- Bölüm 16 -

9.4K 394 10
                                    

Beni kolumdan tutup arabadan indirdi. Hala tehlikeli bakışları devam ediyordu. Olanları düşünemiyordum.

Nefes alış verişlerim normale dönmüştü. Uraz'a bir şeyler söyleyecekken söylediği şeyle tüm bildiklerimi de unutmuştum.

" Umarım bu gün için iyi bir bedel planın vardır!  "

Anlamış gözlerle ona bakıyordum. Ona haykırmak istediğim, o kadar şey vardı ki. Şuan yaşadıklarım onları engelliyordu sanki. Ben bu kadar şeyi yaşamak için doğmamıştım. Bu kadar heyecana, gerilime alışık bir insan değildim. Uraz'a baktığımda çoktan evin kapısını açmış eliyle hala orda ne yapıyorsun der gibi bakıyordu. Şuan ne hissettiğimi bile bilmiyordum. O eve girmelimiydim yoksa Uraz'dan kaçmalımıydım ona bile karar veremiyordum. Bileğimde tutulan elle tüm düşüncelerimden ayrılıp Uraz'ın o hızlı ve sert adımlarına katlanmak zorunda kaldım. Evin içerisine girdiğimizde beni siyaha bürünmüş bir ev karşıladı.

Eve göz gezdirdiğimde gümüş ev aksesuarları dışında herşey siyaha bürünmüştü. Ama en çok dikkatimi çeken evin dış kısmının duvardan değilde mat siyah camlardan yapılmasıydı.

Etrafıma baktığımda Uraz yoktu. Ne ara gözden kaybolmuştu bu çocuk. Aptalsın İdil  seri katillerin yaşamadığı heyecanı yaşamışsın, bu kadar olaya rağmen bir de ev dekarasyonunu mu inceliyorsun?  Şuan kafama bir kez vurmak istiyordum.

Titreyen telefonumla elimi cebime sokup telefonuma baktım. 24 cevapsız arama. 12 mesaj alındı.

Beni bu kadar seven insan varmıydı cidden. Bana verdikleri değeri anlamam için bir yerlerden kaybolup şiddette maruz mu kalmak zorundaydım. Cevapsız aramalara baktığımda, tahmin ettiğim gibi annem çoğunluktaydı. Anneme geri dönüp telefonu açmasını bekledim.

" İdil sen nerdesin!  Bu telefonlar neden açılmıyor. "

Bu kadar tepki beklemiyordum doğrusu. Annemi fazla sinirlendirmemek için hemen cevap verdim.

" Sakin ol anne. Telefonumun şarjı bitmiş. " Belki de dünyadaki kızların annesine söylediği en büyük üç  yalandan biriydi bu.

" Nerdesin sen? "

" Ben bir arka-"

Uraz'ın elimden telefonu çekmesiyle sözüm yarıda kalmıştı. Uraz telefonu kapatıp yere attı. Gözlerimi irileştirerek ona baktım. Eliyle sıkıca çenemden tutup sert bir o kadar da ürkütücü sesiyle bağırmaya başladı.

" Ne bok yiyorsun lan sen!  Zaten senin yüzünden başıma bir bela aldım, eğer rahat durmaz-"

Bu sefer  onun sözünü ben kesmiştim.

" Öldürürsün. En çok yaptığın şey değil mi zaten? "

Çenemi tutan eli daha da sertleşmişti. Göz bebekleri sinirden büyümüş boşta kalan diğer eli yumruk haline gelmişti. Cevap vermemişti. Ne diyebilirdi ki?  Ben katilim falan mı. Çenemi elinden kurtarmaya çalıştıkça canım daha çok yanıyordu.

" Uraz canımı yakıyorsun."

Uraz bakmaya devam ettiğimde titremeye başlamıştı. Şuan çıldırmış gibiydi. Ben ondan kendimi çekmeye çalıştıkça o daha fazla sinirleniyor ve canımı daha fazla yakıyordu. Çenemdeki elini gevşeti bıraktı. Arkasında duran masayla beraber tüm vazo ve aksesuarlar devrilmişti.

Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin