Niye Çattın Kaşlarını Bölüm I

19 1 0
                                    

İnsanoğlu günahtan tasarlanmıştır, çamurun içine doğar ve sonunda hayatın çamurundan mezarın çamuruna geçer...

Dudağındaki sert bir sözcük kulaklarında yankılandı. Sevgi kelimelerine boğduğum kişi insan kalabalığının arasından zikzaklar çizerek kaçtı benden, onu ararken zikzaklar içinde neredeyse gece oluyordu. Hava desen sonbaharın ortalarında esen soğukluk gibiydi ama insanlar aldırmadan sokak lambaların altından yavaş yavaş geçiyorlardı. Hele bazıları ayaklarıyla ritim tutturarak ilerliyordu. Kalabalık bile dağılıyordu zikzaklar içinde. Gecenin ilk saatlerinde kalabalıktan eser kalmadı. Sokak lambasının altında bir kadın belirdi kırmızı atkısıyla, sanki o an âşık olmuştum ona. Başını havaya kaldırdığında yüzüme bir damla yağmur damlası düştü ve aniden yağmur bastırdı. Zikzaklar çizdi yine, bir şeyler anlatıyordu sanki. Bana doğru yaklaşıyordu ama iki adım attıktan sonra yağmur birden kesiliverdi. Gökyüzüne kafasını kaldırdı tekrardan ve sonra bana baktı ama bu sefer ne yağmur vardı ne de bana doğru gelen adımlar. Bana yaklaştığında görmüştüm kırmızı rujunu, dolgun dudaklarını, kocaman gözlerini.

Soluğumu kesmişti, ilk başta gördüğümdeki gibi. Tuttuğum nefesimi sersemlemiş bir şekilde dışarıdaki soğuğa bırakmıştım. Ve bir adım daha attı bana karşı. O ilerken sanki şehirdeki tüm sesler sustu, istiklal sessizleşti, sokak lambalarından birkaçı yanmamaya başlamıştı. Durduğunda istiklal eski gürültüsüne geri dönmüştü. Ve bana bir adım daha yaklaştı, saçları ne kadar da kıvırcıkmış, kıvrımları vücudundaki kıvrımlarla aynıydı.

Bir farklılık oldu, bir geri adım attı. İnsanların arasındaki gibi zikzaklar çizdi. Kendisine hayran bıraktırdıktan sonra arkasına döndü. Onu aydınlatan sokak lambasının sarılığı söndü. Ortamda sadece benim ışığım yanıyordu.

**

- Benim ışığım ikimize de yeter, Ben ne sevmeyi bildim ne de sevilmeyi. Sen de bana arkanı dönersen benim ışığımın yanmasının anlamı yok.!.

**

Etkilenmişti sanki tekrar yüzüne karşı döndü, kalp atışları buradan duyuluyordu. Ceplerinden bir elini çıkardı ve elleriyle zikzak çizdi, diğer eliyle de saçlarını arkaya atıyordu. Ağzı konuşma ümidiyle kurumuştu, bir yandan zikzak çizerken ağızını da emiyordu kuruluğunu gidermek için. Kasları gerilmişti, yorulmuştu artık. Siyah sokak lambasının altında gökyüzündeki bir yıldız gibi parlıyordu. O an güneşin doğmasını hiç aklıma getiremedim.

Niye Çattın KaşlarınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin