Medya alakasız ama çok hoşuma gitti o yüzden koydum neyse hadi bölüme geçelim
Midoriya eşyalarını toplamış ve sınıftan çıkmıştı defterini almak için okulun arkasına gitmişti defterini suyun içinden aldı ve birşey demeden evin yolunu tuttu
Üzgündü kendine acıyordu, bir zavallı olduğuna inanıyordu...
Bakugou' nun dediklerine inanıyordu merak ediyordu acaba normal bir meslek seçse yapabilir miydi? Veya kahraman olabilir miydi eğer bir şansı olsaydı kahraman olmayı başara bilir miydi?Kafası çok karışıktı, yolda yürürken yine düşüncelere dalmıştı bu sırada eve vardığını yeni anladı o kadar çok düşüncelere dalmıştı ki neredeyse evi geçip gidecekti.
Evin kapısını anahtarı ile açtı, kapıyı açtığı gibi mutfaktan gelen yemek kokuları dışarıya da çıktı midoriya ayakkabılarını çıkarırken ilk önce çok kısık bir sesle konuştu ardından annesine bağırdı
M: annem yine harikalar yaratıyor. ANNE NE YEMEKLER YAPTIN YİNE ÇOK GÜZEL KOKUYOR!!
İnko mutfaktan bağırdı:
HADİ İÇERİ GEL DE YİYELİM EN SEVDİĞİN YEMEKLERİ DE YAPTIM!!M: TAMAM ÜSTÜMÜ FALAN DEĞİŞTİRİP GELİRİM!!
Midoriya ayakkabılarını çıkarıp odasına geçti çantasını koydu, ıslak defterine baktı çok eskimiş gibi gözüküyordu yırtılmış mahvolmuştu yazılar ve çizimlerde akmıştı kısacası kurutmaya değmezdi çalışma masasının üzerine koydu ve hızlıca okul formasını çıkardı normal üstünü giydi, ellerini yıkadı ve odasından defterini alıp mutfağa geçti defteri çöp kovasına attı ve sandalyenin birine oturdu İnko son olarak kaseye çorba koyuyordu
Midoriya' nın aklına birden sabah annesinin bıraktığı not geldi ve sordu:
Anne sahiden sen sabah nereye gitmiştin?İnko: ahh şey umm pekte önemli değil aslında
M:ama sabah sabah neden gidersin ki bir yere yani sadece merak ettim
İ:ahh sabah biraz başım ağrıyordu bende ağrı kesici bulamadım evde o- o yüzden eczaneye gittim
M:ne?! ama neden beni uyandırmadın?! şu an sen iyi misin?! Hala başın ağrıyor mu?!
İnko masaya kaseleri de koyar ve konuşur:
İ:merak etme ben iyiyim hadi yemeğimizi yiyelimM:a- ama
İ:tamam dedim
Midoriya annesini çok seviyordu çünkü o hem annesi hemde hiç olmayan babası gibiydi o yüzden üstüne fazla düşüyor ve ona hiç bir şey olmasını istemiyordu... Ardından yemekleri yemeye başladılar.
Yemek bittikten sonra midoriya ödevlerini yaptı ve aklına sabah ki suçlu geldi ve onun içinde haberlere baktıktan sonra çantasını yarına göre hazırladı ve yatma saatini görünce yatağa yattı.
Uyumaya çalışırken hala ne olacağını hangi mesleği seçmesi gerektiğini düşündü ve yavaş yavaş uykuya daldı...
Biran önce ekşınlı yerleri yazmak istiyorum ama ilk önce hikayenin temeli önemli...
Neyse bu bölümde böyle havadan sudan geçti işte bu yazdıklarımla 387 kelime üşeniyorum geri silip bakmaya veya çıkarma yapmaya...
Her neyse bir bölümün daha sonuna geldik oy vermeyi yorum yazmayı unutmayın ❤️hoşçakalın❤️
~To be continued~

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~💫Wingless Angels💫~ {Kanatsız Melekler}
Fiksi Penggemarİzuku bir özgünlüğü olmadığı için kahraman olmaktan vazgeçer. Kendini başka şeylere adar. Bir kuruluş vardır KAKB yani Kahramanlardan Ayrı Kahraman Bürosu. Bu kuruluş özgünlüksüz insanları alıp meslek vererek çalıştırabilir. Onun katıldığı zamanlar...