Direksiyondaki elimi iyice sıktım. Gözüm yolda kulağım telefondaydı. Peri'nin nasihat saati biterse bütün odağım yolda olacaktı. Ancak konuşmanın gidişatına bakarsak Peri'nin buna hiç niyeti yoktu.
"Vera bak hata yapıyorsun, bu çocuktan sana koca olmaz. Dün kendi gözlerimle gördüm, kutlamada o kadar dağılmıştı ki kimse onun nişanlı biri olduğunu düşünmezdi. " bu, Peri ile yaptığımız her zamanki tartışmalarımızdı. Utku'yla onu ilk tanıştırdığım günden beri kanı hiç ısınmamıştı. Ne zaman bir araya gelseler bir şekilde olay çıkıyordu. Peri Utku'dan, Utku da Peri'den hoşlanmazdı.
Utku dün bana çalıştığı firmanın Mühendisler Günü için küçük bir kutlama yapacağını söylemişti. Ne tesadüf ki kutlama için Peri'nin işletmesini yaptığı oteli seçmişler. Ben sınav haftamda olduğumdan evden dışarı çıkamamıştım. Ancak Peri, dün bana Utku'nun yediği haltları bir bir anlatmıştı.
Utku'nun son günlerde yaptıkları gözüme batmaya başlıyordu. Oturuşu, kalkışı, bana karşı tutumu, rahatlığı hepsi üst üste geliyordu. Ya ben düğün günü yaklaştığı için gergindim, bu benim kuruntumdu ya da Utku'nun meşrebi bir hayli genişti. Çünkü bu onun hakkında duyduğum ilk olay değildi.
"Sen yanlış anlamışsındır Peri, Utku dakika başı beni aradı dün, özlediğini söyledi. " Utku'nun açığını kapatmak için söylediğim yalanlar artık iğne topu gibi boğazıma batıyordu. Bu da yalandı çünkü Utku beni sadece iki kere aramıştı. Biri gece başlarken öteki de biterken. Ama Utku'yu Peri'ye karşı küçük düşüremezdim sonuçta kendisi benim müstakbel kocamdı.
"Allah aşkına yapma Vera, dün Utku'nun eli bir kere bile telefona gitmedi. O kadar sarhoştu ki değil seni aramak kıçındaki donu alsalar haberi olmazdı. " boğazıma dizilen iğneleri büyükçe yutkunup yok etmeye çalıştım. Dışardan kelimenin tam anlamıyla aptal gibi görünüyordum. Gururuma dokunuyordu. Ona rağmen sakinliğimi koruyarak cevap vermek için hazırlandım.
"Utku çok yoğun günler geçiriyordu Peri, arkadaşlarıyla bir aradayken dozunu kaçırmış olabilir. Benim nişanlıma olan itimadım tam. " o an elimi sertçe alnıma vurmak istedim. Kendimi gün geçtikçe kocası tarafından aldatıldığını ısrarla inkar eden kadınlara benzetiyordum. Bu çok acınasıydı.
"Peki Vera, sen nasıl istersen öyle olsun. Ben bir arkadaş olarak üstüme düşeni yaptım. Bu saatten sonra başına geleceklerden ben sorumlu değilim. " kırılmıştı. Sesinin tonundan bunu artık anlayabiliyordum çünkü Peri benim çocukluk arkadaşımdı. Onunla küs kalmak istemiyordum.
"Ah Peri, yapma böyle ne olur. " uzun bir süre ses vermedi, tam ona seslenecekken hıçkırıkla karışık bir bağırtıyla cevap verdi.
"Ne yapmamı istiyorsun aptal! Adam seni gözümün önünde kaç kadınla aldattı, yanına gidip sen ne yapıyorsun diyemedim bile. Çünkü o kadar rahat ki senin bir şey yapmayacağını biliyor. Kendini bu ciğeri beş para etmez adam için heba edeceksin. Ne vardı bekleseydin? Bu kadar erken evlenmen şart mıydı? " hıçkırıklarının arasından sesini zor duyuyordum. Sesindeki çatallanmayı hissettiğim an arabayı sağa çekmiştim. Dörtlüleri yakıp tüm dikkatimi ağlayan Peri'ye verdim. Ama Peri kendini o kadar çok kaptırmıştı ki hıçkırıktan sesi kesilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIK MEZAR
Fantasy"Şu an mezarının başında kim varsa doğuş gününe kadar ona bağlı kalacaksın. Bu kişi kontrol için gezen bir güvenlik de olabilir, mezar taşlarını çalmaya gelen bir hırsız da. Bunu gerçekten istediğine emin misin? Dünyaya ikinci kez geldiğine pişman o...