Özel Bölüm

1.8K 206 411
                                    

Aslında bu yoktu, öyle bir içimden geldi(yazmam icin kafama silah dayadilar)

İyi okumalar diliyorum 💜

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :3




" ......2020 yılının unutulmayacak olaylarından biri de şüphesiz Lee Leura davasıydı. Kardeşinin eşine olan takıntısı yüzünden birçok insanı öldürmeyi göze almış olan Lee Leura'yı, o zamandan bu yana gittikçe efsaneleşen Han Jisung ve Lee Minho ikilisi yakalamıştı. Peki adlarını sık sık duyduğumuz Han Jisung ve Lee Minho tam olarak kim?....."

Bulunduğu kafenin minik televizyonundan duyduğu isimlerle gülümsedi Jisung.

Şu son bir yılda Minho ile adını gazetelerde, haberlerde çok sık görür olmuştu. Normal bir seviyede değildi üstelik. Tv programlarında ikilinin çözdükleri davaların ne kadar akılalmaz ve zor olduğunu, bunları çözmek için uyguladıkları adımları tartışıyorlardı.

Fazla başarı beraberinde ün de getirmişti onlara. Hem garip hem etkileyici bir histi. Şu an oturduğu kafede bere ve maskeyle oturmasına sebep oluyordu fakat insanlar onu tanıdığında yaşadığı his bambaşkaydı. Gözlerine mutlulukla ve hayranlıkla bakıyorlardı.

Cebinde titreyen telefonuna baktı, Minho onu arıyordu.

" Alo? "

" Güneşim? "

Her defasında kıkırdıyordu iltifatları yüzünden.

" Efendim sevgilim? "

" Neredesin bakalım? "

" Kafede oturuyorum, kahvemi içiyorum, sen? "

" Kaç oldu, kahve? "

" İki.." dedi sonlara doğru kısılan sesi ile.

" Emin miyiz iki olduğuna? "

" Belki üç de olmuş olabilir. "

" Çok yaramazlaşıyorsun bazen, ne zamandan beri yalan konuşuyoruz? "

Jisung sanki karşısındaymış gibi elini salladı hızlıca.

" Hayır, hayır! Emin olamadım sadece. "

" Her neyse, sınırı aşmadığın sürece sorun yok....Ben de valizimi hazırladım evden çıkmak üzereydim. "

" Oley! " dedi küçük bir çocuk edasıyla Jisung. " İznimizi beraber bir tatille taçlandırmak güzel olacak. "

" Kesinlikle, buna ihtiyacımız var. " güldü kendi kendine Minho. " Sen, deniz, sen kum ve hafif serinletici bir rüzgar, yine sen, en çok da sen...Nasıl da iyileştirirsin ama beni.."

" Minho ya! " incecik çıkmıştı sesi.

" Nasıl da hoşuna gidiyor da utanıyorsun..tamam tamam kapıyorum şimdi yanına geleceğim. "

" Çabuk gel. "

" Ne kadar özledin beni ona göre hızımı ayarlayacağım. "

" Üzgünüm, otomobiller henüz ışık hızı ile gitmiyorlar. " İkisi de güldü.

" Işık hızına yaklaşabildiğim kadarıyla yaklaşarak geliyorum yanına. "

" Tamamdır, bekliyorum. Öptüm. "

" Ben de. "

Jisung telefonu kapatıp maskesinin altından gülümserken ani fark ettiği şeyle tekrar aradı Minho'yu.

" Bir şey mi oldu? "

" Öyle dedim diye çok da hız yapma. Dikkatli sür arabayı. "

" Ne yapmaya çalışıyorsun Jisung? "

ride or die // minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin