14 - Seni Öpene Kadar

13.4K 548 19
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm sonunda geldi.

Geç gelmesinin nedeni, internet paketimin bitmesiydi. Ve ilham gelmedi inanın çok zor yazdım. Kafamda hiçbir şey yoktu ve çok yoğundym. Dersane, okul, ders çalışma falan derken, kafamı kaşıyacak vaktim olmadı.

Sizden özür dileyip. Kısa bölümü size sunuyorum. Yeni bölüm çabuk gelecek.

Umarım beğenirsiniz.

Multide, Yaprak.

İyi okumalar...

________________________

Kaşlarımı çatarak onu izlerken, biri kolumu dürttü. Kafamı o tarafa zorlukla çevirdiğimde Demir bana sırıtarak bakıyordu.

"Aşkım dediği kişi kim biliyor musun?" dediğinde omuzumu silktim. Banane onun sevgililerinden! "Yetimhaneden bir küçük kızı sahiplendi." diyerek yeniden sobanın başına geçti. Küçük bir kıza duyduğum kıskançlık yüzünden kafamı yerin dibine sokmak istiyordum.

Kasılmış vücudumu derin bir nefes vererek rahatlatmaya çalıştım. Ezel telefonu kapattı ve sandalyeye oturdu.

*********

Sabah gözlerimi açtığımda, koltukta yatan Cansu yu ve sırt sırta verdiğim Ezel'i gördüm. Ezel'in yanında da Demir yatıyordu.

Akşam onların önünde sarmaş dolaş yatamayacağımız için Ezel'i zor ikna edip böyle yatmaya zorlamıştım. Onunla yan yana olmak bile beni ürkütüyordu. Teninin, tenime değmesi... Bana kötü şeyler hatırlatıyordu.

Ondan korkup nefret ederken, onu kıskanıp yanında olmayı istemek çok garipti.

Üzerimdeki battaniyeyi itip doğruldum. Benimle birlikte, Ezel'in düzensiz nefes alışverişlerini fark ettiğimde uyandığını anladım. Belimdeki eller beni tekrar yatağa çekince çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.

Ezel ile burun buruna gelince yutkundum.

"Dün ki öpücüğümü istiyorum..." dediğinde onu itmeye çalıştım. Bu ne cürret! Kafayı yemiş bu!

"Saçmalama! Ya görürlerse?" diye fısıldadığımda, elleri ensemden kavradı. "Ezel yapm-" konuşmamı bölerek dudaklarını, dudaklarıma bastırdı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken, gözlerimi kapattım ve ona bıraktım. Elimle saçlarını kavradım ve parmaklarımla oynamaya başladım.

Belki yüzüne bakamazdım ama anın tadını çıkarmak gerekiyordu.

"Oha!" Cansu'nun sesini duyduğumda Ezel'i ittirdim ve hemen ayrıldım. Cansu gözlerini sonuna kadar açmış bize bakarken, Demir'in sesini duydum.

"Vay be... Helal olsun kardeşim." dedi ve Ezel'in omzuna vurdu. Utançtan yanaklarımda dolaşan kanı hissediyordum. Çok kötü bir durumdaydım şu an!

~NAZLI~

Sabah gözlerimi açtığımda, içeriye süzülen güneş ışıkları gözlerimi kamaştırmıştı.

Zorlukla ayağa kalkıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Dün ne kadar Buğra'ya Yaprak'ı bulmak için ısrar etsem de, Ezel'i arayıp onun yanında olduğunu öğrenince çıkmamıştı evden. Gücü anca Uludağ'dan eve gelmeye yetmişti.

Üzerimi giyinip aşağı indiğimde, çekilen perdeleri aralayacakken kapıda eve doğru gelen adamlar gördüm ve hemen geri çekilip kapıyı kilitledim yavaşça. Evin korumaları olamazdı çünkü burada değildiler.

Endişeyle yukarı çıkarken ellerim titriyordu. Sırtımdan akan soğuk ter, bacaklarımı korkudan hissizleştirmişti. Kapı çalmaya başladığında duygularım birbirine karışmıştı. Ölmek için çok gencim ben!

Odaya dalıp Buğra'yı sarsmaya başladım.

"Buğra kapıda adamlar var! Uyan!" dediğimde gözlerini araladı. Kapı daha çok çaldığında, belinden düşmek üzere olan eşofmanıyla ayağa kalktı ve telefonuyla biriyle konuşmaya başladı.

Yaşlı gözlerimle onu beklerken, kolumdan çekiştirip aşağı indirdi. Evin bodrumuna girdiğimizde kapının kırılma sesini duyup daha çok ağlamaya başladım. Karanlık bodrumun sonuna geldiğimizde karşımıza bir demir kapı çıktı.

Buğra duvardaki taşta gizli anahtarı aldı ve kapıyı açıp ikimizi soktu ve kapıyı kapatıp ikimizi dar yere kitledi.

İki kişinin zor sığabileceği yerde derin nefesler almaya başladım.

"K- Kimdi onlar?..." dediğimde kapıya baktı ve başını iki yana salladı.

"Ah, bir bilsem... Sen yüzlerini görebildin mi? Nasıldılar?" dedi.

"Ben, dikkat etmedim. Çok korktum" dediğinde kafasını onaylarcasına salladı ve göz yaşlarımı sildi. Aramızdaki mesafe azalırken, heyecandan dudaklarım kurudu. Dudaklarımı yaladığım da, gözleri aynı anda dudaklarımı buldu. O anda nasıl bir yanlış yaptığımın farkına vardım.

"Merak etme... Ben seni öpene kadar ölmeyeceğiz."

~YAPRAK~

Ezel telefonuyla endişeli bir şekilde konuşup kapattı ve cebine sıkıştırdı.

"Ne oldu?" diye sordum. Az önce, Demir ve Cansuyu evlerine bırakmıştık. Ezel pek umursamasada ben yerin dibine girmiştim ve Cansu'nun 'Bana nasıl anlatmazsın piç?!' bakışlarından yol boyunca kurtulamamıştım.

"Buğraların evini basmışlar." dediğinde elimle ağzımı kapattım. Arabayı sakin ama hızlı süren Ezel'e daha hızlı sürmesi için destek verirken, onlara bir zarar gelmemesi için dua ediyordum.

Sonunda onların evinin önünde durduğumuzda, Torpidodan silahı aldım. Ezel bana soru soran bakışlarla bakınca,

"Sadece, acil durumlar için." diyip yavaşça arabadan indim. Peşimden gelen Ezel önüme geçti ve kırılmış kapıdan içeri girdik. Etrafı kontrol ederek ilerlerken, Ezel fısıltıyla konuştu.

"Ben aşağı bakacağım. Sen yukarı çık." dediğinde onayladım ve merdivene doğru adım attım.

"Ezel..." dediğimde inmeden bana döndü. "Dikkatli ol." hiçbir şey demeden aşağı indiğinde silahı daha sıkı tuttum.

İbne...

Yukarı çıkarken, merdivenin kör noktasında bir adam gördüm ve hemen saklandım. Silahın ucuna uyuşturucuyu takıp ona doğrultarak, gözlerimi kıstım. Tetiğe bastığımda, koluna isabet eden iğne anında bayılmasını sağladı. Yerde yatan bedeninin üzerinden geçerek yukarı çıktığımda ilerlemeye devam ettim. Burada kimsenin olmadığının farkına varınca, geri döndüm ama karşıma bir adam çıktı.

Yanağındaki dikiş izi insanı korkuturken beni güldürüyordu. Kime kurban gitmişti acaba keriz!

Elindeki silahına tekme atıp yere düşürdüm ama ayağımı tutmasıyla dengemi sarsmıştı. Yerdeki ayağımla yüzüne bir tekme atıp ikimizi de yere düşürdüm ve o ayaklanmadan uyutucuyu sıktım.

Nefes nefese bir şekilde hemen aşağı indim. Bodruma girdiğimde, uzun koridorda ilerledim. Ezel'in koca gövdesini gördüğümde duraksadım. Onu dürttüğüm de, hızla bana döndü. Ben olduğumu fark etti ama silahını bana doğrulttu, kaşlarımı çatarak ona bakarken, silahı ateşledi ve silah boynumdan geçerek arkamdaki adamı vurdu.

Kalbimin atışını zor zabtedip, onunla birlikte koridordaki kapıya ilerlemeye başladık. Demir kapıyı, Ezel cebinden çıkardığı maymuncukla açarken, elimi belime koydum. Burada olmalıydılar. Arkamdan gelme ihtimali olmalarına karşın, arkamı kontrol ediyordum.

Kapı açıldığında önümdeki görüntüyle şok oldum.

Daracık alanda, bu durumdayken öpüşen, ve hala öpüşmekte olan bir adet Nazlı ve Buğra vardı karşımda.

___________________________

Umarım beğenmişsinizdir.

Yeni bölümü erken yayınlamaya çalışacağım çünkü bu bölüm kısa oldu.

Vote vermeyi unutmayın lütfen.

Sınır +8 vote.

Thanks!

Katil Ve Mafya |Zor Aşk Serisi 1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin