16

12K 390 47
                                    

Annem 23 yaşındaki kadını, çocuk gibi azarlayarak markete gönderdi az önce. Delirmeme ramak kaldı. Bir de 20 lira sıkıştırmış, 2-3 lira kalıyor sana da, çikolata alırsın dedi inanabiliyor musunuz?

Sinirle ayaklarımı vurarak market kapısına gelmiştim ki, birinin belimden tutup saçlarımı öpmesiyle kalakaldım. Sina olduğunu öpüşünden anlamış, gözlerimi kapatmıştım huzurla. "Sen beni mi takip ediyorsun velet?" Dememle kahkaha attı. "Ama çok özlemiştim, ne yapsaydım!" Diye isyana başlamıştı yalancı bir kızgınlıkla. "O zaman beraber alışveriş zamanı!" Diye bağırdım. Gülümseyerek kafasını salladı.

Elim elinin içinde kaybolurken, elimin üstüne minik bir öpücük bıraktı. "Eflal?" Dedi huzursuzca. Pilavlık bulgur alırken cevapladım. "Hı?" belimden tek hamleyle kendine çevirip, dudaklarıma yapıştı. İlk 3-5 saniye beynimin durmasıyla karşılık veremesemde hemen kendimi toparlayıp karşılık vermeye başladım. Ellerimi omzunda birleştirip, alt dudağını ısırdım. "Ah!" Diye acıyla inleyip geri çekildi. "Al işte, Eflal ayısından ne beklersin ki amına koyayım!" Diye hayıflanırken, kıkırdayıp domateslerin rafına götürdüm onu. "Bunlar çok sağlam gibi duruyor." Diyerek poşete attığım 4-5 domatesi salladım. "Hıı öyle." Dedi hala dudağını tutup kaşlarını çatarken.

"Abartma be alt tarafı ısırdım. Hem marketteyiz aptal, kameralar var." Diye uyarmamla tekrar minik bir öpücük bırakıp kaçtı. "Olsun, yakında karım olacak kadını öpemez miyim ulan! Öpemeyeceksem, sikerim böyle aşkın ızdırabını." Bugün ne kadar söyleniyordu bu yahu?

Alışverişi tamamlayıp, kasaya geçtik. Kasiyer yakışıklı biriydi. 24-25 yaşlarında anca vardı. Gülümseyerek bana bakarken, Sinayı işaret ederek konuştu. "Kardeşiniz mi?" Sina kafasını ışık hızında kaldırırken kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım. Elimi tutup, o da adama yapmacık bir gülümse gönderdi. "Kocasıyım." Dediği an kasiyer özür dileyerek önüne dönerken, ben şok olmuş bir şekilde Sinaya bakıyordum. "Oha." Dedim kısık sesle. Göz kırpıp işine döndü.

Poşetlere dokunmama izin vermeden, eve kadar taşıdı. Gülümseyerek onu izledim bütün yol. Güneşte hafif kumrala kaçan saçlarını, rüzgar vurdukça kuruyan dudaklarını, damarlı ellerini ve o mükemmel suratını inceledim sürekli. Kapının önüne geldiğimizde, poşetleri bırakıp bana döndü.

"Bu ilk alışverişimizdi sevgilim." Dedi belimden tutup kendine çekerken. Gülümseyerek kafamı salladım. "Evet!" Gözleri dolar gibi olmuştu. Hemen elimle göz altını sevdim. "Ne oldu?" Dediğimde gülümserken bi damla düştü gözlerinden. Benimde gözlerim acıyordu. "Ağlama nolur." Dedim zorlukla. Kahkaha atıp, konuşmaya başladı. "Seneye de evli olarak yaparız belki ha, ne dersin? Hatta bir sonraki sene de kızımızla." Dediği an kelebekler uçuştu karnımda. Gülümsedim gözlerim ışıldarken. "Çok isterim, çok."

"Tamam, hadi eve karıcım." Diyerek dudaklarıma öpücük bıraktı. Gülümseyerek el salladım. "Seni seviyorum Velet!" Dediğimde o da gülerek el salladı. "Bende seni seviyorum Eflal!"

Eve girip, anneme poşetleri dizmesinde yardım ettim. Soru yağmuruna tutuyordu yine. 'Evlenmiyor musun Eflal?' 'Hala biri yok mu Eflal?' 'Evde kaldın Eflal!' Gözlerimi kapatıp, sabır diliyordum sürekli. "Anne ben odamdayım!" Diyerek odama kaçtım. Arkamdan dediklerini az çok duyuyordum. "Allahım sen bana sabır, bu kıza da koca ver!" Dediğinde kahkaha atarak odama girdim.

Elimi kalbime götürüp, öpüştüğümüzü hatırladım. Çok güzel ve özel hissettirmişti. Tam onu düşünürken, telefonuma bildirim düştü.

Sina; sana aşığım be kadın

Sina; her zerrene

Sina; her santimine kadar

İstediğinizin uzun bölümü attım. Keyifli okumalar tarçınlı kurabiyelerim:)

Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen <3

küçük Velet ||textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin