2. Bölüm *Yeni ev arkadaşım*

560 54 6
                                    

Kai bir yüzü boydan boya camla kaplı ofisinden Seul’ün muhteşem manzarasını izlerken heyecanla telefonun diğer ucundan duyacağı sesi bekliyordu.

“Jongin?” İşte bu ses onu gülümsetmişti. Gülümsemesi buruktu ama yine de güzeldi. Çünkü o ses Kyungsoo’ya aitti. Kai’ye bir tek o böyle seslenebilirdi. Adını bir tek ondan böyle duymak hoşuna gidiyordu.

“Soo, seni özledim.”

“Jongin, biliyorsun ben bu aralar çok yoğunum.”

“Biliyorum. Sadece bir saat görüşemez miyiz? Bu öğlen seni yemeğe çıkarmak istiyorum. Hem…sana vermem gereken bir şey var.”

“Aa…bilemiyorum Jongin. Çok sürecek mi?”

“Hayır sadece bir saatini istiyorum, lütfen.”

“Peki, dediğin gibi olsun. Bu arada eğer oralardaysa Sehun’u da getirmelisin. Uzun zamandır onu da görmüyorum. Üçümüz birlikte vakit geçirmiş oluruz.” Soo tereddütlü sesiyle söylediğinde Kai’nin kaşları çatılmıştı bile ama bozuntuya vermedi.

“Im, olur.”

Telefonu kapatırken kapıdan içeri giren Sehun’a önce şaşkınlıkla baktı, daha sonra kendini tutamayıp gülmeye başladı. Sehun nihayetinde onu güldürebilen nadir kişilerdendi. Ama bu şekilde değil.

“Aah, Sehun bu halin ne böyle? Beni rezil ediyorsun. Yanıma yaklaşma.”

“Ha-ha çok komik. Üzerime bubble tea döküldü. Sadece bir kazaydı tamam mı? Küçük sevimli bir kaza.”

“Bubble teayi sevdiğini biliyordum ama bu kadarı cidden fazla. Kazana düşmüş gibisin.”

“Dalga geçmeyi bırak da bu öğlen ne yapıyorsun onu söyle.”

“Aa.. Soo’yla buluşacağım. Aslında gelmeni istemiyorum ama ısrarla seni de getirmemi söyledi.”

“Dürüstlüğünü seviyorum ama bu kadar açık sözlü olman beni incitiyor doğrusu.” Sehun ona gülerek söylemişti.

“Biliyorsun, tek incinen sen değilsin.”

Sehun derin bir iç çekti. Yine aynı konulara girmek istemiyordu. Kyungsoo’yu sevdiği falan yoktu elbette. Tabi ki onu her zaman koruyup kollamıştı. Kai’yi de öyle. Çünkü birlikte büyümüşlerdi ve ikisini de kardeşi gibi görüyordu.

 Kai her zaman Soo’ya karşı ilgili olmuştu. Ama Soo’nun Sehun’a karşı tutumlarının zamanla değişmesi buna hiç yardımcı olmamıştı.

Soo’nun kendisinden hoşlanması Sehun’un suçu değildi. Sehun kendini sıkışmış hissediyordu. Kai bunu anlayabilirdi. Ama yine de duyguları onu anlamasına bir parça engel oluyordu. O sadece Soo’yu istiyordu. Bunun için Sehun’un yapabileceği bir şey yoktu. Keşke olsaydı.

***

“Aww benim küçük bambim, başına neler gelmiş böyle?” dedi Baekhyun dudaklarını büzüştürerek Luhan’ın kafasını okşarken.

Baek’in evindeydiler ve yatağın üzerine yayılmışlardı. Luhan bir yandan olan biteni anlatıp bir yandan da dergileri karıştırırken Baek’in saçlarıyla oynamasına izin veriyordu.

“Şaka yapmıyorum Baek, o tam bir pislikti! Umarım onu bir daha görmem. Hayatımda olmadığı için çok şanslıyım.”

“Peki ya şu diğeri?! O nasıldı söylesene?” heyecanla öne atıldı Baek. Yine çöpçatanlığı tutmuştu işte.

*Poles Apart *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin