Mete Özsoy: Okulda görüşürüz
Mete Özsoy: Peri
Mete Özsoy: Hala ulaşılamıyor diyor
Mete Özsoy: Peri neredesin?
-
Mete ağabeyinin konuşması ile başını telefondan kaldırdı. Peri'ye hala ulaşamamıştı ve bu onu endişelendiriyordu. Okuldan arkadaşlarına sorduğunda yalnızca bir kez okula gittiğini öğrenmişti. Kaç defa aradıysa her seferinde yanıt alamamıştı. Onlarca sesli mesaj bırakmış, sms atmıştı. Bir kez olsun açılmamıştı.
''Dilekçe için bugün okula geleceğim. O aptal yüzünden kaçırdığın dersleri tamamlasan iyi edersin. Sınava şunun şurasında iki ay kaldı.'' Abisine karşı çıkacaktı ki bu durumun onu ne kadar sinirlendirdiğini bildiği için sustu. Artık ona, Peri'yi aklamaya çalışmaktan sıkılmıştı.
Kahvaltının ardından ikisi okula geldiklerinde bahçedeki kalabalığı fark etmiştiler. İkisinin bakışları birbirini bulurken, Mete omuz silkti. Klasik ergen kavgası diye düşündü ağabeyi. Konuşmaların arasından gelen bağırış ile Mete hızla ağabeyini bırakmış ve kalabalığa koşmuştu. Ağabeyi kardeşine anlam vermezken uzaktan izlemeye devam etti.
Mete, Peri'nin sesini duyması ile hızla kalabalığa koştu. İnsanların arasından sıyrılırken Peri bir kez daha bağırmıştı. ''Sana, bana bulaşmaman gerektiğini söyledim aptal!'' Mete, Peri'nin ismini söylerken, Peri'nin bakışları onu bulmuş bu sırada karşısındaki kız üzerine çulllanmıştı. Peri yalnızca kızı itip kalabalığın arasından sıyrıldı. Olaya bulaşmadan, sessizce bitimesi gereken bir yıl vardı.
Mete, Peri'nin ardından koştu. Bir yandan seslenirken, durdurmaya çalışıyordu. Peri, uzaktan kendisine bakan gözleri fark ettiğinde bir küfür geveledi dudakları arasında. ''Dur. Konuşalım.''
Peri duraksadı. Mete yanına geldiğinde olabildiğince hızlı bir şekilde kelimeleri sıraladı. ''Benden uzak dur. Anladın mı?Yalvarırım beni yalnız bırak.'' Peri'nin sesi titrediğinde Mete duraksadı.Aralarında birkaç adım vardı. Mete'nin ağabeyinin çatık kaşlarla ikisinin yanına geldiğini gördüğünde hızla kendini toparladı. ''Uza şimdi. Bu sefer iki üç günle yırtamazsın.'' Peri hızla okula girdi. Merdivenleri arşınlarken, ağabeyinin sorusunu yanıtladı o. ''Kimdi o?''
''Peri.'' İkisinin bakışları buluştu. Ağabeyinin aklına karakolun önünde gördüğü kız gelirken çoktan her şeyi oturtmuştu kafasında. Peri'nin ağlıyor olmasını, ortadan bir anda kaybolmasını. Peri zaten karakola gidiyordu. Ona ağza alınmayacak şeyler söylemişti. Bir anlık pişman olsa da hisler hemen silinmiş yerini öfkeye bırakmıştı. Ne kadar kötü şeyler söylese de kardeşine yaptıklarının yanında hiçti. Hak etmişti.
''Ağabey, yüzünü görmedin mi? Bir şey olmuş ona. Yanına gitmeliyim, yanına gitmeliyim. Yalnız bırakamam onu.'' Kendi kendine konuşan kardeşi, harekete geçtiğinde kolundan yakalayıp durdurdu onu. ''O kıza yaklaşmayacaksın Mete. Yakınından bile geçmeyeceksin, yoksa...''
Ağabeyi sözünü devam ettirmese de Mete anlamıştı. Mete, ağabeyine hayal kırıklığı ile baktı. Hiçbir şey söylemezken, kolunu kurtarıp okula girdi. Sınıflarına geldiğinde, Peri'yi arasa da yeri boştu. Yanında olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEŞ // Yarı Texting
Ficção Adolescente+90538...: Peri Karayel +90538...: Hemen gidip kardeşimi soktuğun o iğrenç durumdan çıkartıyorsun +90538...: Uçkurunu tatmin etmeye biraz ara ver +90538...: Her kimin yatağında isen çık ve şikayetini geri al +90538...: Sen ve o 'param var diye dünya...