7. Bölüm

294 15 6
                                    

“Evet, dün  gece Artemis, Aras ona korkudan sarıldığı için öyle oldu.”

 “Nasıl yani, neden?”

“Artemis’in burda bulunma hikayesini bilmiyorsun değil mi?” Bu sorunun cevap verdiğim taktirde arkasının geleceğini biliyordum ama öğrenmek istiyormuydum bundan emin değildim. O gün Artemis diğerlerinin hikayelerini anlatırken kendininkini de anlatabilirdi ama o anlatmamayı tercih etmişti. Söylemek isteseydi söylerdi. Fakat onun neden bu hale geldiğini de merak etmiyor değildim.

“Bilmiyorum, Artemis bana birkaç kişinin hikayesini anlatmıştı ama kendininkinden hiç söz etmedi. Öğrenirsem onun özeline müdahale etmiş gibi olmaktan korkuyorum.”

“İnsanlar kendi hayatlarını anlatmaktan çekinirler. Artemis’in buradaki en uzun süreli hasta olduğunu düşününce bu durum daha da fazla artıyor. Sana anlatırsam özel hayatına müdahale etmezsin merak etme. O sadece senle kurmak istediği arkadaşlığı ilk baştan zedelemek istememiş olabilir. Önyargılı olma diye.”

“Aslında, bilmiyorum; olabilir.” Dedim söyledikleri çok mantıklıydı. Buradaki herkes sanırım konuşmaya başladığında içinden çok başka kişiler çıkıyordu.

“Artemis buranın en eskisidir demiştim. En eski, en dayanılmaz olanı belki de. Babası o doğmadan önce trafik kazasında vefat etmiş, annesi bir süre onu kendi çabalarıyla büyütmüş fakat daha sonra bunun böyle devam edemeyeceğini anlayınca da tanıştığı ilk adamla evlenmiş. Artemis 10 yaşındayken annesi kanser hastalığına yakalanmış ve iki sene kadar hastalığa direnebilmiş. Annesini 12 yaşında kaybetmiş, yeni ergenlik çağına giren güzel kızımız üvey babanın gözünden kaçamaz olmuş. O evden başka gidecek bir yeri olmadığından da adamın her türlü tacizine katlanmak zorunda kalmış. Ancak olaylar sadece tacizle son bulmamış ilerleyen süreçte ve artık tam anlamıyla bir genç kız olduğunda önce üvey babanın tecavüzüne uğramış. Sadece bununla kalmayan adam onu pazarlığa çıkartıp bedeninden para kazanmaya başlayınca da Artemis tüm bunları bedeninden çıkarmış. Vücudunda gördüğün her biri jilet izi ona dokunan erkeklerin onda bıraktığı izler.”

“Allah belalarını versin.” Demekten kendimi alamadım. 12 yaşındaki küçüçük bir çocuğa bunu nasıl yapabilmişlerdi. Nasıl bir hayvan, ona hayvan demek bile hayvanlara haksızlık olurdu, bunu yapabilirdi. “O yüzden şimdi bir erkek ona dokunmaya kalktığında kriz geçiriyor. Çünkü tüm o diğer pislikler aklına geliyor.”

“Aynen öyle, Artemis burada gördüğüm en sağlam insanlardan biridir. Tüm yaşadıklarına rağmen sürekli güler, hayatından keyif alır fakat ne olursa olsun buradan çıkamaz, çünkü buradan çıkarsa başına geleceklerden korkar.” Demişti. Ona hayran olduğu her halinden belli oluyordu.

“Düzelecek öyle değil mi? Düzelecek ve yeniden gülecek.” Bu bir sorudan çok onay cümlesiydi.

“Tabiki de adını bile bir tanrıçadan alan birinin nasıl düzelmemesini beklersin.” Bu cümleyi kurduğunda öylesine güzel gülmüştü ki ister istemez bir süre donakaldım. Toparlandığımda

“Ben artık gitsem iyi olacak, rahatsız ettiysem kusura bakma.” Dediğimde yerimden kalktım.Bir şey söylemesi en azından kibarlıkta bulunmasını bekliyordum ama o hiç bir şey söylememişti. Bende arkama dönüp odama doğru ilerlemeye başladım. Tam kapıdan içeri girmiştim ki biri kolumdan tuttu.

“Özür dilerim, dün için, dün gece için, az öncesi için.” Demişti.

“Sanırım gelgitlerini hiçbir zaman anlayamayacağım.” Dedim gözlerimi ondan ayırmadan.

“Maalesef böyleyim, bulunduğumuz yere bakacak olursak.”

 “Sen sanırım böyle daha iyisin.” Dememle hızlıca arkama dönmem bir olmuştu. Tanrım ne demiştim ben öyle iltifat mı etmiştim, ne yapmıştım? Bir şeyler söyleyip toparlamalıydım. Zira beni yanlış anlayabilirdi. “Şey yani orjinalsin, hepiniz orjinalsiniz, buradaki herkes.”  Bunu söylediğimde o hoş gülümsemesinin altında imayı da seziyor gibiydim. Her ne kadar “Hı hı” desede bu çokta düz bir “hı hı” değildi.” Nil yine saçmalamada nirvanasın” dedim kendi kendime ve odama çıktım.

KlinikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin