「21」

448 63 18
                                    

"Biraz için şunu ya! Nasıl çevireceğiz şişeyi?" Jisung ağzına kadar olan şişeyi açması için Minho'ya uzatmıştı.

"Birkaç kadeh getirin onlara dolduralım, hepsi olmasa da yarısını boşaltmış oluruz." dedi, Jeongin.

"Başlıyor muyuz gençler?" Hyunjin salona rahat kıyafetleri ile girmiş boş bulduğu yere oturmuştu.

"Evet, birazdan. Nasıl oynayacağımızı biliyorsunuz, verilen görevden önce bir shot viski içeceksiniz. Bu kadar." Seungmin yine de kısaca açıklamış, kadehinde duran şaraptan bir yudum almıştı. "Tadı güzelmiş ha."

"Ben iyi içici değilim ki...direkt sarhoş olurum. Oynamasam?" Felix en son bara gittiklerinde ağır şeyler içmemişti ama o bile kafa yapmıştı ona şimdi bunları içse ne olur onu düşünüyordu.

"Olmaz!" Seungmin'in sesi bir anda yükselmişti. O oynamazsa bunun bi' anlamı kalmazdı ki. "Biz bizeyiz sıkıntı olmaz, yarın bi' başın falan ağrır geçer. Boşver."

"Ağır içki vermeyiz sana olmadı." Minho konuştuğunda başını sallamıştı, Seungmin.

"Hadi başlayalım. İlk defa bu kadar çok içeceğim heyecanlandım." Jeongin ellerini çırparak konuşmuştu.

...

Gecenin ilerleyen saatlerinde hâlâ sarhoş olmayan birkaç kişi vardı. İlk sarhoş olanlar Hyunjin, Jeongin, Felix ve Jisung'du. Felix yeni yeni  içmeye başlamıştı, fakat başının ağrıdığını ve sarhoş olduğunu hissediyordu.

Ama yine de adlarını hatırlayacak kadar kafaları yerlerindeydi, ve oyuna devam ediyorlardı.

"Jeongin doğruluk mu? Cesaret mi?" Jeongin 3.shotını cevap vermeden içmiş ve cevaplamıştı.

"Doğruluk." dediği yüzünden hepsinden değişik sesler çıkmıştı. "Susun be!"

"Hyunjin'le ilk karşılaştığında ona karşı bir şeyler hissetin mi?" Felix sorduğu soru ile Hyunjin'e bakışlarını çevirmişti. Felix nedense aralarında bir çekim olduğunu hissediyordu bakışlarından.

"Evet, çok yakışıklı bir yüzü olduğunu düşündüm ve onu öpmek istedim. Dudakları ilgimi çekti çünkü." Jeongin cesurca verdiği cevapla Hyunjin'e bakmıştı.

"Hmm..demek öyle." Felix amacına ulaşmış gibi sırıtmış şişeyi Jeongin'e uzatmıştı çevirmesi için.

"İki güne sevgili olacaklar eminim." dedi, Seungmin.

"Çevir, Jeongin."

Şişenin ucu Changbin'i gösterdiğinde Jisung bir bakış atarak sormuştu;

"Doğruluk mu? Cesaret mi?" Jisung'un, Seungmin ve Chan'ın yapmak istediği şeyden haberi vardı. Aslında öğrenmesi Seungmin'i darlayarak 'nereden çıktı bu oyun' diye sürekli sormasıydı, ve sonuç olarak ona her şeyi söylemişti, Seungmin.

"Niye öyle gülüyorsun? Hiç güvenemiyorum şuan sana her an bir bokluk çıkabilir sanki.." Changbin viski bardağını kafasına dikmişti.

"Hadi artık!"

"Dur ya başım döndü. Bir saniye." dedi. "Cesaret diyorum."

"Ne sorsam ki acaba?" Minho'nun omzuna yatarak eli çenesinde duruyordu. "Buldum!"

"Jisung söylesene artık güzelim."

"Felix'i kucağına al ve 1 dakika boyunca öp." Seungmin hem sarhoşluğun etkisiyle hem de arkadaşının dediği ile bir kahkaka bırakmıştı.

"Ne!" Changbin şaşırmışlıkla sesini yükseltmişti.

"Ne değil. Felix ile öpüşün işte."

"Olmaz. Düzgün sorular sorun."

Changbin'in çıkışması ile Chan;

"Cesaret diyen sendin zorlama kardeşim." diyivermişti.

"Arkadaşımla öpüşm-" Lafını bölen şey Felix'in dudaklarına kapanmasıydı. Sarhoşluğun ve biraz da Changbin'in ve kendinin unutacağını düşündüğünden onu öpmeye başlamıştı.

Seungmin, Chan ve Jisung bekledikleri öpücüğün gerçekleşmesi ile genişçe gülümsüyordu.

Changbin'se dudaklarına yapılan baskı ile gözlerini sonuna kadar açmış kucağına oturup kendisini öpen Felix'e bakıyordu.

Changbin geriye doğru yaslamış olduğu kolunun birini Felix'in beline sararak iyice kucağına yerleşmesini sağlamıştı. Yarın sabah bunu hatırlayacağından yüzde yüz emindi, çünkü unutamayacağı bir olay yaşıyordu şuan.

Felix kollarını boyna dolamış ensesinde ki saçlarıyla oynuyordu, Changbin'in. Öpücük gittikçe alevlendiğinden sıcakladığını hissediyordu.

Onları bölen şey Jisung'un '1 dakika doldu' demesiydi. Changbin Felix'in dudaklarından zar zor ayrılmış kıyafetinden içeri giren eli çekmişti.

"Acayip ateşli bir öpücüktü yalnız." Chan konuşarak Seungmin'e bakış atmıştı. Seungmin anladığını işaret ederek hafifçe kafasını sallamıştı.

"Aynen, ben bile nefes alamadım bi' ara."

"Kucağıma gelmek ister misin, güzellik?" dedi Hyunjin tamamen sarhoş olmuş hali ile. Kadehi kafasına dikerek geriye yaşlanmıştı.

"Gelirim ama.." Kedi gibi ellerinin üzerinde durmuş şaka yapıp yapmadığını ölçmeye çalışıyordu.

"Gel, bebeğim. Şaka yapmıyorum."

Jeongin kucağına sırtı ona dönük olacak şekilde oturmuş, Hyunjin'in altına baskı yapmıştı.

"Fazla hareket etme." Dişlerini sıkarak konuşmuştu.

"Yeter be! Sizin cilveleşmenizi duymak, görmek istemiyorum. Oyun bitmiştir, herkes odasına napıyorsanız orada yapın." Minho yerdeki şişeyi hâlâ açılmamış ve boş olan şişelerin yanına bırakmış, sevgilisini yerden kaldırmıştı.

Felix hepsinden önce ayağa kalkarak kapalı olan kapıyı açıp merdivenlere yönelmişti. Arkasında ise hâlâ öpücüğü düşünen Changbin yavaş yavaş onunla beraber ilerliyordu.





















































-
selam

sey aslinda bu bolume cok smut yazmak istiyordum ama nedense usendim yazasim gelmedi,, eger yapacaklarsa sarhos olmadan yapmalarını istedim ve

vesi yok smut yazmicam lol
(dedikten sonra lokum: yazdi)

kendinize iyi bakın 💘

sizi seviyorm 💟😽

We have each other ∴ Changlix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin