri girer girmez diğer odadan çıkan lanet kapıyı kapattı ve kilitledi. tüm lanetler, elinde kendini koruyabileceği hiçbir eşyası olmayan asui'nin üstüne atladı.
lanetler asui'nin içini dışarı çıkarırken asui deli gibi çığlık atıyordu. her yer kan olmuştu. daha sonra koşarak, yurdun yakınındaki AVM'ye gittim ve birkaç fotoğraf çekildim. sonrasında 15:00'da başlayan öylesine bir filme gizlice girdim ve oturan bir kadının cebinden biletini çaldım.
biraz yemek yedikten sonra yurda gittim.
kapının önünde öğrenciler ve öğretmenler konuşuyordu.
-"ha akane de geldi. akane-san!"
-"efendim?"
-"asui'nin nereye gittiğini biliyor musun? sabahtan beri haber alamadık."
-"hayır bilmiyorum. dün gece antrenman yapacağını söylemişti ama nereye gittiğini söylemedi. yoksa yine mi?"
-"öyle olmamasını umuyoruz."
-"yarın ben ve nanami arayacağız. gece gelmezse tabii."
-"anladım sensei. yardım edebilir miyiz?"
-"buna sizi bulaştıramayız."
-"siz bilirsiniz." daha sonra gojo-sensei ve nanami gitmişti.
-"hey akane! odama gelsene. film falan izleriz." deyip kahkaha attı. bende kahkaha attım.
daha sonra odasına girdik ve kendimi onun yatağına attım. kafamı biraz yana çevirip belli etmeden yastığını kokladım. onun gibi kokuyordu. yastığını bir şekilde çalacaktım. belki başka zaman.
-"içerisi sıcak, balkona gelsene güzelim." aniden güzelim demesi ile donup kaldım. karnım kelebeklerle doldu, kalbim deli gibi atmaya başladı. tüm vicdan azabım bir anda geçti ve tekrar doğru kişiyi sevdiğimi anladım.
onu daha çok arzuladım. güzel kirpikleri ve dudakları, kusursuz cildi ve mükemmel fiziği.
o benim olmalı, benim olacak.
