36 -özel bölüm 8-

218 18 1
                                    

Gözlerimi hafifçe araladım. Koltukta uyumuştuk ve yanımda Taehyungt yoktu. Gene mi?! Örtüyü vücuduma sardım hızlıca ve mutfağa baktım. Burda yoktu. Hızlıca yukarı çıktım. Yatak odasına girdim. Taehyung yatakta uyumuştu ve üstünde Minji vardı. Minji saçını çekince gülmeye başladı ama Taehyung hiç gülmüyordu.

Gidip yanlarına uzandım. "Taehyung." dedim. "Hı?" dedi. "Bana bu işi anlatacak mısın?" dedim. "Anlatıyım." dedi. Minjinin azıcık olan saçlarıyla oynuyordu. "İşim Suho." dedi. "Nasıl?" dedim. "Suho elimizde biraz ona bakıyorum." dedi. "Nasıl bakıyorsun?" dedim. "Endişelendin sanki?" dedi. "Evet." dedim. "Ona bir şey yapmıyorsunuz değil mi?" dedim. "Hayır sadece orda tutuyoruz." dedi.

"Artık şiddet yok." dedim. "Evet." dedi ve kafasını omzuma koydu. "Neyse ben duşa gireceğim." dedim. "Bende." dedi anında. "Sen Minjiye bak." dedim. "Jisoo." dedi. "Ne?" dedim. "Ya bende duşa girmek istiyorum." dedi ağlamaklı sesiyle. "Minjiye kim bakacak?" dedim.

Minjiyi yıkıyorduk. "En son ben duşa girecektim." dedim. "Kızımızı yıkıyoruz fena mı oldu?" dedi.

Üstümdeki örtüyü çıkartım ve Minjinin yanına girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümdeki örtüyü çıkartım ve Minjinin yanına girdim. Hızlıca üstünü çıkartı. "Hayır sen gelmiyorsun." dedim. "Neden?" dedi isyankar bir sesle. "Minjinin seni çıplak görmesini istemeyiz." dedim. "Daha öncede gördü ve o 1 aylık." dedi. "Bu duş küçük." dedim. "Sığarız biz." dedi.

Taehyungun telefonu çalınca Taehyung gitmişti. Bir şeyler karıştırıyordu ama bende karıştırmayacaktım. "Jisoo." dedi Rose. Rose? "Rose?" diye bağırdım. "Yukarda mısın?" dedi Rose. "Evet." dedim. Odanın kapısında belirdi. "Naber?" dedi. "İyi sen?" dedim. "Minji ne yapıyor?" dedi. Üstümde uyuyordu. "Uyuyor." dedim. Hafifçe gülümsedi.

"Acaba biz Minjiyle biraz gezsek mi?" dedi. "Ne oldu?" dedim. "Sadece onla biraz gezmek istiyorum." dedi. "Bende geliyorum." dedim. "Hiç gerek yok." dedi. "Rose dökül." dedim.

"Şöyleki bir sanat klübüne katıldım orda herkes evli ve çocuklu bende Jimin ile evli olduğumuzu ve çocuğum olduğunu söyledim ve Minjiden bahsetim." dedi. "Neden yaptın bunu?" dedim. "Dışlıyorlardı beni." dedi. "Tamam." dedim. "Ama bende geliyorum teyzesi falan olduğumu söylersin." dedim.

"Sen harikasın." dedi.

Hızlıca giyindim ve Minjiyide giydirdim. "Bir klüp için sanki biraz fazla süslenmişsin." dedim. "Hayır gayet iyi." dedi.

" dedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelmiştik. Büyük camları vardı. "Rose kızını getirmişsin." dedi bir kadın. "Evet. Bensiz yapamaz." dedi Rose. "Yanındaki genç bayan kim?" dedi başka bir kadın. "Kız kardeşim." dedi. Kafamı salladım. "Tarzlarınız hiç benzemiyor." dedi başka bir kadın. "Açıkçası Rose bugün güzel olmuşsun ama kızını pek iyi giydirememişsin sanki." dedi kadın.

Burdaki sıkıcı zamanımız Jiminden Roseye gelen konumdu. İkimizde oraya baktık. "Biz gitsek iyi olur." dedim ve kızımı kucağıma aldım. Hızlıca burdan ayrılıp arabaya binmiştik. Ben şöför koltuğunda arabayı kullanıyordum Rosede bana yolu tarif ediyordu.

1 saat falan sonra gelmiştik. Eski ve boş bir binaya gelmiştik. "Sen Minjiyle bekle." diyip arabadan çıktım. Rosede arabadan çıktı. Ona bakınca bana siyah silahı salladı. Gidip silahı aldım. Kullanmayı bile bilmiyordum. Önüme tutaraka binaya girdim.

Arkamda birini hissetmiştim. Hızlıca arkamı döndüm. Silahım birinin alnına değiyordu. Onun silahıda benim anlıma değiyordu. Karanlık binanın ışıkları açıldı. Silahımı Taehyunga doğrultmuştum ve o da bana doğrultmuştu.

Hızlıca silahlarımızı indirdik. "Ne yapıyorsun burda?" dedi. Etrafıma baktım. "Jiminin atıpı konuma geldik." dedim. "Ben size konum falan atmadım." dedi Jimin. "Geldik?" dedi Hoseok. "Önemli değil ama siz burda ne yapıyorsunuz?" dedim. "Eee..." dedi Jungkook ve "Kumar." dedi Namjoon. "Kumar?" dedim.

Hızlıca Taehyunga baktım. "Bunada mı başladın!" dedim hafifçe omzuna vurdum. "Hadi siz gidin." dedi ve belimden tutup beni dışarı çıkartı. Bir ses duyunca Taehyungtan kurtulup içeri geri girdim. "Ben kumar masasını göremiyorum." dedim. "Aşkım sen benden mi şüphe ediyorsun?" dedi Taehyung. "Aşkım dedin." dedim. "Ne saklıyorsunuz?!" dedim.

"Sana aşkım diyemez miyim ben?" dedi Taehyung. Onu umursamadan biraz daha ilerledim. Çökmek üzere olan merdivenlere doğru yürüdüm. "Hayır ne saklıyor olabiliriz ki?" dedi Jin. "Dövülmüş bir adet Suho yada cesedi." dedim ve yukarı çıktım. Arkamdan geliyorlardı. "Siz ne yaptınız!" diyip Suhonun yanına gittim.

Her yer kandı ve gözleri morarmıştı. Kaşıyla dudağı patlamıştı ve galiba burnu kırılmıştı. Burnundanda kanlar akıyordu. Elmacık kemiğinin üstüde yarılmıştı. "Suho deli!" dedim. "Yani?" dedi Jimin. "Gerçekten deli! Deli raporu var!" dedim. Arkadan Yoongi geldi. "Ciddi misin?!" dedi Yoongi. "Ciddiyim." dedim.

"Yüzü iyileşince hemen bir hastaneye götürün." dedim. "Nerden biliyorsun?" dedi Taehyung. "Araştırma." dedim. "O zamana kadarda düzgün bir yerde tutun." dedim ve Suhoyu çözmeye başladım. Ayak sesleri duyunca hepimiz merdivenlere baktık. Rose ve kucağında Minjiydi.

"Nerden geliyorsunuz?" dedi Jimin ve ikimizide süzdü. "Dediğim şu re-" "Tamam hiç sırası değil." dedi ve yanımıza geldi. "Kim bu?" dedi. "Suho." dedim. "Hiç benzemiyor." dedi. Hafifçe güldüler. "Komik değil!" dedim.

REVENGE | TAESOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin