• İKİ •

131 14 1
                                    

"İnsan bir damla kan ve bin endişe."
Sadi Şirazi

Bazı hayatlar vardır herşeye sahip olduğun, bazı hayatlar vardır istesende sahip olamadığın. Bazı hayatlar vardır umudunun katbekat arttığı, bazı hayatlar vardır umutsuzluk çöllerinde süründüğün. Kiminin hayatı toz pembe, kiminin ki zifiri karanlık. Bazıları ise gri renginde takılı kalmış.

İlk bakışta hayatın bir adaleti olmadığı gözlemlenebilir. Aslına baktığında ise herkesin ayrı özellikleri, ayrı sağlık durumları ve ayrı kişilikleri vardır. Bunlara göre de imtihanları..

Allah-u Teâlanın imtihan ettiği bir kul beni bulmuştu yardım için. Artık bir çok kişi sosyal medyada beni tanımış ve yüzyüze görüşmelere geçmiştik.

Kimiyle görüntülü konuşuyorduk, kimiyle mesaj yoluyla. Aynı şehirde bulunduğumuz kişilerle de buluşarak konuşuyorduk. Anlayacağınız hangi insana nasıl ulaşabilirsem, hangi insan nasıl rahat ederse o şekilde yardım ediyordum.

Rabbim çok şükür ki hayatıma büyük bir imtihan katmamıştı. Hoş, zaten güçlü olduğum da söylenemezdi. Belki hemen pes etmeyebilirdim ama duygusallığım hemen kendini ortaya koyardı.

Ben mutluysam diğer insanlarda mutlu olmalı diye çıktım yola. Başlarda kimse beni tanımıyordu, kendimi tanıttım. Bana kimse güvenmiyordu, onlara zarar vermeyeceğimi gösterdim. Daha çok insana ulaşmam gerekiyordu, bende herkesle dost oldum. Sonunda isteğime ulaştım. Zorluklarla tek başına baş edemeyen insanlara ikinci kişi oldum.

Çok fazla hayat hikayesi duydum. Herkesin hikayesi farklıydı ama etkileniş neredeyse aynıydı. Çünkü Rabbim imtihanı farklı farklı ama kaldırabileceği kadar veriyordu. Güçlü insanlara biraz daha ağır yükler verilmişti. Zayıf olanlaraysa hafif ama onlar için çok ağır olan imtihanlar yüklenmişti. Elimden geldiğince hepsiyle kendi dilinden konuşmaya özen göstermiştim.

Biraz öncede Zümer'in hikayesini dinlemiştim. Ismi kadar kendisi de çok güzel ve tatlı bir kızdı. Minyon tipli vücudu ve buna uygun olan yüzüyle olduğundan küçük yaşta görünüyordu. Buğday tenli, zayıf yüzü; yuvarlak biçimli gözleri; uzun kirpikleri kendisini oldukça tatlı gösteriyordu.

İlk gözlemlerimde hayat dolu bir kız olduğunu ve benimle sadece ufak mevzular hakkında konuşacağını düşünmüştüm. Ama altından hiç böyle birşey çıkmadı. Zorlu yaşam mücadelesi onun hayatını da sarsmıştı.

Annesiyle beraber tek başlarına yaşıyorlardı. Babası kendisi doğmadan önce onları terk etmişti. Zaten annesiyle babasının sadece dini beraberliği varmış ve bundan dolayı da bir hak talep edememişler. Resmi olaraktan yasak aşk çocuğu olarak geçiyor.

Annesi hamileyken terk edilme acısını yaşamış ve menepoz dönemindeyken travmatik olarak biraz akıl sorunları oluşuyor. Ilk başlarda hayat dolu olan kadın sinir hapları içerekten sakin bir hayata hapsediliyor. Sonrasındaysa beynine uygulanan şok tedavisiyle neredeyse yaşamdan ümidini kesmiş bir insan oluyor.

Bunları dinledikten sonra annesiyle empati yapmaya çalıştım, yapamadım. Kim bilir hayatında nasıl dönemler geçti ki şok tedavisi gibi bir yönteme başvuruldu. Dışarıdan bakınca, sessiz, sakin, durduk yere bir şeylere sinirlenen, kendi kararlarını veremeyecek bir kadın gibi görülüyor. Ama hakikati nasıl, kimse bilmiyor. Ne tür duygularla başa çıkmak zorunda kaldı ki bunlar doktor tarafından bastırıldı? Bu durumu bir de Zümer açısından düşündüğümde istemsiz olarak üzülüyor ama ona üzülerek değil, anlayışla bakmaya çalışıyorum.

O mücadeleci kadınla karşılaşmak istedim. Bunca sıkıntıya rağmen yine de kızını büyütmüştü. Tabi ki Zümer'in anneanne ve teyzelerinin de katkıları büyük. Zümer'in şu anda sağlıklı olmasının belki de en büyük sebebi onlar.

Su (İslâmî Roman)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin