+90538...: Peri Karayel
+90538...: Hemen gidip kardeşimi soktuğun o iğrenç durumdan çıkartıyorsun
+90538...: Şikayetini geri alacaksın
+90538...: Ne halt yemeye çalışıyorsun
+90538...: Yaptığın aptallıkların bedelini kardeşime ödetemezsin
+90538...: Onun masum olduğunu ikimiz de biliyoruz. (23:31)
-
+90538...: Aramalarımı açmıyorsun
+90538...: Mesajlara bakmıyorsun
+90538...: Korkuyor musun ufaklık? (01:17)
-
+90538...: Sana şikayetini geri al dedim aptal
+90538...: Ah doğru bir an senin bir sürtük olduğunu unuttum
+90538...: Sen ve namın
+90538...: Çok üzgünüm (!)
+90538...: Uçkurunu tatmin etmeye biraz ara ver
+90538...: Her kimin yatağında isen çık ve şikayetini geri al
+90538...: Aptal sürtük
-
''Sana bir şeyleri öğretmeye çalışmaktan, sürekli aynı noktaya gelmekten bıktım. Saatlerdir dil döküyoruz sana annenle.'' Genç kızın iğrenen bakışları, ona alayla bakan sarışın kadın ile buluştuğunda yüzünü buruşturdu.
''Artık haddini aştın. Sana daha ne diyeceğimi bilmiyorum. İnsanların sahip olmak istediği her şeye sahipsin. Bencilsin. Şımarıksın. Hiç itibarımızı düşünmüyorsun. Bizi düşünmüyorsun. Seni sürekli bir yerlerde ya kriz geçirmiş ya da aşırı dozdan baygın şekilde bulmaktan, sürekli bunlarla gündeme gelmenden bıktım. İstediğin ilgiyi bu şekilde bulmaya çalışmaktan vazgeç. Bu şekilde yalnızca gözümüzden düşüyorsun.''
Haldun Karayel, saatlerdir konuşmaya devam ederken, kızı vurdum duymaz bir ifade ile onu dinlemeyi reddediyordu. Haldun Bey'in eşi yüzündeki ifadeyi silip yerine her zaman takındığı 'iyi ebeveyn' maskesini takı. Oturduğu koltuktan kalkıp kocasının yanına ilerledi. Kollarını boynuna sararken bir yandan da her zamanki rutinini gerçekleştiriyordu. ''Haldun, artık bu kadar yeter. Onu boğuyorsun. O genç, elbette hata yapacak.''
Haldun Bey, sinirle bağırdı. ''Bartu da genç ama o böyle hatalar yapmıyor.'' Peri alayla gülümsedi. Her dakika başka bir kadını zevkleri için kullanmak gayet de normal bir durumdu zaten.(!)
Peri, ağabeyini sevse de bunlar gerçeklerdi.
Seda Hanım uyarırcasına eşinin omzunu sıktı. Haldun Bey'in gözü çalışma odasının duvarındaki büyük saate takılırken, saatin çoktan gece yarısını geçtiğini fark etti. Akşamdan beri aralıksız kızı ile konuşuyordu fakat tıpkı önceki seferlerde de olduğu gibi, kısa bir süre sonra aynı noktaya geleceklerini konusunda emindi. Kızı bir kez olsun onu şaşırtmıyordu.
''Tedavin bittiğine göre okula devam edeceksin. Okulda tek bir gün devamsızlık dahi yapmıyorsun. Hasta olsan bile. Kimse ile iletişim kurmadan son iki ayı da bitir ve mezun ol. Bir de Haldun Karayel'in kızı, liseden bile mezun olamadı lafını duymak istemiyorum. Zaten ite kaka gidiyorsun, sonra ne istersen yaparsın. Yurt dışına mı gidiyorsun, iş mi kuruyorsun. Üniversite falan kazanamazsın sen.''
Peri yutkundu. O buydu. Sürekli başını beladan belaya sokup duran, Haldun Karayel'in keş, yıkık kızı. İsmi bile bilinmezdi. Haldun Karayel'in kızıydı o.
Babasının kapıyı göstermesi ile ayaklandı. Kapıyı ardından kapatırken Seda Hanım'ın sesi duyuldu. ''İyi geceler kızım.''
Kapıyı ardından kapadığında, hızla koca evde huzurlu hissettiği tek yer olan katına koştu. Merdivenlerin sonunda çoktan göz yaşları birer birer süzülmeye başlamıştı bile.
Babasının saatler önce fırlattığı çantası ayağına takılırken, içindeki telefondan art arda bildirim sesleri yükseldi.
+90538...: Sen ve o 'param var diye dünyanın hakimiyim' edalarında gezen baban, yalan beyanda bulunduğun için ceza alacağını umarım biliyorsundur. (02:00)
+90538...: Endişelenme iki yılcık falan ceza alırsın
+90538...: Ya da o baban olacak şerefsiz, parasıyla bunu da halleder.
Göz yaşları telefonu ıslatırken, okudukları ile iyice gerilmişti. Hızla parmaklarını ekranda gezdirdi.
Peri Karayel: Bskıyordum da ili üç bilgi ezberlemişsin (Bakıyorum da iki üç bilgi ezberlemişsin)
Peri Karayel: Ksrdeşinbi dğşğnğünce ezbeerlemek senbn içn zor olmado mı? (Kardeşini düşünce ezberlemek senin için zor olmadı mı?
Peri Karayel: İki aptal
+90538...: Hiç şaşırtmadın beni Peri Karayel
+90538...: Nasıl ayık olabileceğini düşünüp, seninle konuşmayı denediysem
+90538...: Keş
Peri'nin dudaklarından bir hıçkırık kaçarken, yazdığını birkaç kez daha okudu. Hiç alınmamış gibi yazmaya devam etti.
Peri Karayel: Dedi tprbacımın kaedeşi (Dedi torbacımın kardeşi)
+90538...: Benim
+90538...: Kardeşim
+90538...: Torbacı
+90538...: Değil
Peri Karayel: O üyzden içeride (O yüzden içeride)
Peri Karayel: Ve o tüzden yalvarıyorsun bana (O yüzden yalvarıyorsun bana)
+90538...: Sana yalvarmıyorum aptal
+90538...: Emir ile yalvarmanın ne olduğunu bile ayırt edemiyorsun
+90538...: Ayrıca aptalın biri uyuşturucu ile paketlendiğinde, torbacı diye kardeşimin adını verdi
+90538...: Aptal demek az kaldı
+90538...: Keş ve herkesin altına yatan bir sürtük
+90538...: Ayrıca hukuk okuyorum seni sikik beyinli
Peri Karayel: Şaşırttın beni
Peri Karayel: O zamnan bu yazdılatın ile nasıl bir ceza alacağını da biliyorsundur değil mi? (O zaman bu yazdıkların ile nasıl bir ceza alacağını da biliyorsundur değil mi?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEŞ // Yarı Texting
Teen Fiction+90538...: Peri Karayel +90538...: Hemen gidip kardeşimi soktuğun o iğrenç durumdan çıkartıyorsun +90538...: Uçkurunu tatmin etmeye biraz ara ver +90538...: Her kimin yatağında isen çık ve şikayetini geri al +90538...: Sen ve o 'param var diye dünya...