Üniversitenin ilk gününe son 5 günleri kalmıştı Changbin ve Felix'in.
Güzel bir çarşamba sabahı geçirmişler ve şimdi etrafı biraz gezmek için dışarı çıkmayı düşünüyorlardı. Yani Felix düşünüyordu, Changbin'e daha söylememişti.
Dün arkadaşı yine kafeye çalışmaya gitmişti ve şimdi boş zamanları vardı. Komşularının kim olduklarını bilmiyorlardı mesela, sadece onların da kendileri gibi öğrenci olduklarından haberleri vardı.
Her şey daha yerine oturmamıştı. İçi dolu bi' ev kiralamış olabilirlerdi ama yapmaları gereken çok şey onları bekliyordu. Her ay kirayı vermeli, faturaları ödemeli, evleri ve kendileri için gerekli ihtiyaçlarını karşılayabilmelilerdi. Ve bunlar için çalışmaları lazımdı, Changbin'in bir işi vardı ama Felix de bir iş bulmalıydı.
"Changbin?" Yanında telefonuyla oynayan gence seslendi, Felix. İzledikleri diziden sıkılmış kendini telefonuna vermişti.
"Efendim."
"Dışarı mı çıksak sıkıntıdan öleceğim. Hem ben doğru düzgün dışarı çıkmadım sen en azından biliyorsun, nerede ne var onu gösterirsin."
"Olur aslında, ben de sıkıldım. Kalk hazırlanalım da biraz kaybolalım." Changbin telefonu koltuğa atarak, Felix de izleyeni olmayan televizyonu kapatarak ayağa kalkmıştı.
10 dakika sonra Changbin üzerini giyinmişti ve şimdi arkadaşını bekliyordu.
"Neden hâlâ giyecek bir şey bulamadığını sorabilir miyim? Altı üstü dışarı çıkacağız terledim seni beklerken." Açık olan pencereden gelen azıcık rüzgarla serinlemeye çalışırken konuştu.
"Uyduramadım ki bir türlü of bekle." Dolaptan mavi kot ve sarı bi t-shirt çıkarmıştı.
"Felix yalnız 10 dakikadır bekliyorum keşke sen hazırlandıktan sonra bana dışarı çıkalım deseydin bu kadar beklemezdim." Nefesini dışarı vererek yatakta yüz üstü yatmaya başladı.
"Tamam dur bunu giyiyorum ve çıkıyoruz. Gidip ayakkabılarını giyebilirsin." Üzerini çıkararak ince t-shirtü giydi.
Felix arkadaşını bekletmenin verdiği huzursuzlukla hızlıca üzerini giymiş, odanın kapısını kapatarak kapının önünde ayakkabısını giyen Changbin'in yanına gitmişti.
"Beklettiğim için üzgünüm." Anahtarı kapının arkasından çıkartırken konuştu.
"Neyse sorun değil, seni az mı okula giderken bekledim. Acele etmen için mızmızlandım." Derken göz kırpmıştı.
"Iyy, göz kırpma yavşıyormuşsun gibi hissediyorum." Elini Changbin'in yüzünü görmemek adına siper ediyordu.
"Yavşamayayım mı? En yakın arkadaşıma yavşamayacaksam neden yaşıyorum." Kolunu omza yaslayarak merdivenlerden aşağıya iniyorlardı.
"İyi, tamam."
"Dur!" Changbin'in aniden durması ile Felix bir şey olduğunu sanarak kafasını ona çevirmişti.
"N'oldu?!"
"Telefonumu unuttum, anahtarı ver." dedi aceleyle.
"Bu muydu yani! Önemli bir şey oldu sanmıştım." Gözlerini devirerek arkadaşını çimdiklemişti.
"Ne çimdikliyorsun ya! Canım yandı."
"Git ve al şu telefonu." Anahtarı cebinden çıkarıp arkadaşına vermişti. "Aşağıda bekliyorum."
Felix aşağıda beklerken yanlarına gelenlere merhaba demiş, tekrar önüne dönmüştü.
"Merhaba. Yeni taşınanlar sizsiniz demek." Kendisine uzatılan el ile Felix gülümseyerek eli sıkmıştı.
"Evet. Memnun oldum."
"Ben Hyunjin, bu da arkadaşım Seungmin." Sessizce konuşulanları izleyen Seungmin de elini uzatmıştı.
"Ben Felix."
"Geldim, hadi gidelim Felix." Yanlarına gelen gençle bütün bakışlar ona dönmüştü. Neler olduğunu anlayamayan Changbin yanlarına giderek arkadaşının yanına geçmişti.
"..Merhaba."
"Merhaba. Ben seungmin."
"Ben Hyunjin." Gülümseyen çocuğa karşı küçük bir tebessüm etmişti, Changbin.
"Changbin, memnun oldum." Etrafta nedense gerici bi' hava olmuştu ve hepsi bundan rahatsız olmuş olacaktı ki Hyunjin lafa girdi.
"Bir şey sormak istiyorum. Siz de mi sevgili rolü yaparak kiraladınız evi?"
"Hyunjin, ne diyorsun bu nasıl soru?" Seungmin arkadaşının omzuna vurarak konuşmuştu.
"Ne var ya?"
"Hayır, öğrenci evi olduğunu öğrenince biz de burayı kiraladık. Yakın arkadaşız." dedikten sonra güldü.
"Biz niye rol yapmak zorunda kaldık o zaman ya!" Gözlerini devirdi, Hyunjin.
"Boşverin siz onu. Biz sizi tutmayalım, görüşmek üzere. 5. kattayız her zaman bekleriz."
"Görüşürüz. Aynısı sizin içinde geçerli." El sallayan Changbin'le Felix arkalarını dönerek apartmandan tamamen ayrılmışlardı.
-
"Hyunjin'i sevdim, komik çocuk gibi duruyor." Gidecek pek yerleri olmadığı için sahile gelmişti ikili. Şimdi de kumun üzerine yerde bulduğu dal ile bir şeyler çiziyordu, Felix.
"Evet, eğlenceli biri gibi, Seungmin'in aksine daha hareketli." Gülmüştü, nedense hiperaktif bir çocuk enerjisi almıştı ondan.
"Seungmin çok şey...umm nasıl desem kavga çıksa oturur izler, umrunda olmaz. Haksız mıyım?"
"Katılıyorum."
"Biz eğlenceli miyiz? Bizim hiç arkadaşımız yok. Farkında mısın?" Felix aklına gelenlerle istediklerinin ağzından çıkmasına izin vermişti.
"Eğlenceliyiz tabii. Hem arkadaşımız olsa ne olacak boşver."
"Bilmiyorum. Hyunjin ve Seungmin
komşumuz ama arkadaş oluruz dimi?" dedi Felix."Oluruz sanırım. Emin değilim."
-
biskuvinin arasindaki lokum geldi
sslam 😽guzel bi bolum oldu sanki idk 😶
bayram fln filan ama tabii ki ben yb yazdm
kitabi yazarken gecrketen zevk aliyorm ne kadar okunmalar dusuk olsa da umrumda degil zatn pfffnys sizi cok sveiyorm bebikler kendinize iyi bakın 😽💘💟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We have each other ∴ Changlix [✓]
FanficFelix ve Changbin aileleri tarafından yetimhaneye bırakılan iki çocuktu ve 18 yasina gelmiş olan bu gençlerin başlarının çarelerini bakmaları gerekiyordu... [düz yazı+ text] başlama [050721] bitiş [170921] #1chanmin #2 changlix