32 -özel bölüm 4-

257 21 3
                                    

2 gün sonra yeni kitabım DANGERı yayımlayacağım.

Koruma beni kucağına almıştı. Diğer korumaysa kızımı taşıyordu. "Düzgün tut kızımı yada bana ver!" dedim. Birden ard arda silah sesleri gelmeye başladı. İçeride kurşunlar girmeye başladı. Hızlıca adamın kucağından indim ve diğer adamdan kızımı aldım. Hızlıca yatağın diğer tarafına geçtim ve eğildim. Bu karınla her şey zordu.

Odanın kapısı sertçe açıldı. Taehyungtu. Derin nefes aldım. Rahatlamıştım. Yanımıza eğildi. Yüzümü kendisine çekti ve dudağımdan öpmeye başladı.

Nefesiz kalıncaya kadar öpüşmüştük. Minjiyi kucağına almıştı. "Silah sıkılıyor kızını kabak gibi havaya kaldırıyorsun gerizekalı!" dedim ve kızımı kucağıma aldım. Silah sesleri kesilmişti. Tam kalkacaktımki Taehyung durdurdu. Kendisi kalkıyordu ama! "Bekle burda." dedi ve camın oraya gitti. Gülümsedi ve yanıma geldi. Ayağa kalkmama yardım etti ve Minjiyi kucağımdan aldı. "Adını ne koydun?" dedi. "Kim Minji." dedim.

Elimden tutu. Birlikte odadan çıkmıştık. Nerdeyse koşuyorduk. "Taehyung!" dedim. Bana baktı. "Bu göbekle yürümek bile kolay değil sen beni koşturuyorsun!" dedim. "Pardon aşkım." dedi. "Bugün başka bir adamın bana ikinci aşkım diyişi." dedim. "Başka kim dedi?!" dedi. "Ruh hastası piskopat Suho." dedim. "Sıkma elimi acıyor." dedim.

"Az konuş." dedi. "Aaaa!" dedim. Merdivenlerden indik ve bahçeye çıktık. Odadaki biz hariç bütün insanlar ölmüştü. Bahçeye çıktığımızda Jimin, Yoongi, Namjoon ve Jungkook geldi. "Gidelim hadi bugünlük insan öldürme kotamı doldurdum." dedi Jungkook. "Hiç ağladı mı?" dedim. "Ha-" "Evet." dedi Namjoon. "Ağladım." dedi Taehyung.

"Bakın." dedi ve Minjiyi gösterdi. Taehyungun kucağında uyumuştu. "Çok çirkin." dedi Yoongi.

Biz gelene kadar sabah olmuştu ve ben biraz uyumuştum. Ormandaki eve gelmiştik. Taehyung bütün yol boyunca Yoongiye Minjinin ne kadar güzel olduğunu anlatmıştı. Yoongi bir daha konuşmazdı artık. Yatakta uzanıyordum. Yanımdada Minji uyuyordu. Taehyungta duştaydı. Bizle uzanmak yerine. Banyodan çıkınca onu süzdüm sinirle. "Ne oldu gene?" dedi. "Gene?!" dedim. "Yani..." dedi. "Evet ne yaptım ben?" dedi. "Biliyor musun belki Suhoyla kalmalıydım." dedim.

"Öyle mi?!" dedi. "Öyle!" dedim. "Kapı orda." dedi. Ağızımı sinirle araladım. Sinirle yataktan kalktım ve odadan çıktım. Suho bile benle daha çok ilgileniyordu. Merdivenlerden indim sinirlice. Jennie ve Lisa koluma girdi. "Minji çoook tatlı." dedi Jennie. "Sevgilin öyle düşünmüyor." dedim. Bir şeyler fısıldaşıyorlardı. "Ayrıca o Taehyunga söyleyin ben gidiyorum." dedim. "Nereye?" dedi Lisa.

"Sizde benle gelin." dedim. "Olur." dedi Lisa. "Ama telefon almayın." dedim. "Neden?" dedi Jennie. "Taehyung az önce beni kovdu biraz merak etsin." dedim. Gülmeye başladılar. "Tamam ben tek gidiyorum." dedim ve yanlarından uzaklaştım. Ceket alıp evden çıktım. Çocuklar mangalı hazırlıyordu. Onlara gözükmeden ormana doğru yürüdüm.

Camdan odamız gözüküyordu. Taehyung Minjiyi kucağına almış oyun oynuyordu. Çok gıcık davranıyordum biliyorum ama 8 aydır görmediğim kocamdan ilgi istemem gayet normaldi. Ayrıca hamilelik hormonlarıda vardı. Bakmıyordu bile. Acaba Suho beni gene kaçırsa bulur muydu? Sanmıyorum.

Baya yürümüştüm. Karınım şişliği içinde iyi bir şeydi. Acaba merak etmiş midir? Etmediysede geri dönecektim. Güneş batmak üzereydi. Geldiğim yolu geri dönmeye başladım. Sonuçta o merak etsin diye bu ormanda kalmayacaktım. Etmiyorsa etmesin. "Lisa ve Jennie anlatmışımdır acaba?" dedim.

Akşam olmuştu. Kaybolmuştum ama küçük bir kasaba bulmuştum. Yaşlı bir kadının sıcak evindeydim. "Eşin demek hiç ilgilenmiyor?" dedi. "Bana saplantılı bir düşmanı tarafından kaçırıldım ve 8 ay onu görmedim ama yok ilgilenmiyor." dedim. "Erkekler böyledir kızım." dedi. "Hayır birde ona kızınca gene ne oldu diyor tersçe. İnsan biraz nazik olur. Karın iki gün önce doğum yapmış. Hormonlar diye bir şey var." dedim.

"Haklısın." dedi. "Benimkisi geberip gidince nasıl rahatladım anlatamam." dedi kadın. "Aa, başınız sağolsun." dedim. "Aman kızım o kesin cehennemde başka karılara bakıyordur." dedi. "Aldatı mı?" dedim. "Kaç kere." dedi. "Üzüldüm. Aslında bakarsanız bizdede öyle bir şeyler olmuştu." dedim ve tanıştığımız andan itibaren anlatmaya başladım.

Kadın bana bir yatak hazırlamıştı ve bir elbise vermişti. Pijama olarak onu giymiştim ve yatmıştım. Kızım ağlamış mıdır acaba? Taehyung beni aldatmazdı ayrıca. O kadarda değil. Zaten öyle bir şey olsaydı onu gebertmiştim. Ay uyuyamıyordum. Kızım acıkmış mıydı acaba? Kesin çok ağlıyordur.

TAEHYUNG

Jisoo bana inat gitmişti ve şimdide yoktu. Ormanın her yerine bakmıştık. Acaba Suhoya mı gitti diye düşündüm ama gitmezdi. Eve geri döndük. Minji çok ağlıyordu. Başım ağrımıştı. Minjiyi Rosenin kucağından alıp odama çıkmıştım. Ona bugün bir beşik almıştık. Aç olduğundan uyumazdı. Genede uyutmaya çalışacaktım.

Garip bir şekilde hemen uyumuştu. Uyuduğunda Minjiyi beşiğe yatırdım. Dolabımdan bir ceket aldım ve aşağı indim. "Siz Minjiye bakarsınız." diyip evden çıktım. Dümdüz yürümüştü. Camdan onu görmüştüm. Kaybolmamak için düz yürüdüğünü tahmin ederek düz yürümeye başladım

Baya yürümüştüm. Bende kayboldum sanırım. Hafifçe gülüp etrafıma baktım. Harbi kaybolmuştum. Her ağaç aynıydı. Biraz daha yürüyecektim.

2 gün sonra yeni kitabım DANGERı yayımlayacağım.

BÖLÜMÜN SONUNA HOŞGELDİNİZ
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN
BÖLÜM YAZDIKÇA YAYIMLAYACAĞIM

REVENGE | TAESOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin