13:SAAT

bölüm, sekiz

merhabalar, nasılsınız ballarim?

Satır arası yorum ve bölümü beğendiyseniz oylamayı unutmayın lütfen!
🤍🛩 👩🏻‍✈️👨🏻‍✈️

Bölümü huzurunuza teslim eder ve bir sonraki bölümde görüşmeyi dilerim!

Editler ve yeni karakterlerimizin modelleri için instagram sayfamıza bakmayı unutmayın!

keyifli okumalar dilerim🫶🏻
_________

Kulaklarıma nüfuz eden yüksek ses ile bir kez daha ortamdan ayrılma isteği kendini gösterirken yine de dayanmaya çalışıyordum, buraya geleli bir saati geçmişti. Arda kendi halinde burada tanıştığı bir kaç kızla dans ediyordu ve kafaları oldukça güzeldi. Kutay ise bar masasında yalnız bir halde içki içmekle meşguldü.

Ulaş ise yanımızda sürekli telefonu ile uğraşıyordu, buraya eğlenmeye gelmemişti orası belliydi, arabada biraz sohbet etme şansımız olmuştu Ardem Seyahat yönetim kurulu üyesiydi ve evli olduğunu söylemişti. Karısı Damla Ardem, Amerika'da kemoterapi görüyordu. Bunu duyduğum da ciddi manada çok üzülmüştüm.

Geçmişte annem için de bir doktorun kanser teşhisi koymasıyla kalbim yerinden oynamış ve bir ay boyunca diken üstünde yaşamıştım fakat bir ay içerisinde anca bulduğum başka bir doktor randevusunda böyle bir durum olmadığı ortaya çıkmıştı hatta yetmeyip bir kaç doktora daha gitmiştik ve cidden ortada böyle bir şey yoktu muhtemelen ilk doktorumuz yanlış kontrol etmişti. Fakat bir o bir ay annemi kaybetme korkusu her gün midemi spazm geçirtecek ve her dakika bulandıracak kadar beni endişelendiriyordu.

Ulaş aynı zamanda Damla'nın kemoterapi de son haftaya girdiğini söylemişti yani aslında atlatalı uzun süre geçmişti fakat tedaviyi tam anlamıyla bitirmek adına orada kalıyordu. Buraya ise şirketten bir kaç işini halletmek için dönmüştü.
Her işini uzaktan halletmesi aylardır onun için de zor olmalıydı.
Ama karısının sağlığı için orada ki en iyi doktorlara gitmeleri ve gerekirse orada kalmaları en iyisiydi.

Gözlerim karşımda oturan Uzay'a kaydığında ise o çoktan gözlerini benim üstümde bir gezi turuna çıkartmıştı ki göz göze gelebilmiştik. Akşam'dan beridir ben diğerleriyle daha çok iletişim kuruyorken o hep sessiz kalan taraf olmuştu. Nedenini anlamamıştım ama sosyal pili bitmiş kadar yorgun görünüyordu. Bir yandan da diğerleriyle tanışmam için beni sürekli sorular sorup onlarla sohbette bırakarak teşvik ediyordu.

Oturduğum yerden dans eden bedenlere bakmayı sürdürdüm. Bir süre daha bu yüksek sesli müzik ile devam ederken en sonunda bir kişinin dans müziği açtırmasıyla çiftler sahneden yerini korurken Arda ve Kutay yerlerine dönmek üzere bize doğru yaklaşmıştı bu sırada Uzay'da yarım daire şeklinde ve ortasında daire bir masa olan kırmızı deri koltuklarda oturduğumuz yerde, diğer uçtan kalkıp benim yanıma oturmuştu.

Solumda Ulaş sağımda Uzay ve Ulaş'ın hemen yanında Arda ve Kutay sıralanırken keşke bu teklifi kabul etmeseydim diye geçirmedim diyemem içimden. Geleli bir buçuk saati aşmıştı ve sıkıcı olmaktan başka bir işe yaramıyordu. Sarhoş olmamıştım olmamalıydım da zaten. Henüz yeni tanıştığım bir kaç erkeğe güvenecek kadar çıldırmamıştım.

İçtiğim alkolsüz kokteylimin son kalanını da içtikten sonra sakince şık tasarlanmış kokteyl bardağımı masaya geri koydum ve yanımda bacaklarımın temas ettiği Uzay'a döndüm. "Dans etmek ister misin?" dedi o da bana dönüp duygusal müziği işaret ederken.

"Hayır." dedim.

İçimden bir dans etmek gelmiyordu, hatta üstüne bende hiç bir şey yapmamama rağmen yorgun hissediyordum. "Biraz hava almak fena olmaz ama." dememle Uzay yeniden yerinde hareketlenirken yanımızda oturanlara ses çıkartmadan ben kabanımı o da çıkarttığı ceketini alıp çıkışa yönelmiştik.