꙳ 13. BÖLÜM - YENİDEN DOĞUŞ

54 16 4
                                    

𓇻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓇻

Ellerim çelik gibi sağlam sırra yaslıydı. Gücüm yetmiyor, sesimse kendime kadardı. Etraf o kadar karanlıktı ki korkup arkama dönemiyordum bile. Gözlerim kör oluyordu sanki arkama her baktığımda. Sessizdi üstelik. Yardım çığlıklarım burada bile iş görmüyordu.

Alnımda terler boncuk boncuk dökülüyordu. Korkuyordum. Nerede olduğum, ne olacağım bir bilinmezlik içindeydi. Şu an nereye bastığımı da bilmiyordum. Bildiğim tek şey görebilmek istiyorsam eğer gözlerimi bir an olsun Ata'dan ayırmamam lazımdı.

Güneş odaya doğuyordu, Ata birazdan uyanacaktı.

Her gün tam bu saatlerde uyanıyordu. Onun güne gözlerini ilk açışını yanında izlerken şimdi karşısındaydım.

Beklediğim gibi yavaş yavaş uyanıyordu. Uykusunun hangi saatinde olursa olsun sanki uykusunu almış gibi her zaman kolayca uyanabiliyordu. Yine öyle olmuştu. Gözlerini açıp birkaç kez kırpıştırdıktan sonra esnedi. Eliyle sol tarafı yokladı. Buz gibi boşlukla buluşan ellerini çatık kaşlarıyla geri çekti.

Başını sola çevirdi. Boştu. Ayağa kalktı yatağın öbür kısmına dolanıp yere baktı. Gece uyurken düşmüş olabileceğimi düşünmüştü.

Kalbim bu görüntüleri heyecanla izlerken bağırdı. "Leyla!"

Odadan çıktı. Salona gittiğini biliyordum. Birkaç kez salonda da sayıkladı adımı. 

"Leyla neredesin?"

Babamdan başka kimsenin bana Leyla demesini istemediğim için herkesten gizlediğim adımı, onu ilk gördüğümde kendimi tanıtırken söylemiştim sanki bana Leyla diye seslenmesini ister gibi.

Şu anda da buna itirazım yoktu. Çünkü ona ben Leyla'yım demiştim.

"Leyla!" dedi bir kez daha. "Nereye gittin?"

"Buradayım." dedim belki beni duyar diye. 

Odadaydı tam karşımda. Çok yakındım oysa bunu söylediğimde ama o duymamıştı beni. Alaska da arkasından geliyordu. "Oğlum, Leyla nerede gördün mü?"

"Alaska, buradayım." dedim aynaya vurarak. 

Alaska giyinme aynasının da yakınlarında olduğu gardırobun önüne geldi birkaç kez havladı dolabı işaret ederek. 

Ata dolabın sürgülü aynasını çekti. Alaska oradaki ceketlerden birinin ucundan tutup çekiştiriyordu. Ata ceketini askıdan indirdi. Ceketinin cebinden Peri'nin mezarıma düşürdüğü bana ait olan fular çıktı. "Kokusundan bahsetmiyorum kendisini soruyorum." Parmaklarının arasında duran fularımı burnuna yaklaştırdı sonra ceketine geri koydu. 

Ata benim fularımı ceketinin iç cebinde saklıyordu.

Odadan çıktılar ikisi de. "Ayaklanıp gitmedi ya bu kız!" Sonrasında da dış kapının sesini duydum. Bir müddet sonra geri açılmıştı. Beni dışarda aramıştı ve nerelere baktığını az çok kestirebiliyordum.

AÇIK MEZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin