KEŞ Bölüm 19

616 31 19
                                    




''Duydun işte, onu götüren araç babasına aitmiş. Ne diye peşlerine gideceğiz? Yapman gerekeni yaptın. Eve bırakıyorum seni.'' Mete elbette duymuştu ağabeyinin arkadaşlarının söylediklerini. Yine de Peri'nin yüz ifadesi içine bir kurt düşürmüştü. ''Duydum. Duydum ama içimde bir his var. Tedirginim.''

Tuğkan, kardeşine baktı. Yüzündeki endişeyi gördüğünden arkadaşının söylediği adrese doğru sürmeye başladı.

Peri, babasının söylediklerinin etkisiyle bilincini kaybetmişcesine sarsak adımlarla merdivenleri arşınlamıştı. Kafası uğulduyordu. O evden çıkarken çalışanlar garip bakışlarla eşlik ediyordular.


Peri'nin gözlerinden yaşlar birer birer süzülürken o hiç ağladığının ve hatta ne yaptığının dahi farkında değil gibiydi. Tuna'nın aracı evin sokağına girmişken Peri sokakta yürümeye başlamıştı. Aracı devasa demir kapının önüne park ederken Mete sarsak adımlarla ilerleyen Peri'yi çoktan fark etmiş ve aracın durmasıyla koşarak yanına ulaşmıştı. Mete, Peri'ye seslenirken Peri pek haberdarmış gibi görünmüyordu. Mete onu durdurmak için bileğine uzandı. ''Peri, ne bu halin? Neden ağlıyorsun?''

Mete, Peri'yi durdurmuş kendine gelmesi için sarsıyordu fakat boş bakışlarına yanaklarından süzülen yaşlar eşlik ediyordu. Tuğkan'da ikisinin yanına ulaştığında ikisi de olanlara anlam vermeye çalışıyordu. ''Peri!''

''Kendinde değil.'' Mete ağabeyine baktı. ''Hadi canım?'' Tuğkan kardeşiyle uğraşmak yerine söylediklerine kulak tıkadı. Peri'ye seslendi. ''Keş. Kendine gel.''

Peri, kolunu Mete'nin elinden kurtardı. Yürümeye çalışırken dengesini kaybetmişti. İki kardeş birden dengesini korumak için harekete geçerken Peri 'nin bedenini taşıyabilecek gücü kalmamıştı. Tugkan hızla kızı kucaklayıp arabasına ilerledi. Üçlü hızlıca hastaneye gitmek üzere yola çıktı.

Mete, Peri'nin yalnız hissetmemesi için Bartu'yu aradı. Bartu aramayı reddederken çoktan bir mesaj göndermişti.

Bartu: Şu anda meşgulüm. Daha sonra döneceğim.

Mete sinirlenmişti. Kardeşine bir şey olmuş olabilirdi ki şu anda da pek iyi olduğu söylenemezdi. Mete şansını Savaş'ta denemek istedi.

Üçü hasteneye ulaştığında Peri'ye sakinleştirici yapılmış ve kendine gelmesini bekliyorlardı. Savaş panikle yanlarına geldiğinde olanlara anlam vermeye çalıştı. İkisinin Peri'ye bir şey yapmış olabileceğini düşünerek Mete'nin üzerine yürümüştü. Tuğkan hızla kardeşinin önüne geçti. ''Peri'ye ne yaptınız?''

''Sesini yükseltme. Peri'ye biz bir şey yapmadık.'' Savaş baştan aşağı süzdü karşısındaki adamı. Peri'yle alakasını çözmeye çalışıyordu kendince. Bunu daha sonra sorgulamak üzere rafa kaldırıp Peri'ye yöneldi. Hala daha kendinde değildi. ''Nasıl bu hale geldi?''

Tuğkan, Mete'ye arabada beklediğini söyleyip dışarı çıktı. Mete, ağabeyini cevaplayacaktı ki Savaş'ın telefonun sesiyle sustu. Önden Savaş ardından Tuğkan dışarı çıktı. Tuğkan istemsizce kulak misafiri olmuştu Savaş'ın telefon konuşmasına. ''Aşkım acil bir işim çıktı. Sonraya erteleyelim olur mu?''

Tuğkan duyduklarına şaşırmıştı. Savaş, Peri'nin sevgilisiydi. Günler önce her yerde ikisinin fotoğrafları yayılmıştı. Mete, ardında dikilen ve şüpheyle ona bakan gözlerle panik olmuştu. Hızla telefonu kapadı. ''Hayırdır, sen beni mi dinliyorsun?'' Pişkince Tuğkan'ın üstüne ilerlerken Tuğkan hiç de geri kalmayıp onu onayladı. "Peri'ye sen mi itiraf edersin ben mi anlatayım?"

Savaş'ın gözlerinde korkunun aksine alay vardı. "Sana inanacağını mı sanıyorsun?"

KEŞ // Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin