❦︎Chapter Twenty❦︎

1.2K 88 200
                                    

Jean:"OBLOM OT KOFOLOLORO SOVMOZ" diye taklit etti Eren'i. Masadaki herkes gülmeye başlayınca Jean hafif somurtmuştu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir süre böyle gülerek ve konuşarak yemeğinizi yiyordunuz. Konuşma sırasında arada bir Levi'a bakıyordun ve çoğu zaman göz göze geliyordunuz. Utanmak değil ama bir anlık o bakınca kafanı hemen farklı bir yere çeviriyordun.

Jean: "Lütfen ölmeye meyilli, boş yapma." dedi Eren'e bakarak.

"Kimmiş ölmeye meyilli?"
diyerek konuşmaya geri girdin. En son baktığında Levi ile göz göze geldiğiniz için artık başını o tarafa çevirmiyordun. Utanmış mıydın? Hayır. Utanmak sayılmazdı. Daha farklı bir histi. Tarif edemeyeceğin bir his...

Jean: "Ya Y/N abla! Sence aramızdan kim ölmeye meyilli olabilir?" dedi.

"Bilmem.. Kim olabilir?" dedin.

Mikasa: "Eren'den bahsediyor..." diyerek sana doğru baktı.

"Benim kardeşim ölmeye meyilli değildir Jean'cığım." dedin Jean'a doğru bakarak.

Eren: "Öyle olsun abla... Bana niye Eren'ciğim demiyorsun?!" dedi.

"Eren'ciğim.." dedin.

Eren: "Ağlayın arkadaşlar, ablam en çok beni seviyor." dedi ve güldü.

Armin: "Bana da Armin'ciğim der misin Y/N abla?" çok şirin bir surat ifadesiyle söylemişti. Karşında onun gibi biri varken onu nasıl kırabilirdin ki..

"Armin'ciğim.." dedin.

Armin, sen bunu dedikten sonra güldü. Ve diğer herkeste Armin'in gülmesine karşılık olarak gülmeye başladı. Fakat sen Levi'ı kıskanmaktan başka birşey yapmıyordun. Levi'ın yanına Petra gelmişti ve onun koluna girmişti. Çıldıracak gibiydin fakat bozuntuya vermemeye çalışıyordun. Eren bunu fark etmiş olacak ki ayağa kalktı.

Eren: "Abla benimle bir gelsene. Sana birşey göstermem lazım." dedi.

Başını sallayarak onu onayladın ve masadan kalktın. Eren ise sen masadan kalktığın gibi elini tutup seni yemekhaneden dışarı çıkarttı.

Eren: "Abla odana çıkalım mı? Birşey göstermeyeceğim aslında. Konuşacaktım." dedi

"Ah- peki, tamam.." dedin.

Odaya doğru çıkmak için merdivenlere yöneldikten sonra, merdivenleri hızlıca çıkmaya başladınız. Eren gerçekten hızlıydı. Ona yetişmeye çalıştın ve bunu başardın da.

Hızlıca odaya girip, kapıyı kilitledikten sonra Eren konuşmaya başladı.

Eren:" Kaptan Levi'a niye öyle bakıyordun?" diye sordu.

"Nasıl-?" dedin.

Eren:"Baykuş gibi.." dedi.

"Ne alaka-?" dedin.

Eren:" Hadi ama abla!" diyerek yakındı. Daha sonra cümlesine devam etti. "Gözlerini sonuna kadar açmış, Kaptan Levi'a baykuş gibi bakıyordun..." dedi.

"Sen ciddi misin-?" dedin.

Eren: "Yüzünün hali çok komikti." dedi ve gülmeye başladı.

"Gülme be!" dedin.

Eren:"Tamam tamam~ sustum" dedi kıkırdayarak.

Bir süre ikinizde sessiz kaldınız. Ne Eren konuşuyordu, ne de sen.. Ortamı fırtına öncesi sessizliği kaplamış gibiydi. Ta ki Eren ayağa kalkıp, ajan gibi yürümeye başlayana kadar..

"Hey! Bir sorun mu v-.." ona yönelttiğin sorunu tamamlayamadan Eren, ağzını eliyle kapatmıştı bile. Daha sonra fısıldadı.

Eren:"Ayak sesleri duyuyorum." dedikten sonra elini, ağzından çekti.

Bir süre sende etrafı dinledin fakat hiç ses duymuyordun. 'Eren yanlış duymuştur' diye düşünürken gerçekten birkaç ses duymaya başlamıştın. 'Ya Levi'sa?! Konuştuklarınızı dinlemişse..' bu düşünceler seni yiyip bitirirken kapın tıklandı. Ayağa kalktın ve kapının kilidini açtın. Kapıyı açıp kim olduğunu görmek için kafanı ona doğru döndüğünde yüzüne bir yumruk yemen bir oldu.

"Hay! Sikeyim! Ne halt yiy-!" derken gördüğün kişiyle şaşkına uğradın.

Eren:"Petra-san! Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!?!" dedi. Hızlıca senin yanına koştu.

Petra:"Ablanla küçük bir intikam savaşımız var Eren'ciğim. Onunla karşı karşıya geliyorum." dedi.

Eren:"Başlatma Eren'ciğime?! Bunu sadece bana ablam diyebilir!" dedikten hemen sonra Eren, Petra'ya yumruk atmak için koştu. Fakat Petra'ya yumruğunu savuramamıştı çünkü birşey onu engellemişti.

Eren:"KAPTAN LEVİ!" dedi. Korkuyla savurduğu yumruğunu indirmişti.

Kafanı kaldırıp baktığında, Eren burnundan akan kanı farkedip yanına doğru eğildi.

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!?!" dedin bir Levi'a bir Petra'ya bakarak.

Levi:"Asıl onu ben sormalıyım, aptal velet. Eren'in Petra'ya vurmaya çalıştığını gördüm. Ne yapmaya çalışıyordunuz?" dedi.

Petra:"Kaptan Levi! Y/N benim kolumu kırmaya çalıştı fakat bende kendimi korumak amaçlı ona yumruk attım. Burnuna geldiği için burnu kanadı. Eren ise kendimi savunmaya çalıştığımı anlamadı ve o da bana vurmak istedi. Eren ve Y/N'nin benden neden bu kadar nefret ettiğini bilmiyorum ve anlamıyorum da!!! " dedi. 'Ben senden daha iyi yalan söylerim.' dedi iç sesin.

O tam bir yalancıydı. Ve şuan numaradan ağlıyordu. Eren ayağa kalkıp seni ve kendisini savunmaya çalıştı.

Eren:"KAPTAN, YALAN SÖYLÜYOR! YEMİN EDERİM Kİ!" dedi.

Levi: "Aynen, şuan inandım sana." dedi.

Eren: "KAPTAN YEMİN EDERİM Kİ BİZ BİRŞEY YAPMADIK. TAMAM. BEN YAPACAKTIM AMA O İLK ÖNCE ABLAMA YUMRUK ATIP ABLAMIN BURNUNU KANATMASAYDI, BENDE ÖYLE BİRŞEY YAPMAYA ÇALIŞMAZDIM! YANİ, ABLAMIN BİR SUÇU YOK! BİR CEZA VERECEKSENİZ EĞER... VERİLMESİ GEREKEN KİŞİ BENİM.!" dedi.

" Eren... " dedin ağlamaklı çıkan sesinle.."Eren..." dedin ve ağlamaya başladın.

Levi: "O zaman ahırı sen temizle velet." dedi ve Petra'yı da yanına alarak gitti.

Eren, Levi çıktıktan sonra kapıyı kapattı ve seni yerden kaldırıp yatağına oturttu. Çekmecende olan ilk yardım ekipmanlarını çıkarttı ve içinden burnuna tutabileceğin bir pamuk aldı.

Eren:"Abla..." dedi. İki eliylede yüzünü avuçlatının içine almıştı.

" Eren..." dedin ağlamaya devam ederken.. "Neden böyle birşey yaptın ki-?!"

Eren:"Sana zarar gelmesini istemiyorum abla.. Sana zarar verenleri öldürmek istiyorum..." dedi. Sesi sinirli çıkıyordu.

"Eren.. Bir daha böyle birşey yapma tamam mı?..." dedin.

Eren:"Abla seni çok seviyorum ve yıllar sonra seni bulmuşken kaybetme gibi bir niyetim yok. Bunu aklından çıkarma." dedi.

"Bende senin zarar görmeni istemiyorum...." dedin ona bakarak.

Eren:"Bana birşey olmaz abla, endişelenme sakın. Tamam mı?" dedi. Yanağını okşadı.

"Eren.. Nasıl endişelenmeyeyim? Sen.. Sen benim kardeşimsin, sen beni seven tek kişisin, sen benim tek ailemsin... Levi'ı sevsem bile onu sana değişmem! O beni sevmiyor ama sen seviyorsun. O benim ailem değil ama sen benim ailemsin. O beni mutlu etmiyor ama sen beni en küçük şakalarınla bile mutlu ediyorsun. Şuan hiçbir arkadaşım yok. Ve sen bana arkadaş oluyorsun. Her şeyden önemlisi sen benim kardeşimsin... Annemin bana kalan tek güzelliğisin." dedin.

Eren:"Endişelenmeni anlıyorum abla ama artık yalnız değilsin. Ben varım, Mikasa var, Armin var, Jean, Sasha, Connie, Reiner, Bertholdt var. Biz hepimiz seni çok seviyoruz..." dedi.

Bir süre sessizce Eren'e baktın. İkinizde konuşmadınız... Tıpkı az önceki olaydan öncesi gibi.

Eren:"Abla çok özel olmazsa bir soru sorabilir miyim?.."

ꨄ︎ 𝑬𝒓𝒆𝒏'𝒊𝒏 𝑲𝒂𝒓𝒅𝒆𝒔̧𝒊 || 𝑳𝒆𝒗𝒊 ꨄ︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin