Alarm sesini duymamla gözümü açmam bir oldu. Hızlıca komidinin üzerinde olan telefon elime alıp alarmı kapattım. Saat sekizdi ve benim bu gün derslerim erken başlıyordu. Ellerimle yüzümü ovaladım ve çok geçmeden yataktan kalkıp lavaboya gittim. Yüzümü güzelce yıkadım. Nedense uyandıktan sonra yüzümü yıkamaya çok önem veriyordum. Arınmış ve temiz bir hissiyat veriyordu bana.
Dişlerimi de yıkadıktan sonra odaya geri döndüğümde Nergisin de uyanmış olduğunu gördüm.
"Günaydın hayatım, yaşam amacım, herşeyim."
Yüzümü buruşturup Nergisin yanına oturdum. "Sana da günaydın."
Nergis gözlerini devirip başını yukarı kaldırdı ve ellerini açtı.
"Allahım benim şu Çicek salağına ettiğim iltifatları Çağlar da bana etsin lütfen."
Ona bakıp kafamı "deli" anlamında salladım. Telefonumun çalmasıyla komidine doğru yürüdüm ve Bahar yazısını gördüm.
"Bahar hanım, bu nasıl güzel bir süpriz." diyerek telefonu hoperlöre alıp açtım.
En başta da dediğim gibi Nergis ve ben çok küçük yaştan beri aynı odada kalıyorduk. Aslında bizim odamız 4 kişilikti ve diğer kişilerden biri de Bahardı. Bahar lisenin başlarında zengin bir aile tarafından evlatlık alınmıştı ama hiç bir zaman bizimle ilişkisini kesmemişti. Onu evlatlık alan ailesi sürekli bizi alır onlara götürürdü yada Baharı buraya getirirdi. Yani bu oda aslında dört kişilikti ama biz Nergisle iki kişi kalmıştık. Bahar hariç bir kişi daha vardı evet ama onun adını kendi aramızda bile anmayı sevmiyorduk.
Bahar Londra da psikoloji okuyordu. Aramızdaki mesafe çoktu evet ama Nergis neyse Bahar da benim için oydu.
"Süprizleri sevdiğinizi biliyorum Çiçek hanım." dedi Bahar o yumuşacık sesiyle.
"Kızım burada saat sekiz, Londrada beş falandır gidip uyusana niye kalktın." dedi Nergis.
"Ben sizin kadar tembel miyim kızım, erken kalkıp ders çalışıyorum. E tabi bide erkenden sevgilimi görmeye gideceğim o da var."
"Vay be," dedim büyülenmiş bir şekilde.
"Birincisi," diye söze başladı Nergis. "Tembel lafını asla üstlenmiyorum diş hekimliği okuyan biri olarak. İkincisi lütfen sevgili konusunu açma, burada platonik aşkını kendi içinde yaşayan biri olarak kıskanıyorum."
"Nergis sen Cağları sevmiyorsun sadece takıntı yaptın anla şunu artık. Ayrıca gerçekten Çağlar ne ya, sen daha iyilerine layıksın."
"Çağlar yakışıklı değil dersen körsün yalnız." dedi Nergis kinayeyle.
"Tipinden bahsetmiyorum içinden bahsediyorum."
"Kızım ne var içinde kaç yıllık arkadaşız hepimiz."
"Of tamam kapatalım bu konuyu."
Ne zaman Çağlar konusu açılsa Bahar Çağları sevmediğini söylüyordu. Aynı ortamda çok bir sorunları yoktu ama Bahar yine mesafesini korurdu. Dışarıdan bu durumu gözlemleyen birisi acaba Bahar bir zamanlar Çağları seviyordu ve o yüzden mi böyle davranıyor derdi fakat Nergis de ben de biliyorduk ki böyle bir şey yoktu. Çünkü Bahar Londraya gidene kadar Borayı sevdi. Başka bir şey vardı hissediyordum ama hiç bir zaman söylemiyordu Bahar.
"Ee Bahar hanım ne zaman dönüyorsunuz, özlendiniz de birazcık."
dedim konuyu değiştirerek."Valla bende sizi çok özledim ama yazdan önce gelemem."
"Yaz mı, çüş." dedi Nergis.
"Valla en erken yaz, yapacak bir şey yok. Neyse şimdi kapatmam lazım kızlar sonra konuşuruz. Öptüm sizi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFTELYA
Novela JuvenilBen Çicek Ersöz. Az önce öğrendiğim gerçekle birlikte başımın dönemesi artmış, gözlerim çoktan kararmaya başlamıştı. Ruhumda, bedenim gibi bu iki masa arasında sıkışmıştı. Kapkaranlık odada telefonumun ışığıyla aydınlattığım elimdeki kağıt parmaklar...