"Ne diye bağırıyorsunuz? Hastanedeyiz." Tuğkan alayla güldü kardeşine. "Bu aptal Peri'yi aldatıyor."Mete, şaşkınlıkla bir Savaş'a bir ağabeyine bakıyordu. "Ne?"
Savaş kendini aklamaya çalışmak yerine Tuğkan'ın üzerine yürüdü. "Kimseye hiçbir şey söylemeyeceksin. Zaten Peri size değil bana inanır." Mete sinirlenmişti. Peri'nin Savaş'ı ne kadar sevdiğini biliyordu. Ne kadar üzüleceğini de tahmin ediyordu. Daha yeni barışmıştı. "Sen nasıl bir şerefsizsin?!"
Mete'yi durduran Peri'nin sesi oldu. Uyanmıştı. Hızla Savaş'ı bırakıp Peri'ye koştu. "İyi misin, nasılsın , nasıl hissediyorsun?"
O art arda sorularını yöneltirken Savaş'ta yanına ilerledi. "Sevgilim. Beni çok korkuttun."
İkisi sinirle Savaş'a bakarken Peri herkesi cevapsız bırakmıştı. "Rahat bırakın da kendine gelsin."
Tuğkan, gitmek için kardeşiyle konuşmak istedi fakat Peri'yi Savaş ile bırakmak istememişti. Neydi bu his?
Yalnızca acıyordu. Evet yalnızca acıdığı içindi. Başka ne olabilirdi ki?
Hemşireye haber vermek üzere odadan ayrılırken hala Peri'yi soru yağmuruna tutuyorlardı.
Hemşire, durumunu kontrol ettikten sonra doktora haber vermiş ve müşahade altında kalmasına gerek olmadığını söylemişti. Ani duygu değişimi yaşamaması gerektiğini vurgulamıştı. Yakın zamanda yaşadığı olaylar anksiyetesini epey tetiklemişti. Peri sessizce uzanırken Savaş hedefini , Peri'yi izleyen Tuğkan'a çevirdi. Gözlerini dikmiş sevgilisini izliyordu.
"Siz ikiniz artık gitseniz mi? Size gerek kalmadı." Mete cevap verecekti ki Tuğkan ondan hızlı davrandı. "Göstereceğim ben sana gitmeyi."
"Sen kimsin ya? Hayırdır bu tavırlar. Sevgilimin kuyruğunda niye geziyorsun?" Tuğkan ayaklanıyordu ki Mete onu durdurdu. "Artık susun da Peri dinlensin. Savaş sen de istersen daha fazla konuşma. Aksi senin içim kötü olacak."
Sevgilim diyordu. Kızı aldatıyor ve sonra sevgilim diyordu. Tuğkan aklını kaçıracaktı. Böyle mide bulandırıcı bir olaya şahitlik yaptığı içindi yalnızca. Yalnızca Peri'nin kandırılmasına içi el vermemişti. Peri sakinleştiricilerin etkisiyle uyumaya devam ederken nihayet Bartu dönüş yapmış Peri'nin hastanede olduğunu öğrenmişti.
Panikle hastaneye geldiğinde az çok neden bu halde olduğunu tahmin etmişti. "Abisi de geldi. Hadi siktirin gidin!"
Savaş susmak bilmezken Tuğkan artık kendini tutmayı bırakmış çoktan Savaş'a doğru hareketlenmişti. Tuğkan'ın vuruşu ile duvara çarpıp sendelemişti. Mete, Tuğkan'ı Bartu da Savaş'ı durdurmaya çağırırken Savaş küfürler savuruyordu. Tuğkan daha da sinirlenmişti.
"Yeter! Derdiniz ne sizin? Kardeşim ne halde? Siz ne bok yiyorsunuz? Savaş , Peri'yi de mi düşnmüyorsun? Arkadaşları onlar."
Tuğkan alayla güldü. "Peri'yi düşünmek mi? Bu mu? Kardeşini aldatıyor o koruduğun piç! Sen de yanında gezdir." Bartu duyduklarıyla dumura uğradı. Aldatmak mı?
Savaş hızla kendini savunmaya geçti. "Yalan. Bu aptal Peri'ye takmış kafayı. Yalan söylüyor." Mete de ağabeyini onayladı. Bartu yıkılmıştı. En yakın arkadaşı , kardeşini aldatıyordu. O çok güvendiği arkadaşı...
Bu kez Bartu , Savaş'ın üstüne çullandı. İkisi de araya girmezken odaya giren hemşire çığlık atarak güvenlik çağırdı. "Ne yapıyorsunuz siz? Burası hastane! Kendinize gelin!"
Güvenlikler öfkeli Bartu'yu zar zor uzaklaştırsalar da hala küfürler etmeye , bağırmaya devam ediyordu. "Kardeşim dedim lan! Sana güvendim! Kardeşimi emanet ettim! Aldatmak ne lan?! Aldatmak ne?!"
Onun bağırışlarını yalnızca merakla toplanan kalabalık değil Peri'de duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEŞ // Yarı Texting
Teen Fiction+90538...: Peri Karayel +90538...: Hemen gidip kardeşimi soktuğun o iğrenç durumdan çıkartıyorsun +90538...: Uçkurunu tatmin etmeye biraz ara ver +90538...: Her kimin yatağında isen çık ve şikayetini geri al +90538...: Sen ve o 'param var diye dünya...