❦︎Chapter Six❦︎

1.9K 127 80
                                    

Ama camdan seni izleyen bir Levi olduğundan habersizdin. 5 dakika boyunca olduğun yerden yıldızlara bakıp bu cümleyi defalarca sayıklamıştın. Ve çok vakit geçmeden içeri geçtin. Fakat gecenin devamında bu sayıkladığın cümleyi düşünen bir Levi bıraktığından da habersizdin. Odana geçtin. Kendini yatağa attığın gibi uyudun. Uyumadan önce seferin güzel geçeceğini umarak gözlerini kapattın. Ve kendini uykunun soğuk ve zalim kollarına bıraktın. Uykuyu zalim buluyordun çünkü kabusların güzel bulmana izin vermiyorlardı. Tüm bu düşüncelerle uykuya daldın...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah erken kalkmıştın. Bugün sefere çıkacaktınız. İlk seferin değildi ama yine içinde boktan bir korku vardı. Ve emindin. Her seferde olduğu gibi bu seferde de birileri ölecekti. Bu düşüncelerle kapın tıklandı.

"Gir." dedin kapıya bakarak.

Nanaba:"Ooo~ Günaydın Y/N. Sen nasıl benden önce kalktın bakayım?" dedi yanına doğru otururken.

"Sır." diyip gülümsedin. Ama Nanaba hemen anladı. Ne yapabilirdin ki? O senden daha tecrübeliydi. Anlamasını normal buluyordun.

Nanaba:"Ne o? Yine seferde ne olacak diye mi düşünüyorsun?" dedi sana bakarak.

"Hmm... Biraz." dedin ve sende ona doğru baktın.

Nanaba:"Bak! Eğer seferde olacakları düşünürsen çok çabuk öleceksin. Bu yüzden düşünmemeye çalış. Tamam mı? Bak hepimiz seni bu halde görünce çok üzülüyoruz. Ve ayrıca daha gençsin. Kafana fazla takma. Yani üzülebilirsin, ki bende üzülüyorum çünkü onlar benim arkadaşlarım. Eğer kafana takacaksan bile seferdeyken olmaz. Duydun mu? Bunu sana bir emir olarak söylüyorum ve aynı zamanda bir abla olarak... " dedi. Sen gerilme diye saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Peki Nanaba.." dedin ve gülümsedin.

Nanaba:" Umarım anlaşmışızdır Y/N. Çünkü kimin ne zaman öleceği belli değil." dedi.

"Ama siz ölmeyeceksiniz değil mi? Bana söz vermiştiniz. " dedin Nanaba'ya bakarak.

Nanaba:"Evet Y/N sana söz vermiştik. Asla seni bırakmayız." dedi sana sarılırken. Gülümsediğinde o da gülümsemişti.

Nanaba:" Hadi kuşum. Gel kahvaltıya inelim. Sonra sefer için toplanacağız. " dedi. Ve ayağa kalktı

"Tamam Nanaba. " diyerek sende ayağa kalktın. Nanaba'yla birlikte odandan çıkıp yemekhaneye kahvaltıya etmek için yürümeye başladınız. Ta ki neşeli bir ses duyana kadar sessizce yürüyordunuz.

Hange:"Nanabaaaaaaa! Y/NNNNNNN! AĞAĞAĞAĞAĞAĞA! Bugün bir sürü dev göreceğim, çok heyecanlıyım." dedi. Heyecanı çok belli oluyordu. Onun bu haline gülmeden edemedin.

Hange'nin bu dev sevdası nereden geliyor anlamıyordun. Daha doğrusu kimse anlamıyordu. Bu yüzden herkes ona deli diyordu fakat Erwin, Mike, Nanaba ve sen Hange'yi çok seviyordunuz. Artık onun bu hallerine alışmıştınız. Nanaba güldü. Ve senin aklındaki soruyu sordu.

Nanaba:"Ahh Hange'm ah! Nerden geliyor bu dev sevdan. Anlatsana?" dedi Hange'ye dönerek.

Hange:"Hmm.. Devler çok gizemli ve araştırılmaya değer varlıklar olduğu için olabilir. Yani onların cinsiyetleri bile yok ne garip ama öyle değil mi?" dedi.

"Evet bu çok garip..." dedin onu onaylar bir şekilde başını sallayarak.

Hange:"Ve ayrıca onlar geceleri gezmiyorlar..." dedi.

Nanaba:"Bence onlarda insanlar gibi gece uyuyup güç topluyorlar. Bu benim teorim. Siz ne düşünüyorsunuz bilemem." Nanaba'nın teorisi mantıklı gelmişti. Yani bir ihtimali vardı.

Hange:"Aslında teorin mantıklı. Ve bu bile benim için araştırılmaya değer." dedi Nanaba'ya dönerek.

"Hmm, demek gece uyuyorlar ha. Bak işte bu çok ilginç bir bilgi." dedin.

Nanaba:"Neyse çok konuştuk. Hadi kahvaltıya inelim." dedi. Hange ile aynı anda "Tamam." dediğinizde tekrardan yemekhaneye doğru yürümeye başladınız ve yemekhaneye gittikten sonra her zaman ki masanıza oturdunuz. Sizden hemen sonra Levi, İsabel ve Farlan'da gelmişti. Sonra Erwin ve Mike...

Kahvaltıda Erwin sefer hakkındaki şeyleri tekrar anlattı. Ve milyonuncu kez dikkatli olmamıza dair bizi uyarmıştı.

Erwin:"Evet herkes anladı mı?" dedi. Sırayla herkese göz gezdirmişti.

Herkes hep bir ağızdan "Evet." diye onaylayınca sen sadece Levi'ya bakıyordun. Çok tuhaf bakıyordu. Yani her zaman ki somurtkanlığı vardı ama endişeli gibiydi. 'Tabikide endişeli olacak. Yani bu onun ve arkadaşlarının ilk seferi olacak.' dedi iç sesin sana.

Mike:"Erwin hadi hazırlıklara başlayalım biz. Sizde gidin teçhizatlarınızı kuşanın ve atlarınızın son bakımlarını yapın." dedi ve Erwin'le beraber kalktı.

"Emredersiniz Binbaşım." dedin.

Ve diğer herkeste böyle dedi. Kahvaltıyı bitirip hemen odana doğru koştun ve teçhizatlarını kuşanıp atının yanına gittin. Biraz besledin çünkü fazla tok olursa hızlı koşamazdı. Suyunuda içirdikten sonra hemen atını alıp seferdeki plana göre olan yerini aldın. Seferde Levi'ın yanındaydın. 'BİR DAKİKA NEEEE!? SEFERDE LEVİ'IN MI YANINDAYIM!? VAY ANASININ A-' diye içinden küfür edecektin ki, sen bu düşüncelerdeyken Erwin komut verip atını sürmeye başlamıştı bile...

Sur dışına çıkmıştık. Hızlıca atlarımızı sürüyorduk.

İsabel:"Sur'un dışı gerçekten çok güzelmiş. Umarım daha güzel şeyler görürüz." dedi İsabel gülümseyerek.

Farlan:"Evet Sur' un dışı muhteşemmiş." dedi.

Sırayla hepsine baktın. Hepsi gülümsüyordu ama Levi'ın daha farklı bir gülümsemesi vardı. Gülümserken çok yakışıklı duruyordu. 'Öhm- ne diyorum ya ben!? Neyse odaklanmalıyım.' dedin içinden. 'Bana bak bakayım sen.' dedi iç sesin sana. 'Ne var?' dedin sende ona karşı. 'Sen aşık mı oluyorsun? Ne bu haller.' dedi sana karşı. 'Ya sen bir sussana.' dedin sende ona karşı.

ꨄ︎ 𝑬𝒓𝒆𝒏'𝒊𝒏 𝑲𝒂𝒓𝒅𝒆𝒔̧𝒊 || 𝑳𝒆𝒗𝒊 ꨄ︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin