0.4

458 61 30
                                    

"Ben burdayım, ne istersen yapabiliriz Lixie."

"Evet, biliyorum." dedi Felix kocaman gülümseyerek. Sonra devam etti.

"Biliyor musun, hiç ilk gördüğüm gibi değilsin, o zaman çok parlaktın. Ve, sanki daha ciddi gibiydin."

"Eğer bu dünya üzerinde parlarsam, bu parlaklık Samanyolu Galaksi'sinin dışından bile görülebilir. Parlaklığım normalde kör edicidir, sadece benim katımda zararsızdır."

"Ne muhteşem bir varlıksın." dedi Felix başını yere eğerek.

"İstersen oturabiliriz, bacağın ağrıyor." dedi Chris endişeli bir şekilde.

Felix Chris'in gördüğünden beridir ağrısını unutmuştu bile. Hatırlatılan acıyla yüzünü ekşitti. Tam derin bir nefes alırken kendini Chris'in kucağında buluverdi.

Chris ise onu yavaşça koltuğa bıraktı ve yanına oturdu.

"Bacağını iyileştirmemi ister misin?" diye sordu.

"Olur." dedi sakince karşısındaki çocuk.

Felix'in bacağını kendi kucağına aldı ve eşofmanı dizine kadar çekti.

Felix şaşkınlıkla ona baktı.

"Sen, çok güçlü olmalısın, dokunmaya neden ihtiyaç duyasın ki?"

"Elbette çok güçlüyüm, sadece sen bir istisnasın."

Duyduğu cevapla kafası karıştı Felix'in, bir istisna olmanın ne anlama geldiğini tartıştı zihninde. Sonra tekrar Chris'in ellerinin arasındaki bacağına baktı. Şimdi elleri dikiş izinin olduğu yerdeydi. Kemiği kırıldığında derisinin dışına çıktığından o yere 6 dikiş atılmıştı.

Chris ince parmaklarını dikişin üzerine koydu. Parmaklarından kırmızı ve mavi karışımı parlak bir ışık çıktı. Ardından elini koyduğu yerdeki deri saydamlaştı ve önce tüm damarları, sonra da kemiği ortaya çıktı. Felix şaşkınlıkla gözlerini açarken Chris elini çekti ordan, ama hala saydam kalmaya devam etti dokunduğu yer.

Felix kırık kemiğinin yanında sabitlenmesi için koyulmuş gümüş rengi demir plakaları gördü. Küçücüklerdi ama parlak rengiyle en çok göze çarpan şeylerdi.

Kemiğinin kırılma noktasını gördüğünde yüzünü buruşturup Chris'e döndü.

"Bakmak zorunda değilsin, zaten işim birkaç saniye sürecek." dedi Chris kemikten gözlerini ayırmayarak.

Felix onaylarcasına başını salladı ve Chris'in kızılla karışık lacivert saçlarına dikti gözünü.

Chris ise tekrar elini kemiğin üzerine koyup bekledi. Parmaklarının arasından kırık yerin birbirine kaynadığını görebiliyordu. Elindeki plaka parçalarını sıkarak olduğu yerde başını sağa sola salladı. Gözleri eflatundan koyu bir kahverengiye döndü.

Felix'in üzerinde güç uygulamak canını yakıyordu.

Kemik eski haline döndüğünde kendini geri çekti. Avuç içindeki kırmızılığı gördüğünde yutkundu sadece. Felix'in  görmesini istemediği bir saniyede elini kapayıp hızla koltuğun üzerine koydu.

"Hey! Hey! Hey! Eline bir şey oldu!"

"Hayır bir şey olmadı, sadece iyileştirme işini dokunarak yaptığım zaman elimin bazı yerleri morarır." dedi gülümsemeye çalışarak. Felix cevap karşısında daha da sinirlendi.

"Çocuk mu kandırıyorsun?! Bunun benimle bir alakası var değil mi? Elini göster bana hemen!"

Chris yavaşça elini açtığında morlukların kaybolduğunu gördü. 

Dark Eyes |Chanlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin