16 - Oyun Sırası Bana Geçti...

11.5K 550 16
                                    

Merhaba arkadaşlar.

2K olduk. Hatta 3K 'ya doğru gidiyoruz. Gerçekten çok mutluyum umarım bu böyle devam eder ve oylarada yansır.

Kitaba ara verebilirim. Çünkü Nisan'da önemli bir sınavım var sadece ona odaklanmak istiyorum. Bu yüzden ne kadar istemesemde kısacık bir ara vereceğim. Ama bölümler yaz tatilinde seri bir şekilde gelecek merak etmeyin. YaZel'e devam edeceğim.

Umarım beğenirsiniz,

İyi okumalar...

___________________

Odadan çıkarken, kız bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ne bekliyordu ki? Gerçekten erkek arkadaşım olduğu?

Gerçek olsa bile böyle yapmazdı!

Yumruklarımı sıkıyordum. Tırnaklarım derime batarken botlarımı sertçe yere vurarak aşağı indim. Ağlamamak için dudağımı kanatırcasına sıkıyordum.

Ama ağlamak yoktu. Dudağımı parçalardım belki ısırmaktan ama benim kitabımda artık bir erkek için ağlamak yoktu!

Oyun sırası bana geçmişti.

Ve elimdeki kartlar büyüktü.

~EZEL~

Uyandığımda, hala barda olduğumu gördüm. Kırmızı yorgan belime kadar çekilmişti ve tepemde dikilen dün geceki sürtük vardı.

"Sevgilin geldi." dediğinde kaşlarımı çattım. Sevgili? Ne sevgilisi?

"Ne sevgilisi lan?" dediğimde, üzerime eğildi ve botokslu dudaklarını araladı. Bu dün gece daha mı güzeldi ne?

"Gece sen uyurken 'Yaprak' diye sayıklıyordun. Bende telefonunun rehberinden kızı bulup mesaj attım ve buraya gelmesini söyledim. Şöyle... Yeşil gözlü siyah saçlı bir kızdı." dediğinde hemen doğruldum.

"Sikerim lan!"

"Yaptın zaten." dediğinde sinirlendim ve ayağa kalktım ve çenesinden sıkı bir şekilde tutarak kafasını sertçe duvara çarptım. Acıyla inlediğinde yüzüne sert bir tokat attım.

"Ne dedi?!" diye kükredim.

"S-senin olsun d-dedi" dediğinde hayal kırıklığı doldurdu içimdi. Nedenini bilmediğim bir hayal kırıklığı. 'Senin olsun' demişti?

"Seni. Karşımda. Bir daha. Görürsem. Öldürürüm!" dediğimde kafasını salladı. Çenesini ittim ve üzerimi giyinip eşyalarımı alıp çıktım.

~YAPRAK~

Arabayı uçurumun kenarında durdurdum ve aşağı indim. Ağır adımlarla arabanın kaputuna kalçamı yasladım ve şehrin ışıklarına karşı bir sigara yaktım.

Aklıma gelen fikirle kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken, sigara dumanını havaya üfledim. Telefonumu elime alıp Demir'e mesaj attım.

Ezel'in annesinin numarasını verir misin?

Mesaj gönderilirken, planımı kurmaya devam ediyordum. İntikamımı aldıktan sonra, bankadan paramı çekip başka bir ülkeye giderdim belki. Ezel umurumda bile değildi.

Birazcık umurumda değildi....

Elimi kirli saçlarımın arasından geçirdim. Belki de intikamımdan önce duş almalıydım.

Gelen mesaj sesiyle telefonun ekran kilidini açıp mesajı okudum.

Ne yapacaksın?

Dişlerimi sıktım ve dişlerimin arasından bir nefes verdim. Direk söylesen bir yerlerin şişer zaten!

Onların yanına gittiğimizde bir durum olmuştu onu açıklayacağım.

Mesajı attığım anda Ezel'in adı belirdi ekranda. Aramasını reddettim ve mesajı beklemeye devam ettim.

*** *** ** **

Gelen numarayı hemen aradım ve beklemeye başladım.

"Alo?" karşıdan gelen şiveli sese cevap vermek için sesimi olduğunca moralsiz bir şekilde çıkardım.

"Alo? Anneciğim. Ben Yaprak." yanlış bir şey dememek için dudağımı ısırıyordum.

"Yaprak, kızım ne oldu? Sesin pek bir kötü geliyor..." amacıma ulaşınca oyunuma devam ettim.

"B-bebek düştü..."

*********

Uzun bir süre telefonda Anneciğimin (!) nasihatlarını dinledikten sonra, sonunda telefonu kapatmıştım. Derin bir nefes verdim ve sanki içimdeki tüm huzursuzlukları atıyormuş gibi içimi boşalttım.

Gitsin Reyhanla evlensin Ezel Bey. O bir anlık zevki için bütün hayatını harcadı.

Sigaramdan son bir nefes çekip, izmariti yere atıp ezdim ve arabaya bindim.

~EZEL~

Defalarca aramama rağmen meşgule atan Yaprak'a saydırdım ve telefonu cebime sıkıştırdım.

Bir kaç dakika sonra telefonun yeniden çalmasıyla, telefonumu elime aldım ve annemin aradığını gördüm.

"Efendim anne?"

"Yaprak kızım bebeğin düştüğünü söyledi oğul" sesi titrer gibi çıkınca, Yaprak'ın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

"Aa... Şey evet, malesef bebek düştü."

"O zaman kızla evlenmeden Mardin'e dön! Zaten Yaprak ayrıldığınızı söyledi." dediği şey ile gözlerimi sonuna kadar açtım.

Yaprak'ın bir şey yapmayacağını düşünmüştüm değil mi?

Yanılmışım!

~YAPRAK~

Kızlar bavulumu ve kolumu çekiştirirken bağırdım.

"Bırakın!" dediğimde zorda olsa ellerini çektiler.

"Yaprak gitme ne olur?..." Nil dolmuş gözleriyle konuşunca, geri dönmemek için kendimi zor tuttum.

"Sizde gelin dedim ben! Ama siz burada kalmayı seçtiniz." dedim. Ya burası ya da Brezilya. Bir yer seçeceklerdi.

"Hiçbir yere gitmeyeceksin! Bizim yerimiz burası!" Cansu'nun dediği şeye sırıttım.

"Sizin yeriniz, Türkiye değil. Bu ev! Siz şu şerefsizleri bırakmamak için böyle diyorsunuz!" dediğimde, Cansu kafasını iki yana salladı.

Nazlı sarılmak için kollarını açıp bana doğru gelirken onu durdurdum.

"Vedalaşıp her şeyi zorlaştırmayalım lütfen. Siz seçiminizi yaptınız!" diyip bavulumu sürüyerek evden çıktım ve kapının önünde bekleyen taksiye bindim.

Kalbimden, ruhumdan bir şeyler kopuyordu. Filmli camların ardından gözyaşlarımı dökmemeye çalışıyordum.Taksici bavulumu bagaja koydu ve arabaya bindi.

"Nereye?" diye sorduğunda, boğazımı temizleyip boğuk sesimle cevap verdim.

"Atatürk Havalimanı."

İçimdeki Yaprak, duvarda resmi asılı Ezel'e kurşunlar yağdırıp ağlıyordu.

Sizce bir erkek için sevdiğim kişileri terk etmek doğru muydu?

Bunun cevabını belki ileride pişman olarak görürsün...

Belki...

____________________

Saydırmayın bana :D

Umarım beğenmişsinizdir!

Vote vermeyi unutmayın lütfen.

Thanks!

Katil Ve Mafya |Zor Aşk Serisi 1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin