"Huzuruma hoş geldin Lee Felix, ben, tüm evrenin sahibi, Tanrı Chris."
Ses yankılandı uçsuz bucaksız o yerde. Felix sesi duyar duymaz irkildi. Bu ses onu hem korkutmuş hem de huzura kavuşturmuş gibiydi. Ne hissettiğini anlayamadı.
O etrafındaki şeyleri anlamlandırmaya çalışırken arkasında duran Ölüm Meleği, kanatlarını kapatarak öne çıktı. Adımlarını Tanrı'nın tahtının arkasına çevirdi. İki meleğin ortasındaki yerini aldığında göz bebekleri siyah ince bir çizgi olmuştu ve irislerinin rengi ise eflatuna dönmüştü.
Tanrı'ya baktı Felix, hiç böyle endamlı bir şey olduğunu düşünmemişti. Gerçi, Tanrı'nın bir insan görünümünde olacağını da hiç tahmin etmemişti, çünkü Tanrı onun gözünde yarattığı her şeyden farklı olan bir yaratıktı.
Chris, yarıya kadar açık olan gözlerini Felix' in gözlerinden ayırmadı. Geniş kanatları çıtırtılı sesler çıkararak kapandı. Sonra Felix'e doğru adımlar attı. Her adımın sesi yankılandı ve ses bir melodiye dönüştü.
"Felix, söyle bana, siyah gözlerin hakkında ne biliyorsun?" dedi Tanrı ona birkaç adım kala yerinde durarak.
"Sadece siyah gözlü doğduğumu, siyah gözlerime bakan 2 insanın hayatını kaybettiğini ve gözlerimin 2 yaşımdan sonra ela rengine döndüğünü biliyorum efendim."
Felix ağzından istemsizce çıkan sözlere şaşırdı.
"Bana her şeyi anlat, sevgili kulum."
"Bir hayalet görmüştüm. Beni öldürmek ve kanımı içmek isteyen bir hayalet. Sen Tanrı'nın anılarını karartan çocuksun demişti bana, seninle zamanını geçiren insanların, senin olduğun zamanlardaki anıları kararır demişti."
Bekledi Felix, bundan başka bir şey yaşamış mıydı ki?
"Anlat kulum." diye emretti Chris tekrar.
"Tanrı Chris."
Chris yavaşça sesin geldiği yere döndü. Tahtının arkasında bulunan üç melekten en uzun olanından gelmişti bu çağrı.
"Lee Felix, olmaması gereken bir istisna, onun yok edilmesini düşünüyorsunuz ancak, madem onun olduğu anılar kararıyor, onun olduğu gelecekler kararıyor, sizin geleceğiniz de karanlıksa, onunla olabileceğiniz bir geleceğiniz var demektir. Tanrı'nın kendi geleceğini ve anılarını değiştirmesi, ne derece kötüdür, huzurunuzdaki tüm melekler bilir yüce Tanrı'm. Lütfen, geleceğinizi değiştirmeyin. Zamanın akışı, elbet ki Tanrı'ya bağlıdır, Tanrı'nın zamanı değişirse, zaman akışı parçalanabilir."
Felix duyduğu sözleri sindirmeye çalışırken Chris, ona dönmüştü tamamıyla.
"Onu dünyaya tekrar mı salmalıyım?" diye sordu gözlerini kısarak.
Zümrüt yeşili gözlere sahip uzun melek Tanrı'nın huzurunda hafifçe eğildi.
"Size uygunsa efendim, onu dünyaya göndermek daha münasip bir çözümdür. Onun ruhunu yok ederseniz, asla düzeltemeyeceğimiz hataları da beraberinde getirebilirsiniz.''
Chris gözlerini Felix'in gözlerine kilitledi tekrar. Arkasındaki melek ise tekrar doğrulup gözlerini krem rengi parlak zemine çevirdi.
"Öyleyse," dedi Tanrı. Felix'e yaklaşarak kusursuz ince parmaklarıyla onun çenesini kavradı. Felix çenesinden tüm vücuduna bir dalga gibi yayılan acıyla gözleri sıkıca kapatıp açtı. Sanki elektrik çarpmışçasına tüm damarları irkildi.
"Dünyaya geri dön ve yaşamaya devam et. Gözüm hep senin üzerinde olacak, ve, sakın ola ki bu anıları unutma, unutma ki, seni sınayacağımı hatırla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Eyes |Chanlix ✔️
FanfictionTanrı Chris anıları karartan Lee Felix'i bulur ve canını alır. Onun ruhunu yok edecekken Doğa Meleği Hyunjin ona engel olur ve Lee Felix dünyaya salınır. Her şey, bu salınmadan sonra başlar. Ve Tanrı Chris, aşık olur... Minsung, Changjin, Seungin.