Dark Eyes |Chanlix ✔️

1.7

Elinde tuttuğu şarap dolu bardağa ağzına götürüp yudumladı. Acı tat ağzına yayılırken bardağı geri çekip küllüğe bıraktığı sigarasını alıp derin bir nefes çekti. Şarap ve sigaranın birleşim tadı en sevdiğiydi.

Demonium Chan'ı atomlarına kadar parçaladıktan sonra içine sinmiş ve sanki o yokmuş gibi davranmıştı. Felix de onunla bedeninin tüm bağlantısını kesmişti. Şu an Demonium onun ne yaptığını ve ne düşündüğünü öğrenemezdi. Bu en doğrusu diye düşünüyordu Felix.

Demonium'u tamamıyla gölgelemek. İsterse onu yok edebilirdi, bunun farkındaydı ama içindeki Demonium olmazsa aksiliklerin tükenmeyeceğini biliyordu.

Chan'ın ne zaman geleceği ise meçhuldü. Yine onu bekliyordu ve bu oldukça sıkıcıydı. Onu görür görmez sağlam bir tokat atmak istiyordu ama bunu yapamazdı. Chan'ın canını yakmak istemiyordu. Sadece azarlayabilirdi. Ya da sinirini farklı şekillerde ondan çıkarabilirdi. Farklı yollar onun için eğlenceli de olabilirdi.

Kapı çaldığında bıkkın bir nefes verip kalktı. Kapıyı açtığında karşısında Chan'ı görmek onu şaşırtmamıştı. Chan ise sarıyla kahverengi rengini aynı anda barındıran gözleriyle ona bakıyordu.

İçeri girip ayakkabılarını çıkarttı. Kapıyı kapattı. Tüm bunları yaparken Felix birkaç adım geri çekilmişti. Yüzü ifadesizdi ve gözleri yarı açıktı.

Chan kapıyı kapatıp önünde durduğunda ellerini boynuna koyarak hızla onun dudaklarını kendi dudakları arasına aldı. Şaşırsa da karşılık verdi Felix. Beline inen eller arasında kendi ellerini Chan'ın boynuna doladı ve ellerini ensesine çıkardı.

Chan alt dudağını dişlerinin arasına aldığında ortalığa kışkırtıcı bir inleme bıraktı. Her zamankinden çok farklıydı ve bu Felix'i çok şaşırtıyordu. Dudağını kanatacak kadar derin ısırmıştı, bunu hiç beklemiyordu. Ancak, değişikliğe ayak uydurmak gerekirdi öyle değil mi?

Dilini Chan'ın damağında dolandırdı. Elleri ensesinden ceketine gitti ve omuzlarından aşağı sıyırıp kurtuldu kumaş parçasından. Chan'ın elleri ise belinden aşağı inerek dolgun kalçaları buldu. Dudaklarını ve dilini dudaklardan çekip her tarafına öpücükler kondurarak boynuna indirdi.

Kalçaları sıkarken Felix başını kaldırmış ve inlememek için dişlerini sıkmıştı. Dayandı, ancak Chan boynuna büyük ısırıklar bırakmaya başlayana kadar. Başını eğip kısık sesli ama uzun bir inlemeyi boğazından serbest bıraktığında Chan'ın dudaklarının yukarıya doğru kıvrıldığını fark etmişti.

Ellerini omuzlarda indirip giydiği tişörtün uçlarını bulduğunda yukarı doğru çekti hızla. Yardım etmek için kollarını kaldırdı Chan. Tişört Felix'in ellerinden sonra yerle yüzleşirken tekrar öpüşmeye devam ettiler.

Ellerini çıplak tenin her zerresine dolaştırırken Chan ezer gibi emdiği dudakların arasından birkaç mırıltı bırakıyordu etrafa. Felix göğsünün uçlarını küçük ince parmaklarının arasına alıp sıktığında dudaklarından ayrılıp sesli bir şekilde inledi. Gözlerini yarım bir şekilde açıp yüzüne bir sırıtma koyarken nefes nefese kalan adam bir elini göğsünün ucunu tutan elin bileğine yerleştirdi.

Felix'in yüzündeki sırıtmayı gördüğünde kendisi de sırıttı. Elini bilekten çekerek Felix'in baldırlarına yerleştirdi ve bacakların beline dolanmasını sağladı.

Ellerini Chan'ın ensesinden biraz daha yukarı çıkartıp tüm saçları ellerinin arasına aldı Felix. Hepsini çekiştirirken Chan boğazıyla koynu arasına ıslak öpücükler bırakıyor, dişliyor, dilini gezdiriyordu. Ellerini Felix'in kalçalarına yerleştirmişti ve sürekli sıkıyordu. Felix ise başını yukarı kaldırmıştı ve hafif aralık ağzından her dişleme ve hissettiği sıcaklıkta bir inleme serbest kalıyordu.