Katil Ve Mafya |Zor Aşk Serisi 1|

24 - Tehlike!

Elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Tıkandım ve aklıma hiçbişey gelmiyor o yüzden zar zor yazıp yayınladım.

Final'i elimden geldiğince çabuk yapıcam. Hikayeyi yarıda bırakmıycam. Kısa oldu ama yapacak bişey yok :(

Multide Ezelimiz.

______________________

Cansu yanımda çilekli sütünü ses çıkararak içip etrafı gözetlerken, ağzının üstüne bir tane vurup sütünün yere düşmesini sağladım. "Bitti o süt!"

Oflayarak benimle birlikte kıyafetlere bakmaya başladı. Siyah deri eteği ona gösterince kusuyomuş gibi yaptı. 

"Kızım sen salak mısın? Görende bara gidecek sanır. Bırak hemen onu!" dedi ve elimdekini çekip. Bana, kırmızı kalem etek ve siyah benekli bir şifon gömlek verip kabine itti. 

Hayatım boyunca, büyük avmlerden, mağazalardan, o mağazaların daracık kabinlerinden nefret etmişimdir. Şimdi düştüğüm durum ise çok gülünçtü. İstemediğin ot dibinde biter misali eskiden istemediğim her şey oluyordu.

Yüzümdeki teri yanımda getirdiğim peçeteye sildim ve gömleği giyinmeye başladım. Çok ciddi görünüyordum ve bunu kendime yakıştıramıyordum. 

Terden enseme yapışan saçlarımı dağıttım ve yüzümü elimle serinlettim. Kabinin kapısını açıp dışarı çıktım ve karşımdaki boy aynasından kendime baktım. 

Cansu gömleğimi düzeltim beni tekrar süzdü ve eliği beni onaylayıp sırıttı. Gözlerimi devirdim ve diğer kıyafetleri denemeye başladım.

NİL

Kadın sırtımdaki ipi biraz daha sıktı ve nefes alamamamı sağladı. Zorlukla kabinden çıktım ve, Nazlıya beni buradan çıkarması için yalvaran bakışlar attım. 

Elindeki gelinlikle "Ya sen evleneceksin kızım. Ben olsam buradakilerin hepsini denemiştim!" diyip gelinliği elime tutuşturdu ve beni kabine itekledi.

Kadın fermuarı açtı ve gelinliği çıkarım diğerini giymemi sağladı. Diğerlerine göre daha rahat olan gelinlik belimi ince ve güzel göstermişti. Kollarında boydan boya olan dantellerin göğüsümün biraz üstünde de vardı. Bunu da giyip, Nazlıya gösterdim ve beni uzunca inceleyip onay vermesini bekledim.

"Bu... Harika!"

EZEL

Önümdeki silahı ovalarken, gözlerimi karşımdaki piçe diktim. 

"Demek sen Yaprak'ı takip ediyordun..." Dediğimde titrek bir nefes aldı ve kapanmak üzere olan gözleriyle kafasını salladı.

"Kim için?!" diye kükredim ve oturduğu sandalyeyi düşürdüm. Kolunun üzerine düşünce, çığlık attı. Sandalyenin üstüne ayağımı bastırdım.

"Serhad için..." dediğinde kaşlarımı çattım.

"O kim? Yaprakla ne bağlantısı var?" dediğimde, ağzındaki kanı tükürdü ve cevap verdi.

"Vedat'ın... O- oğlu..." dediğinde, adamlara bunu ortadan kaldırmasını söyledim tam ordan çıkacağım anda tekrar konuştu.

"Tehlikedeler... Serhad peş-" bir silah sesi duydum. Adamım çoktan onu öldürmüştü. 

Aceleyle hemen telefonumu elime aldım ve Yaprak'ı aradım. Telefon çalarken sabırsız bir şekilde açmasını bekliyordum. 

"Hadi güzelim aç telefonu. Hadi..." 

YAPRAK

Kıyafetlerin parasını ödedikten sonra Cansu sevdiceğinin yanına gitmiş ve beni tek bırakmıştı. Hava kararmaya başlarken, poşetlerimi sıkıca tutup taksiyi aramak için telefonumu aradım ama telefon kapanmıştı. Açma tuşuna basılı tutup bıraktım ama açılmadı.

Çaresizce beklerken önden gelen sarı taksiyle gülümsedim. Elimi uzatıp durmasını işaret ettim. Yavaşlayıp önümde durunca arka koltuğa bindim. gitmesi gereken yeri söylediğimde araba ilerlemeye başladı. Dikiz aynasından adama bir bakış attım ama kafasındaki şapkasını yüzü görünmeyecek derecede saklamıştı. 

Şüpheyle çantamı doğal bir şekilde kucağıma aldım ve elimi içine sokup silahımı sıkı sıkı tuttum. Adam yanlış yola girince. Silahımı çıkardım ve tetiğe basacakken arabayı sertçe fren yaptı ve kafamı öndeki koltuğa çarpmamı sağladı. Kafama doğrultulan soğuk metalle yutkundum ve saçlarımın arkasından ona baktım. 

Taksici diyemeyeceğimiz yakışıklı ve bakımlı bir yüzü vardı. Burnundan soluyup ateş saçan bakışlarla bana bakıyordu. 

"Şimdi arabadan ineceğim ama sakın kaçma girişiminde bulunma." diye tehdit etti ve silahımı elimden alıp beline sıkıştırdı.

_____________________

Umarım beğenmişsinizdir.

Yazım hataları varsa üzgünüm.