"Yağmurdan kaçmazsan boğulursun, her su damlasının denizde boğulduğu gibi..!"
Kafamı çevirdiğimde onu görmüştüm. En çokta önemlisi ilk defa sesini duymuştum. Elleri cebinde denize bakıyordu. Her zaman ki umursamaz edasıyla boş bakıyordu.
" Ama kendini koruyabilirsin! " Dedim yüzüme ona dönerek.
Yüzü hala denize dönüktü. İlk defa konuşmuştu. İlk defa duymuştum sesini. Söylediğim söze karşılık vermemişti. Okula geleli bir hafta kadar olmasına rağmen onun konuşmamasına alışmıştım. Yağmur durmuştu nerdeyse.Ama ben sırılsıklam olmuştum. Üzerimden su damlacıkları dökülüyordu. Üşüyordum, gittikçe titremeye başlamıştım. Uraz hala dalgın bir şekilde denize bakıyordu.Üzerinde eski siyah kot ve siyah bir kazakla deri ceket vardı. Altına çektiği siyah botlarla çekici ve serseri bir görüntü sunuyordu.
Ellerimi göğsümde birleştirip titriyordum. Uraz bana dönmeden;
" Bir daha karşıma çıkma."
Bu sefer başını bana döndürüp gözlerimin içine baktı. O kadar soğuk bakıyordu ki.
" Bu ilk ve son uyarım. " Diyerek siyah arabasına bindi. Arkasından şaşkın bir şekilde bakıyordum.
Soğuktu. Anlayamadığım, anlayamayacağım insanlardan biriydi Uraz. Adı gibi sertti. Yakıcıydı. Umursamazdı. Gizliydi. Gizemliydi...
Üzerimde olan hırkaya daha fazla sarıldım. Çok üşüyordum. Eve gidip üzerimi değiştirdim. Sıcacık yatağıma girdim. Üşüyordum gerçekten, o yağmurun altında deli gibi ıslanmakta ki amacım neydi? Bilmiyorum. Gözlerimi yavaşça kapatıp en sevdiğim huzura kendimi bıraktım.
-1 HAFTA SONRA-
" Anne! "
" Efendim İdil? "
" Kolyem nerede biliyor musun? "
" Odanda çekmecede birtanem. "
"Tamam" diyerek odama ilerledim. Alt çekmecede duran kolyemi yanıma aldım. Aslında hiç yanımdan ayırmazdım. Banyo yaptığım sırada unutmuş olmalıydım. Evden hızlı adımlarla çıktım. Okuluma başlayalı tam tamına on beş gün olmuştu ve okuluma az çok alıştığımı sanıyordum.Cebimden telefonumu çıkarıp Selin'e mesaj attım.
"Okula geçiyorum seni kantinde bekliyor olacağım."
Okulda en iyi Selin'le anlaştığım gerçeği var birde. Mesajıma cevap gelmediği için mesajı muhakkak almıştı. Bu kızın bu garip hallerine gün geçtikçe alışıyordum. Okula inip kantine girdim. Sınıftan çok kantinde vakit geçiriyordum. Masaya oturup Selin'i beklemeye başladım.
Bahçemdeki bankıma gidip oturdum. Uraz'ı konuştuğumuz günden beri ne okulda ne de okul dışında görmüştüm. Banka oturup elime aldığım çayımı içmeye başladım.
Çantamın gözünde ki kolyeyi elime aldım. Bu kolyeyi bana Can almıştı. En çok bu kolyeyi seviyordum. Artık onu sevmediğimi biliyordum ama yine de bu kolyesini çok seviyordum.Başımı kaldırıp etrafı incelemeye başladım. Gözlerim arkada kavga eden çocukları farkettiğimde o çocuklardan birinin Uraz olduğunu farkettim. Karşısındaki çocuğu deli gibi dövüyordu. Onu ilk defa böyle görmüştüm. Kendini kaybetmişti sanki. Çocuk hızlı adımlarla Uraz'ın yanından uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)
Teen FictionVe nefret alışagelmişlerin geçmişi kadar kor bir o kadar da yakıcıydı.Yanıma gelen nefesi tenimi yakacak kadar sıcak, sözleri bedenimi tir tir titretecek kadar soğuktu. Ben sıcakla soğuk arasında kalmıştım. O ise aşkla intikam arasında yeller estir...