「4」

815 96 7
                                    

<Changbin ve Felix 17 yaşında>

"Yongbok?" Oldukça kalabalık olan yolda yürüyorlardı, iki arkadaş.

"Bana Yongbok diye seslenme ve efendim, Changbin." Felix artık kendi ismini beğenmediğinden uyarı tonlu sesiyle konuşmuştu.

"Tamam ya. Seneye yurttan ayrılacağımızı biliyorsun değil mi?" Felix Changbin'in söyledikleri ile yüzü düşmüştü. Bunları düşündükçe boğulduğunu hissediyordu.

"Evet...Biliyorum. Ve hiç gitmek istemiyorum, düşündükçe de kendimi çok büyük bir yükün altında gibi hissediyorum."

"Ne yazık ki ben de. Senden ayrılmayı istemesem de bazen keşke benim de bir ailem olsa diyorum." Omuzlarını düşürmüş olan Felix'i yanına çekerek omzunu patpatlıyordu.

"Burası benim ailem gibi. Herkes bize, bizlere çok iyi davranıyor, onlardan ayrılırsam boşluğa düşmüş olurum sanırım."

"Eminim onlarda bizim gitmemize üzülecekler ama elimizden gelen bir şey yok.."

"Şimdiden bir şeyler mi düşünsek? Changbin ev falan tutmamız lazım değil mi? Of çok zor."

"Evet, kalacak bir yer için ev tutmalıyız ama bence ilk olarak bir işte çalışmaya başlamalıyız. Sonuçta her ay kira ödememiz gerekecek."

"Seneye üniversite sınavına gireceğiz. Nasıl baş edeceğiz? Ne ara ders çalışacağız, ne ara işe gideceğiz." Derin derin nefes alarak yürümeye devam ediyordu, Felix.

"Bunu ben de düşündüm Felix. En kötü birimiz okumaz sadece işte çalışır. Yani ancak bunu yapabiliriz."

"Olmaz! İkimizde okuyacağız." Sert ve net bir şekilde konuşmuştu, Felix.

"Yapacak başka bir şeyimiz mi var?"

"Bence ilk bir müdür ile konuşmalıyız. Belki yanlış biliyoruzdur, belki mezun olduktan sonra ayrılıyoruzdur yurttan."

"Öyle umalım da öyle olsun, Felix."

"Şimdi bunları bir kenara atalım. Tamam mı? Yurda gidelim ödevleri yapalım ve film akşamını gerçekleştirelim." Felix sanki az önce onları üzen konuyu konuşmamış gibi gülümseyerek Changbin'e bakıyordu.

"Modun çok hızlı yükseliyor."

"Mod yükselticiyim ben ne sandın. Bak sen de mutlu oldun hemen." Omzunda duran eli tutarak parmaklarla oynamaya başlamıştı.

"Evet. Ama benim ödevim yok, sana kolay gelsin." Arkadaşına gülerek bakarken söylemişti.

"Nasıl yani? Yalan söylüyorsun değil mi? Senin hocalar ödev vermeden duramaz ki."

"Gerçekten yok, ben bile şaşırdım açıkçası ama vermediler ödev falan." Yanlarından geçen arabaların korna sesleri ile sesini yükseltmişti.

"Bence sen dersi dinlemedin hoca ödev verince de duymadın. Vermeselerdi yerinde duramazdın, Changbin."

"Dinledim o yüzden yerimde duramıyorum zaten mutluluktan."

"Of..bir benim mi ödevim var şimdi? Kabul edilemez!" Dudaklarını büzerek ve ayaklarını sertçe yere basarak yürümeye başlamıştı.

"Maalesef, Felix. Ödevini yapana kadar beklerim ama seni."

"Öf." Felix'in nefes vermesine karşın, Changbin arkadaşının çantasını alttan eliyle destekleyip yukarı kaldırmış sonrasında da aşağıya bırakarak Felix'in sendelemesine neden olmuştu.

"Lan! Changbin gel buraya mahvedicem olum seni!" Arkasında duran ve vurduğu insanlardan özür dileyerek, koşarak gözden kaybolmak üzere olan Changbin'e doğru yetişmeye çalışıyordu.

"Felix, dur ya! Öylesine yaptım kızma hemen." Hâlâ koşarken arkasına bakarak konuşuyordu.

"Changbin, bittin sen! Aaa-!"

"Dur, tamam. Özür diliyorum yapmayacağım bir daha." Aniden durması ile Felix'de durarak elleri dizlerinde nefeslenmeye çalışan arkadaşını izliyordu.

"Yapma sakın. Zaten insanlarada çarpmışım senin yüzünden mal mısın?"

"Özür dilerim. Öleceğim nefessizlikten hadi yürümeye devam." Felix'in önüne uzattığı duran su şişesine ulaşmak için başını kaldırmıştı, Changbin.

"Verecek misin artık suyu?" Her uzattığında önünden çekilen su ile nefes vererek söylenmişti.

"Bilmem verir miyim?" Kapağı açık duran suyu içmeden önce bir bakış atmıştı, Changbin'e.

"Verirsin."

"Vermem." Koştuğundan o da susamıştı ve şimdi de Changbin'in gözlerinin içine baka baka suyu içiyordu.

"Neden bana bunu yapıyorsun? Çok susadım." Yalandan ağlayarak arkadaşına bakıyordu.

"N'apayım. Ceza olsun bu sana." Omuz silkerek bitmiş pet şişeyi çantasına geri atmıştı.

"Ben öleyim."

-

"Dedim sana mezun olana kadar buradayız diye." dedi. Kazanmış gibi konuşuyordu, Felix.

"Nereden bileyim ben. Öyle konuşma."

Yurda varır varmaz müdürün odasına geri dönüşte konuştukları hakkında şeyler sormuşlardı ve müdür onlara mezun olduklarında buradan ayrılacaklarını söylemişti. Şimdilik ikiside bunları sorun etmeden yaşayacaktı anlaşılan.

































-
selam

modum düşük nedense :(
nvm

oy verir misiniz ben de gidip sanal kedilerime bakam
😽 <3

hadi bb
sizi seviyorm hüü 🥺

We have each other ∴ Changlix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin