İyi okumalar 💜
Jisung sabah erkenden kalktı, kardeşine kahvaltı hazırladı. Mırmır'ın mamasını ve suyunu doldurduktan sonra beyaz bir tişört ve siyah pantolon giydi. Beline taktığı kemeri sıktı. Çantasını ve telefonunu alıp evden ayrıldı.
Yang Jeongin:
Günaydın
Kahvaltı yaptın mı?
Han Jisung:
Hayır ama bir süre daha yapamam gibi
Bugün olay yerine tekrar gideceğiz.Yang Jeongin:
Ha
Tamam o zaman
Daha sonra görüşürüz.
Han Jisung:
Olur.
Yang Jeongin:
Hyung
Han Jisung:
Evet?
Yang Jeongin:
Profil resminde güzel çıkmışsın.
Han Jisung:
Ah teşekkür ederim. <3
Yang Jeongin:
Bir quokkaya benziyorsun.
Güzel bir quokka kkkk
(Y/N: yazar sincap yerine quokka demeye bağımlı olmuş biri..)
Görüldü
Bu kişiyi engellediniz.
Sinirle gülerek telefonunu kilitledi, herkes onunla uğraşmayı seviyor gibiydi.
°°°
Jisung kahve makinesinden kahvesini alıp çalışanlara selam verdi. Yavaş yavaş bu insanlara alışıyor gibiydi.
Masasına geçti, madem dava ondaydı bu sefer o ayağına gelsin istedi.
Masasındaki aynadan saçlarını düzeltirken telefonu çaldı. Lee Minho.
" Alo? "
" Nerdesin? "
" Odamdayım. "
Çat.
Sabır, ya sabır.
Kapı hafifçe tıklatılıp açıldı. Siyah gömleği ve deri pantolonuyla dedektiften çok bir yarışçı ya da modeli andıran Minho'ya baktı.
Bu sıcakta bacaklarını saran deri pantolonu nasıl giyiyordu? Sıcaklamıyor muydu?
Jisung düşüncesiyle bile fenalaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ride or die // minsung
FanfictionLee Minho davayı çoktan kapatmıştı. Fakat departmana yeni gelen Han Jisung, davanın kapanmaması gerektiğini düşünüyordu.