9. Bölüm

233 19 3
                                    

Not:Vize ve final dönemimden dolayı bölüm gecikmiştir. Özür dilerim. Keyifli okumalar.

Multimedia:Nil

(Nil)

Daha videonun şokundan çıkamamıştım ki Artemis'in peşinden koşarken buldum kendimi. Nereye gidiyordu bu kız, ne yapacaktı, bu video iyi miydi kötü müydü onu bile bilmiyordum. Gözüm kapı numarasına iliştiğinde Aras'la Deniz'in odasındaydık. O an tek düşündüğüm lütfen daha bir şeyler daha kötü olmasın idi. Artemis beni şok ederek odaya girdi. Ayakta duran Aras'ı kolundan tutup çevirdi ve dudaklarına uzandı.

Artemis, Aras'tan dudaklarını çektiğinde; alnını Aras'ın alnına dayadı. Bir süre öyle durdu.

"Teşekkür ederim." Dedi. Gözlerinin içine bakıp kocaman bir gülüş attı ve sıkıca sarıldı. "Tekrar teşekkür ederim." Dedi. O sırada Deniz'le göz göze geldiğimizi fark ettim. Onların anlamlı bu haline karşın biz birbirimize anlamsızca bakıyorduk. İkimizde de koca bir bilinmezlik vardı ve her bir saniyede bilinmeze karışıyorduk. Artemis kollarını Aras'tan çekip odadan çıktı. Bende peşinden odadan çıktım. Artemis önde hızla ilerlerken bir anda durdu ve bana döndü.

"İzninle biraz yalnız kalabilir miyim?" dedi. Bende hiç sesimi çıkarmadan yanından geçerek uzaklaştım. Odama doğru giderken Doktor Rüzgar'la karşılaştım.

"Doktorunla konuştum. Yarın ilk önce benimle görüşeceksin. Sonra kendi tedavine dönebilirsin."

Doktorla konuştuktan sonra odama geçip, tüm gece olanları düşündüm. Yaşanılanlar çok tuhaftı ve bu durum beni ürkütüyordu. Düşüncelerim öylesine beni yormuştu ki uyuya kalmıştım. Sabah erkenden Doktor Rüzgar'ın odasına gittim. Beni o filmlerde gördüğümüz yatılan kanepe yerine sandalyeye oturtmuştu.

"Evet, seni dinliyorum." Dedi.

"Ne anlatabilirim ki? Doktor olan sizsiniz. Siz sormalısınız."

"Ama benden yardım isteyende sendin. Anlatacak bir şeylerin olduğunu düşünüyorum. Bence; sende biraz düşünmelisin."

"Aslında evet, sanırım nasıl hissettiğimi anlatmam gerekiyor." Bir süre durakladım bunu dile getirmek zordu ama söylediğimde de kurtulacakmışım gibi geliyordu." Ben korkuyorum..."

Doktor Rüzgar ben korkuyorum cümlesini beklemediğinden, duyduğu anda şaşkınlığını gizleyemedi. "Neden korkuyorsun?"

"Sizce bu soru saçma değil mi?"

"Ben bir psikiyatristim ve sorularım ne kadar saçma olursa olsun cevapları senin bulmanı sağlarım. Çünkü insanlar mantığıyla kavrayamadı, kendi bulmadığı hiçbir cevabı kabul etmezler. Şimdi neden korkuyorsun?"

"Korkuyorum. Çünkü burada başıma ne geleceğini bilmiyorum." Doktor Rüzgar cevabımdan tatmin olmamış gibi yüzüme bakarken "Korkuyorum çünkü sonumun ne olacağını biliyorum." Bu sözlerin ağzımdan nasıl döküldüğünü ben bile anlayamamıştım ama o an, ondan daha iyi bir an olamazdı.

"Neden böyle düşünüyorsun? Ya da sonunun ne olacağını nereden biliyorsun?" Doktor neden cümleleriyle düşünmemi hatta dökülmemi sağlamaya çalışıyordu? Bu duruma çok alışıktım. Genelde psikologlar sadece sorular sorardı. Oysaki Rüzgar'da bunun farklı olacağını düşünmüştüm çünkü o bir psikolog değil psikiyatristti. İlaçlı tedavi yöntemlerinde bir numaraydı ama ya ilaçsızlar için?

"Hani derler ya; 'İnsan hisseder' diye bende hissediyorum. Bir şekilde biliyorum." Cümlelerimi devam ettirmek istesem de gözlerim ve boğazım buna engel oluyordu. Kelimelerin boğazımda düğümlenmesi tam olarak buydu. Bu durumu atlatmak için koca bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

KlinikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin