Mutasyon Z

2. Bölüm - Century Kasabası

Alnımda biriken teri hissedebiliyordum. Yaklaşık 15 dakikadır koşuyordum. Peki şimdi ne olacaktı ? Hayatımdaki tek sevdiğim varlık olan kızım artık yoktu. Şimdi ise tırmandığım apartmanın tepesinde Baretta model tabancamla sağı solu koloçan ediyordum. Aklımda onlarca cevap veremediğim soru vardı. Şimdi ne yapmam gerekti ? Kızım da gittikten sonra ben neden yaşıyordum ? Bu zombiler nereden çıkmıştı ? Ve bunun gibi onlarca soru daha... Çantamı kontrol ettiğimde 2 konserveden başka yiyecek olmadığını fark ettim. Tommy'i aramaya karar verdim.
Aranan : Tommy
Telefon 2 çalıştan sonra açıldı.
''Alo ?''
''Alo Tommy''
''Efendim Nick''
''Tam olarak nereye gelmem gerekiyor?''
''Güney'deki Florida Eyaleti'ne. Century adlı bir kasabaya.''
''Orası çok uzak Tommy''
''Biliyorum Nick, ama burası diğer yerlere göre daha güvenli. Ayrıca bizi buradan Hindistan'a uçuracak birini buldum''
''Tamam, gelmeye çalışacağım''
''Uçak yarın kalkacak Nick, ya senle ya da sensiz''
Sally'nin öldüğünden ona bahsetmedim. Bilmesi gerekmezdi. Şimdi bu apartmandan inip Florida'ya ulaşmam gerekiyordu. Hızlı davranırsam yetişirdim. Acil bir araç bulmam gerekiyordu. Tahminimce bu aylaklar uyku halindeydi. Çünkü yavaş hareket ediyorlardı. Onları uyandırmadan geçebilirsem Florida'ya erkenden ulaşabilirdim. Aşağı indim. Artık rahatça anayola çıkabilirdim. Aklıma bir şey takıldı. Tommy bu kadar erken nasıl Florida'ya ulaşabildi ? Tommy'nin bir iş çevirdiğini düşündüm. Ama artık onda art niyet aramak istemiyordum. Beni o kurtardı diyebilirim. Ben bunları düşünürken anayola çıktığımı fark ettim. Boş yolda yürürken karşıdan gelen 1980 model bir Mercedes gördüm. Şuan da tek şansım bu arabaydı.
Elimi kolumu sallamaya başladım. Araba durunca camına doğru yaklaştım. Daha konuşmaya fırsat kalmadan adam binmemi belirten bir hareket yaptı. Adam iri yapılıydı ve büyük yeşil gözleri vardı. Yanında ise tahminimce 14 yaşlarında olan bir kız vardı.
''Benim adım Rick. Ve acilen Florida'ya gitmem gerekiyor. Orda bir kurtuluş yolum var , eğer oraya ulaşabilirsek hem sizi hem kendimi kurtarabilirim. ''
Bunları söyledikten sonra herhangi bir tepki veya birşey söylemesini bekledim ama tek yaptığı şey aracın GPS cihazından Florida Eyaleti'ni işaretlemek oldu. Bende ona soru sormak yerine etrafı incelemeye koyuldum. Fazla sayıda olmasada çevrede uyku halinde zombiler vardı. Sürekli saati kontrol etme isteği duyuyordum. Sanki oraya gecikecekmişim gibi. 20 dakikadır yoldaydık. Ve yanımdaki hiç tanımadığım insanlar tek laf bile etmiyordu. Çevreme bakarken gözüm arkada uyuyan kız çocuğuna takıldı. Güzel bir yüzü vardı. Ona bakarken durgunlaştığımı hissettim. Sally. O ölmüştü. İçimde bir burukluk belirdi. Üzgünlüğümü saklamak istercesine başımı camdan tarafa çevirdim. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Hayır , ağlayamazdım. Ne olursa olsun  kızımdı ve artık yoktu.
''Ne oldu ?''
Birden yandan gelen sesle irkildim. Adam ilk defa konuşmuştu. Ondan bir şey saklamak istemedim. Hem beni gideceğim yere bırakıyordu hem de konuşacak birine ihtiyacım vardı.
''Kızım...''
''Anlıyorum, benimde karım...''
Bunları söylerken arkada uyuyan kıza bakmıştı. Şimdi anlıyordum. Demek ki kız annesiz kalmıştı. Benim kızım yıllar önce annesiz kalmıştı. Bu duygunun ne demek olduğunu biliyordum. Adam tekrar konuşmaya başlayınca başımı ona çevirdim.
''Ben Morgan, bu da kızım Lisa.''
Saat sabah altıyı geçiyordu. Florida'ya varmak üzereydik. Morgan ile yol boyunca olanlardan bahsettik. Oda haberi duyar duymaz ailesini toplayıp yola çıkmış. Ama bir benzin istasyonunda karısını zombiler ısırmış. Belkide dünyanın en kötü şeyiydi bu durum. Kızını, karını, oğlunu kaybetmek ve hiçbirşey yapamadan yanından ayrılmak. Ben bunları düşünürken Morgan çevre yolundan ayrılmış, Century denilen kasabaya doğru ilerliyordu. Tommy haklıydı burda zombiler yoktu. Lisa da uyanmış etrafa bakıyordu. Kasabaya girdiğimizde ilk dikkatimi çeken şey kasvetli havasıydı. Küçük gecekondu tarzı evler vardı. Bazı yerlerde hiçbirşeyden habersiz sigara içip poker oynayan insanlar vardı. Işte Amerika böyle bir yer , bir tarafında dünyanın en lüks hayatını yaşayan insanlar varken diğer tarafında hayatında telefon görmemiş insanlar vardı.
Tabii artık lüks kavramı Amerika için geçerliyse...