Y/N: Arkadaşlar bugün sınavlarım başladığı için bölümleri art arda atıyorum. Ayrıca yorumları sırf yorum olsun diye değil beni gerçekten teşvik ettikleri için istiyorum. O yüzden yorum yapan ve yıldızlayan herkese teşekkür ederim. iyi okumalar =)
Kai parlayıp sönen renkli led ışıkların aydınlattığı caddede yürüdü. Yol üzerindeki cafe ve barlardan çıkan gençler içerde çalan bangır bangır bası da vücutlarıyla birlikte dışarıya sızdırıyorlardı. Kimisi kıyıda köşede sigara içip kendi aralarında sohbet ederlerken az ileride kavgaya tutuşan alkollü birkaç çocuğun naraları geceye karışıyordu.
Kai yürümek için arabasını biraz erken park etmişti. Ciğerlerinin temiz havaya ihtiyacı vardı. İçinde kabaran umutsuzluk ve hayal kırıklığıyla verdiği nefesin, beyaza yüz tutmuş solukluğuyla havaya dağılıp yüzüne çarpışını izledi. Barın kapısında duran siyah halka küpeli, uzun boylu çocuk ona seslenene kadar fark etmemişti geldiğini.
"Hey, kıyafetlerin buraya uygun değil."
"Ruh halim yeterince uygun hyung."
"Öyleyse babana gel." Ciddi ve cool ifadesine karşın sevecen ve koruyucu bir tavırla kucakladı Kris Kai'yi.
"Hadi içeri, bu halin ne böyle?"
Kris muhtemelen iş kıyafetlerine laf atıyordu ama Kai içinden kendi kendine sordu. "Bilmiyorum hyung, bu halim ne böyle?"
Kai buraya bir miktar cesaret almaya gelmişti, biraz vurdumduymazlık, belki biraz da delilik... Tümü bir şişenin içinde toplanmıştı. Aslında bir miktar değil fazlasıyla ihtiyacı olacaktı hepsine. Başka türlü nasıl inandırabilirdi onu dilinin ermediklerine.
---
Luhan salona indiğinde Kai'yi mutfak barının önünde sırtı ona dönük halde otururken buldu. Ne zaman gelmişti? Luhan bir iki adım attı ama Kai'nin boş gözlerle barın üzerindeki bardağa baktığını gördü.
"Geldiğini duymadım."
Kai ilgisizce elindeki içki bardağında kalan kocaman son yudumu alıp bardağı sertçe önündeki zemine bıraktı. Bütün gece içtiği yetmezmiş gibi...
"Oh? Bu saatte içiyor musun?"
Kai Luhan'a döndüğünde Luhan bir çift alaylı ve buz gibi soğuk gözle karşılaştı. Bu, anında kalbine bir ağrı saplanmasına neden oldu.
"Ne zaman içeceğimi sana soracak değilim."
"Elbette, ama..." Kai kalkmaya çalışırken sendeleyince Luhan yardım etmek için koluna davrandı ama Kai tek bir hareketiyle onu ittirip elinden kurtuldu.
"Bırak! Yardımına ihtiyacım yok."
"Kai, neler oluyor?" Tamam, o sarhoştu ama yine de bu kadar ters davranmasını anlayamıyordu Luhan.
Küçümsemeyle baktı Kai, suratında acı bir gülümseme varken.
"Sandığımdan daha da aptalmışsın Luhan."
"Kai, neden böyle söyledin şimdi?" Luhan artık kalp atışlarının hızlanıp içinde rahatsız edici bir şeylerin dolandığını hissedebiliyordu.
Kai ona baktı. Şimdiden ıslanmaya başlamış olan gözlerine.
'Düşünme Kai. Onun evin içini dolduran kahkahalarını düşünme.'
"Hala anlayamadın değil mi?"
"Neyi anlamam gerekiyor?" Luhan ona doğru bir adım attığında Kai bir adım geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Poles Apart *
FanficTANITIM Üniversiteyi yeni kazanan Luhan okuluna yakın bir ev aramaktadır. Babası patronuyla bir anlaşma yaparak bu sorunu ortadan kaldırmıştır. Luhan artık babasının patronunun oğluyla aynı evde kalacaktır. Luhan çalışkan, neşeli ve arkadaş canlısı...