Yazarın anlatımından
Düğün günleri gelmiş çatmıştı. Genç kadın bütün bu olanların rüya olabilme ihtimalini düşünüyor, kalbini dizginlemeye çalışıyordu. Sevdiği adamla evleniyordu. Elini kalbine götürüp sessizce fısıldadı. "O mesajı attığın gün, ömrümün en güzel günüydü sevgilim."
Genç adamında hisleri farksızdı. Gömleğini iliklerken, sürekli birazdan karısı olacak kadını düşünüyordu. İlk ona yazdığı günü hatırladı birden. "Evleneceğiz!" Diye tutturmuş, Eflal de onunla dalga geçmişti. Şimdiyse genç adam sözünü yenileyip, kendi kendine fısıldadı. "Karım oluyorsun sevgilim."
Narin ve Barlas'ın nikahları kıyılmış, sıra Eflal ve Sinaya gelmişti. İkili aynı anda el ele girdiklerinde alkışlıyordu herkes. Ne de hayal gibiydi her şey. Genç adam, sevdiği kadının kulağına yaklaştı. "Nasıl aldım ama seni, gördün mü?" Dedi 32 dişini göstererek. Eflal ona bakarak kahkaha atmıştı. "Çok büyük konuştuk Sina bey, Allah cezamızı verdi işte." Dediğinde, genç adam kaşlarını çattı yalancı kızgınlıkla. Sonra aklına gelen şeyle sinsice sırıttı. "Gece tekrar söyle bunu karıcım, altımda." Dediği şeyle genç kadının yüzü alev aldı. Sinirle koluna cimcik atıp, kaşlarını çattı. "Pis ahlaksız."
Nikah masasına geçti genç adam. Sevdiği kadının sandalyesini çekip, kendi sandalyesine oturdu. İki ailenin de gözleri yaşlıydı. Genç kadının babası, kızının bir kuş gibi uçmasına ağlıyordu içli içli. Daha dün ellerine vermemişler miydi minik kızını?
Nikah memuru kendi için ayrılan yere geçip, gülümseyerek ikiliye baktı. Ne de güzel bakıyorlar birbirlerine diye düşündü. Sahi, aşk böyle bir şeydi değil mi? Aşık olduğun insanın yanında uçururdu seni mutluluktan. Dilini lâl eder, elini ayağına dolaştırırdı. Genç adam, sevdiğinin saçlarına naif bir öpücük kondurdu. Nikah memuru sonunda lafa girmişti. "Adnan Karaman oğlu, Sina Karaman. Serhat Taner kızı, Eflal Taner'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Genç adam, kadınına bakıp gülümsedi. "Ömrümün sonuna kadar, evet!" Nikah memuru bu sefer genç kadına baktı. "Siz Serhat Taner kızı, Eflal Taner. Adnan Karaman oğlu, Sina Karaman'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Genç kadın, sevdiği adama baktı dolu gözleriyle. "Son nefesime kadar, evet!" İkisi de dayanamayıp göz yaşlarını sessizce akıtmışlardı. "Bende belediyemizin bana verdiği yetkiye dayanarak, sizleri karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz."
Ayağa kalktı iki aşıkta. Genç adam, sevdiği kadının dudaklarına tuzlu bir öpücük bahşetti. Gözlerinden akan yaşlarla, usul usul öpüştüler. Nikah memurunun verdiği evlilik cüzdanıyla beraber, genç kadın adamın ayağına bastı.
İki aile de mutluluk ve hüzün karışımı ağlıyordu. Herkes birbirine sarılıyor, teselli ediyordu. En mutlu günleriydi genç çiftin. Narin ve Barlas içinde çok mutluydular.
Barlas kadınını kendine çekip sarıldı. "Şu yaşımda başıma gelen en güzel şeysin." Diye fısıldadı kulağına. Genç kadın utançla boynuna saklandı adamın. "Artık resmi olarak, Narin Taner oldun karıcım." Dedi tekrardan utanan karısını daha da utandırarak. Genç kadın, kocasının boynunda titrek bi nefes verdi. "Utanmaktan yoruldum ama sen utandırmaktan yorulmuyorsun!" Diye hayıflandı. Adam keyifle öptü karısının saçlarından.
İki çift de hayatlarının en güzel gününü yaşadı. En güzel duygularla, en güzel hislerle.
Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
küçük Velet ||texting
Fiksi UmumSina; beni sev istedim eflal Sina; ama beceremiyorum sana kendimi sevdirmeyi Sina; beni küçük bir oğlan çocuğu gibi görmeni istemiyorum. Eflal; seni küçük bir oğlan çocuğu gibi görmüyorum Sina Eflal; sadece, küçüksün işte