𝙬𝙞𝙩𝙝 𝙛𝙡𝙖𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙡𝙤𝙘𝙠𝙨 𝙤𝙛 𝙖𝙪𝙗𝙪𝙧𝙣 𝙝𝙖𝙞𝙧

374 39 35
                                    

-"nobara sence de biraz antrenman yapmamız gerekmiyor mu?"

-"bence de. son zamanlarda çok boşladık."

-"yarın akşam ilerideki ormanda yapmalıyız."

-"iyi olur. buluşuruz."

-"bence kimseye bundan bahsetmeyelim. yani, senin antrenman yapmadan ne kadar güçlü olduğunu düşünsünler."

-"woah iyi fikir! yapalım bunu!"

-"benim yarın biraz işim var. orada buluşuruz."

-"tamam."

3 gün önce*

-"nobara."

-"hm?"

-"biliyorsun şu sıralar işler biraz zorlaşacakmış. acaba birbirimize... hatta herkesi içeren bir mektup mu yazsak?"

-"nereden aklına geliyor şöyle şeyler? yapalım bari. sıkıldım zaten."

yarım saat sonra*

-"bitti mi?"

-"bitti benimki."

-"okusana."

-"merhaba,

ben nobara kugisaki. bunu neden söylediğimi bilmiyorum. akane sana değer veriyorum, güzel bir arkadaşlığımız oldu. umarım öbür dünyaya kadar devam eder. megumi'yi seviyorum, sanırım. itadori'yi de öyle. ve panda ve maki. seni unutmadım. ne zamandır görüşmüyoruz ama. her neyse. çok boş bir mektup oluyor. lanetler son zamanlarda beni biraz geriyor ve zorluyor. sıkıldım doğrusu. gojo-sensei iyi bir sensei oldun benim için. başka söyleyecek bir şeyim yok. hepinizi seviyorum.
                                         kugisaki nobara

-"nobara kusura bakma ama bok gibi bir mektup. tam senlik olmuş."

-"puahahahahaha! sende oku da görelim."

-"saate bak! hemen okula gitmemiz lazım! sonra okuruz benimkini!"

-"çok geç kaldık! koş!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

olabildiğince uzak ve eski bir süpermarketten kalın bir halat aldım. parasını ödemeden çantama sakladım.

saat 19:00'da ormanda buluşacaktık. nobara'ya yatmadan önce, yazdığı mektubu cebine koymasını, antrenmandan sonra birbirimize mektuplarımızı okuyacağımızı söyledim.

ormana gittiğimde buluşacağımız çam ağacının üstüne çıktım. yerden uzaklığının yeterli olduğunu düşündüğüm bir dala halatın bir ucunu bağladım.

nobara'yı ağacın altında hissettim. hemen halatın diğer ucunu boynuna dolanacak şekilde sertçe fırlattım. ardından ağaçtan atlayıp boğazına iyice dolayıp ipi yukarı çektim.

garip sesler çıkararak çırpınan nobara'ya baktım. sonunda sesi kesilip, gözleri kapandığında öldüğünden emin oldum ve elime siyah eldivenlerimi takıp cebini kontrol ettim mektubun orada olduğunu anlayınca hemen koşarak itadori'nin yanına gittim.

ona 19:20'da buluşacağımızı söyleyip 19:15'te oraya gittim. her zaman geç gelirdi. kafamı biraz rahatlatmak için bekledim. yoksa şüpheli görünebilirdim.

itadori'nin sesini duydum.

-"hey! akane!"

-"nerede kaldın ağaç oldum burada! 19:00'dan beri bekliyorum!"

-"kızım sana ben 19:20'de buluşalım demedim mi?"

-"burada 19:00 yazıyor. bak." telefonunu bir hacker yardımı ile hacklemiş, ardından mesajı bununla değiştirmiştim.

itadori ile oynadıktan sonra odama geçmiş, hemen uyumuştum. yarın sabah herkesin ağlayan yüzlerinin yanında iyi rol yapmam gerekecekti.

◤𝙟𝙤𝙡𝙚𝙣𝙚◢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin