「18」

448 63 3
                                    

Hepsi geniş salonda oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Bazıları uykusundan uyandığı için uyku sersemi, bazıları ise uykusu olduğu için öyleydi.

Jisung ise evi kısa bir özet geçiyordu kendi evleri gibi kullanabilsinler diye.

"En üstte 4 oda var, orada kalırız diye düşünüyorum. Ev arkadaşları olarak ya da nasıl istiyorsanız o şekilde ayrılın. Her oda da 2 tane tek kişilik yatak var."

"Uykum var, salsana beni." Jeongin uzun yoldan dolayı hâlâ araba da gibi hissediyordu, ve acilen uyuması gerekiyordu.

"Söylüyorum sadece. Sonra bana bu nerede Jisung diye sormayın." Omuz silkerek valizleri yukarı çıkarmak için kapının önüne gelmişti.

"Ay bayılacağım çok uykum geldi." Seungmin, Chan'ın bacağına yatıp Changbin ve Felix'e doğru bacaklarını uzatmıştı.

"Kucağıma alırdım ama valizleri odaya götürmemiz gerekiyor, sevgilim."

"Tamam." Başını salladı, bacağa yatması ile kalkması bir olmuştu.

"Felix. Kalk da odaya gidelim orada uyursun." Koltuğun kenarında sızıp kalmıştı yine.

"Ha?" Yavaşça gözlerini açmış ayağa kalkmıştı. Yalpalayarak kapıya ilerliyordu.

O sırada Hyunjin, midesi hâlâ bulanan Jeongin'i sırtına alarak odadan çıkmıştı.

"Önden ben geçeyim mi?" Hyunjin, Jeongin'i düşmesin diye bacakları karnının etrafına dolatmış, önde olan Minho'ya sormuştu.

"Geç, bakalım." Minho valizi ve kendisini kenara çekmiş Hyunjin'e yer açmıştı.

Felix de uyku sersemi yavaş adımlarla en arkalarından ilerliyordu. Valizini Changbin almıştı, bu yüzden trabzanlardan tutunarak çıkıyordu.

"İyi geceler, millet." Hyunjin odaya girmeden söylemiş yavaşça kilitli olan kapıyı açıp içeri girmişti.

"Valizlerimiz aşağıda.."

"Biliyorum, Jeongin. Merdivenler boşalsın inip alacağım. İstersen sen git bi' elini yüzünü yıka. Çok kötü gözüküyorsun."

"Sanırım öyle yapmalıyım. Gerçekten çok kötüyüm şuan. Size de zorluk çıkardım." Üzgünce nefes vermişti. Yolda 1-2 kere kenara çekmek zorunda kalmışlardı, Jeongin'in mide bulantısı sebebiyle.

"Ne zorluğu Jeongin. Kafana takma." Elini boşver der gibi sallamıştı. Kimse bunu umursamıyorken, gencin bunu kafasına takıp üzülmesini istemiyordu.

"Geri dönüşü de var bir de bunun."

"Jeongin sen iyi ol yeter ki, biz ister 5 ister 10 kere bekleriz seni. Sıkıntı etme bu kadar." Yanına gelerek saçlarını karıştırmıştı.

"Diyorsun?" Kafasını kaldırarak baş ucunda ki Hyunjin'e bakıyordu.

"Evet. Sen git tuvalet bi' kendine gel, ben de valizleri getireyim üzerimizi değiştirelim."

-

"Felix kalk yataktan üzerini değiştir. Pantolonla mı uyuyacaksın?" Changbin altına eşofmanını giymiş, kendini yatağa atmıştı.

"Üşeniyorum.." Kelimeyi uzatarak söylemişti.

"Ben mi değiştireyim? Onu mu istiyorsun?"

"Oof tamam." Yatakta doğrularak valizini açmış, içinden birkaç parça kıyafet çıkarıyordu.

Altına çok uzun olmayan bir şort giyerek çıkarmış olduğu kıyafetleri ikisinin kullanacağı dolaba asmıştı.

"Yorgunluktan bayılacağım." Felix sonunda rahat kıyafetlerin içinde kendini yatağa attığı için mutlulukla konuşmuştu.

"İyi geceler."

"İyi geceler ise telefonu bırakıp uyuman gerekiyor." Felix yatakta Changbin'in tarafına dönmüş, ona bakıyordu. Net olmasa bile holün açık ışığı ile yüzünü seçebiliyordu.

"Daha uykum gelmedi. Uyu sen."

"Telefonu bırakmazsan uykun gelmez, bir şeyler konuşalım." Uykusu kaçmıştı.

"Mesela?" Kendisini Felix'e doğru çevirerek sevdiği yüzü izlemeye başlamıştı.

"Mesela... gitmek istediğimiz ülkelerden bahsedebiliriz. Senin gezmeyi sevdiğini biliyorum, Changbin."

"Olabilir. Sana gitmek istediğim ülkeleri söylemiş miydim?"

"Birçok kez artık ezberledim diyebilirim." Sessizce gülmüştü uyuyabilecek olan arkadaşlarını düşünerek.

"En çok gezmek istediğim yer neresi?" Felix'in bunu bileceğinden adı gibi emindi.

"Kanada. Hatta sırf bunun için ingilizce öğreniyorsun. Ve en çok benimle gitmeyi istiyorsun." Kendinden emin konuşmuştu.

"Doğru. Sen de Fransa'ya gitmek istiyorsun. Ayrıca Avustralya'ya da."

"Son olarak ben de seninle gitmek istiyorum. Bunu unuttun."

"Felix, ya sevgililerimiz olursa ve birbirimizle gitmek istemezsek?"

"Böyle bir şey olmayacak, birlikte gideceğiz. Neden böyle düşünüyorsun? Sevgili yaparsam ki sanmıyorum,, seninle ilgilenmeyeceğimi mi? Yoksa..Changbin." dedi, Felix. Sanki onu seven kendisi değilmiş gibi kalbinin kırılmasını umursamadan normal davranmaya çalışarak sormuştu.

"Hayır, yanlış anlıyorsun. Sevgilim falan yok. Sadece düşünüyordum."

"Pekâlâ. Uyuyalım mı? Uykun geldi mi?"

"Evet, kapıyı kapatayım uyuyalım."











































-
oy verir misiniz hü 🥺
😽😽

We have each other ∴ Changlix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin