17

3.5K 533 268
                                    

İyi okumalar💜

Sabaha karşı Hyunjin Minho'nun evinden ayrılmıştı. Jisung koltukta uyuyakalmıştı.

Minho'nun normal şartlarda onu uyandırması gerekirdi, işe gecikiceklerdi. Sonra düşündü, dün gece büyük bir iş başarmışlardı. Hem zehrin kaynağını bulmuşlardı hem de illegal bir çeteyi. Bir taşla iki kuş vurmuşlardı, işe birkaç saat geç gitseler de sorun olmazdı.

Minho etrafı toparlayıp Soonie'nin mamasını koydu. Yorgundu ama dayanabilirdi. Uyanık kalabilirdi.

Yere oturdu, Jisung'un olduğu koltuğa doğru ilerledi.

Çok güzel görünüyordu.

Bir süre kollarına yaslanıp onu seyretti. Geri çekip durduğu eli daha fazla dayanamadı, saçlarını okşadı.

Gözlerinin üzerine düşen saçlarını geriye doğru yatırdı, elleriyle taradı yumuşakça. Uyandırmak istemiyordu.

Bir süre sonra kafası Jisung'un karnına düşmüştü. Öylece uyuyakaldı.

°°°

Jisung gözlerini açtığında saat dokuzu geçiyordu. Hızla yerinden kalkmaya çalıştı, nasıl bu saate kadar uyumuştu?

Sonra karnına yaslanan Minho'yu fark etti. Yerde kötü bir pozisyonda uyuyordu. Muhtemelen boynu ağrayacaktı.

Jisung Minho gibi kibar davranamayacaktı şu an.

Ona dönük olan yanağına minik tokatlar atarak Minho'yu dürtükledi.

" Minho uyan! Saat kaç olmuş biz hala evdeyiz. "

Minho yanağını ovuşturarak Jisung'a döndü. Uykulu görünüyordu.

Jisung Minho'nun kafasını karnından çekerek koltukta ayağa kalktı.

" Geç kalmışız saat kaç olmuş ya. "

Hızla koltuktan aşağı inmeye çalıştı. Uykulu olduğu için yalpalıyordu. Minho onu düşmeden kolundan tuttu ve kendine çekti.

Minho'nun kucağına düşmüştü. Minho kollarını Jisung'un ince beline sarmaladı.  Çenesini de omzuna yaslamıştı.

" Önemli değil, ben hiçbir zaman tam saatinde gitmiyorum. Hiçbir şey demiyorlar. " dedi uykulu ve boğuk bir sesle. " Hem biz büyük bir şey bulduk dün gece. Bir şey demeye hakları yok. "

Jisung başını salladı sessizce. Neye başını salladığını bile bilmiyordu. Tanrı aşkına, Minho'nun kucağındaydı. Minho ona sarılmıştı. Kolları belini sarmalamıştı. Nasıl düşünme yetisini kaybetmeyebilirdi ki?

" Olsun. " dedi Jisung yavaşça ayaklanarak. " Yeterince geciktik zaten, gidelim. "

Minho istemeye istemeye kollarını ayırdı. Yavaşça peşinden gitti Jisung'un.

°°°

Jisung arabada çöreğini yerken ağzı tıka basa doluydu. Minho'ya dönüp konuştu.

" Ne dediğini anlamıyorum." Güldü Minho.
" Lokmanı yut önce. "

Jisung ağzındaki lokmasını yutup tekrar konuştu.

" Bu çete. Sadece haftanın bir günü toplanıyorlar. Eğlenip kendi aralarında takılıyorlar. Tabii görünüşte. Uyuşturucu, kumar ne ararsan var. Hatta zehir. " Sonda sesi yükselmişti, hala zehir olayına inanamıyordu. " Perşembeyi beklememiz gerekecek. "

Minho kafasını salladı." Daha önce hiç baskına gittin mi?  "

" Pek değil, çok az. " dedi Jisung. " Bilirsin, sadece bir polis memuru olsaydım bu çok sık olurdu. Genelde ceset torbaları arasında dolaşıyorum. Sen?  "

ride or die // minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin