"Sehun'a bir şeyler oluyor," dedi Junmyeon. yaklaşık iki saattir Chanyeol düşünceli duran patronunun konuşmasını bekliyordu.
"nasıl bir şeyler yani? hamile mi yoksa?"
ceo, çalışanının hevesli çıkan sesine göz devirdi. Chanyeol bazen bir erkeğin hamile kalamayacağını düşünemeyecek kadar saf olabiliyordu.
"yani.. sürekli 'öpüşelim mi?' ya da 'sevişelim' tarzı şeyler söylüyor—"
"bunda yanlış olan ne?"
"anlamıyorsun.."
1 hafta önce
"ya benimle sevişirsin ya da nefesimi tutarım!"
Junmyeon tam uyumaya hazırlanırken duyduklarıyla kapattığı gözlerini geri açtı. içten içe Sehun'un sadece şaka yaptığını umuyordu ama küçük kocası çok ciddi duruyordu.
"ne saçmalıyorsun? uyu hadi."
"ha, nefesimi tutup öleyim, sonra başkasıyla evleneceksin yani?"
ceo sakinleşmek adına derin nefesler alarak şakaklarına parmak uçlarıyla masaj yaptı. sert davranmak istemiyordu ama Sehun sınırlarını zorluyordu.
"yorgunum Hun. yarın konuşalım."
"sabah seksi mi yapacağız?"
Junmyeon sabah normalden daha erken uyanıp direkt şirketine gitmişti.
6 gün önce
Junmyeon zor ayrıldığı dudaklara bakarak derin nefesler aldı. "Hun, ofisime dalıp beni öpemezsin."
"beni iki günlüğüne asistanın yapar mısın?"
"ne saçmalıyorsun tanrı aşkına? in artık kucağımdan."
kucağındaki çocuk kaşlarını çatıp kızarmış ve şişmiş dudaklarını büzdü. kabul etmek istemese de Sehun dağılmış saçları, kızarmış yanakları ve düğmeleri açılmış gömleğiyle çok çekici görünüyordu.
"kocam bir ceo ve bu boşa gitsin istemiyorum. ofis fantezisi yapalım."
yine bir bahaneyle Sehun'u eve göndermişti. kocası biraz daha kucağında otursaydı kafayı yiyebilirdi.
4 gün önce
"Sehun nerede?"
"Bay Oh, akşam yemeği yemeyeceğini söyledi Bay Kim."
Junmyeon gösterişli yemek masasının baş köşesinde oturuyordu. servisini yapan görevlinin dedikleri yüzünden kaşlarını çatmadan edemedi. "hasta mı? onu kontrol ettiniz mi? hekime haber vermeliydiniz."
ceo'nun sert sesinden korkan kadın biraz geri çekilerek başını eğdi. "kontrol ettik Bay Kim. gayet iyiydi, diyet yaptığını söyledi."
eve geç gelmişti ve üstünü değiştirmeden direkt yemek masasına oturmuştu. yoğun olduğu için yemek yiyecek zamanı bulamamıştı.
Sehun'u özlemişti, onu yemekte görebileceğini umsa da küçük olan yine bir sorun çıkarmayı başarmıştı.
Sehun, yüzünde bir kağıt maske ile duruyordu. makyaj masasının önündeki mor koltuğa oturmuş, pürüzsüz bacaklarını masaya uzatmıştı. üstünde toz pembe, parlak bir gecelik vardı. gözleri elinde tuttuğu telefona odaklıydı.
"Sehun."
çocuğun dikkati anında ona döndü, oturduğu yerden gülümseyerek kalktı. "yeni mi geldin? bekle!" kocası yüzündeki maskeden kurtulurken gömleğini çıkartıp yatağa oturdu.