30

3.4K 116 175
                                    

Selammmm uzun zamandır yoktum artık varım...tatilde olduğum için yazamamistim ama artık burdayım. Yarın DGS sınavım var  dualarınızı alırım....

Neyseeeeeee Erva ve Yusuf'un hikayesine devam edelim..

Buyrun efenim





Titreyen ellerim ile Yusuf aradım.

" Erva noldu sevgilim"

Titreten sesim buz kesilmiş vücudum ile

"  Bade, Sedat yokk!"

******

Dakikalar içinde Yusuf eve gelmişti.

Ellerimin arasina kafamı almış oturuyordu. Çıldırmak üzereydim.

Yusuf eve geldiğinden beri telefon ile arıyordu ama kapalıydı. 

" Emanete sahip çıkamadık Yusuff hepsi benim yüzümden. "  

Gözlerin dolarken Yusuf'a bakıyordum.
Kafasını salladı " sen nerden bilebilirdin Erva suçlama kendini. Ben onu hele bir bulayım .." 

Derken kapı bir anda açıldı.

" Dayısının birtanesii bak dayicim Ervaya söylemek yok parka gittiğimiz duydun muu"  tatlı tatlı konuşuyordu.

Sedat ve Badeyi görür görmez derin bir nefes verdim. 

Sedat bizi görmüş olduğu yerde kala kalmışti. Elinde pastane poşeti diğer elinde balon Bade eciş bücüş kucağında duruyordu.

" Neler oluyor Erva!"

Bize şaşkın halde bakıyordu.

Yusuf sinirle soluyup " nerdesin  sen"

Sedat kafasını sallayıp sırıttı " kacirdigimi mi sandınız " kahkaha atıp

" Saçmalamayin bana bu kadar mı güvenmiyorsunuz" 

Yusuf bana döndü" gidiyorum ben" hızla evden çıkıp gitmişti. 

Bana neden sinirli konuşmuştu ki!

Nefes alıp kafamı salladım.

"Ben yemek hazırlamaya gidiyorum Bede'ye iyi bak"

Şaşkın halde bana bakıyordu.
" Tamam"

*****

Akşam olmuş yemek masasını hazırlamıştim. Yusuf'u bekliyorduk. Sedat bana bakış atmış "kocan nerde kaldı"

Nefes alıp kafamı salladım " aradım açmadı bilmiyorum"  

Sinirle " hadi ye afiyet olsun"

Bade uyuyordu... 

Uzun saçlarını geriye atıp " afiyet olsun"

Sedat yemeye başlamış ben ise eti kesmeye çalışıyordum.

Bu adam neredeydi?  Neden açmadı ki telefonu mu?

İşi mi uzadı ki? 

" Heyyy Ervaa eti atomuna mi parçalamaya çalışıyorsun.... Ervaaaa"

Sedat'a bakış atmış " canım istemiyor ki "

Sedat sırıtıp " etin güzel pişmemiş ondan canın istemiyordur".

Hafifçe gülüp"özür dilerim şefim"    

Sedat bana bakış attı ardından " hadi Bade'yi giydir  de sahile gidelim "

Yokluğunda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin