꙳ 12. BÖLÜM - ATİKE I

77 16 12
                                    

𓇻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓇻

Alptekin'in nefesini kesti sanki Ata'nın bu cümlesi. Hatta içine bir tiksintinin dolduğuna bile emindim. Yüzü ekşidi. Elini ensesinden sertçe çekti. Ata'nın bedeni sarsılırken burnundan akan kanlar beyaz lavaboyu boyamaya devam ediyordu. 

"Sen delirmişsin." 

Bu bir intizardan çok korkunun eşiğinden hemen önceki tedirginliğin cümlesiydi. Alptekin'in korktuğu başına gelmişti. Nitekim benim de.

Ata hala sarhoştu. Belki de değildi bilmiyordum. Başı eğikti, elleri iki yana yaslıydı. Başını hafifçe kaldırıp aynadan Alptekin'e bakmadı bile. Göz göze gelmek istemiyordu sanırım.

 "Neye inanmak istiyorsan ona inan ama bu meseleyi kimseye anlatmayacaksın Alptekin. Bir kişiden bile duyarsam yakarım seni." 

Şu durumdayken bile tehdit etmekten çekinmiyordu. Üstünlük gösterecek hali kalmamıştı oysa. Biz çoktan batmıştık. Bu kuru tehditlerin hiçbir ederi yoktu.

Alptekin içinse durum anladığım kadarıyla vahimdi. Yere çöktü çaresizce. Sırtını banyonun buz gibi fayansına yaslamıştı. Bakışlarındaki hayal kırıklığını görebiliyordum. Arkadaşının tamamen delirdiğini düşünüyordu. Haklıydı da.

"Böyle olmaz. Ayık kafayla konuşacağız seninle." Başını iki yana salladı. Hala son bir gayret kendini ikna etmeye çalışıyordu. Bu azmi takdire şayan olsa da Ata'nın şu anki vaziyeti, durumu toparlamaya niyeti olmadığını gösteriyordu. 

Ayağa kalktı yüzünü sıvazladı. Gitmeye hazırlanıyordu. "Yat dinlen. Sabah geleceğim yanına nasıl olsa."

"Konuşacak bir şey yok. Evine git." Sesindeki o kabullenilmiş mağlubiyet benim bile canımı sıkmıştı. İnkar etmek bile gelmiyordu sanki içinden. Alptekin'i çıldırtan da buydu.

"Sen kendinden vazgeçmiş olabilirsin ama ben öyle kolay bırakmam seni duydun mu!" dedi banyodan çıkmadan önce. 

Alptekin gittiğinde Ata'yla yalnız kalmıştık. 

Hiç konuşmadı. Yüzünü yıkadı. Kanlı gömleğini kirli sepetine attı. Aynadaki kendi suretiyle bile karşı karşıya gelmedi. Gözlerine bakmaktan kaçındı. 

Odasına girip boylu boyunca uzandı yatağın üzerine. 

Onun konuşmaya niyeti yoktu ama benim vardı. "Şimdi ne olacak?" O uzanıyordu ama ben yatağa oturmuş ona bakıyordum. 

"Bilmiyorum ama boka battık."

Gayet farkındaydı ne kadar sıkıştığımızın ama bu noktada ne mücadelesi vardı ne de hedefi. Garip bir bıkmışlık vardı üzerinde.

"Alptekin bu işi bırakacak gibi durmuyor Ata. Çok açık verdin." Ona çok kızgındım. Benimle konuşmasını istiyordum ama hiçbir karşılık yoktu.

AÇIK MEZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin