"Siyah, sanıldığı gibi matem değildir.
Siyah, semanın rengi;
Bir kadın uçarken gözleri kapalı..! "
# Nazlı Çelebi #
~
Yere çömelip Uraz'ın müzik söylediği tabureye baktım.
Ağlamam içeriye birinin girmesiyle daha da arttı. Selin'in olduğunu biliyordum, ve bu daha da çok ağlamama sebep oluyordu.
" Güçlü rolü yapman, yüzüme gülmenden daha beter."
-
Arkamı döndüğümde Uraz'ın bana bakan gözleriyle karşılaştım. Uzun zamandır birbirimize bakmadığımız gözlere uzun uzun baktık. Bakışlarımı ondan deli gibi çekmek isterken beni mahveden bir güç buna fazlasıyla engel oluyordu. Dolan ve ağlayan gözlerimi elimin tersiyle silip bakışlarımı ondan güçlükle çektim. Ve takındığım o iğrenç duygusal maskemi bir kenara atıp Uraz'a baktım. Anlamını bilmediğim o yüz ifadesinden nefret ediyordum. Bir adım atarak ona yaklaştım. Aramızda milimlerle fark kalana kadar yaklaştım. Burnuma gelen sigara ve içki kokusundan pek te iyi olmadığını anladım.
" Belki de gerçekten güçlüyümdür. Ve belkide gerçekten gülüyorumdur. " Bunu göz bebeklerine bakarak söyleyebileceğim en içten sözlerimle söylemiştim. Uraz 'ın yüzünde bir sırıtma oluştuğunda ister istemez ondan bir kez daha nefret etmiştim. Uraz yüz ifadesini bozmadan bana baktı tekrar.
" Sen güçlü değilsin İdil. " Bunu derken aramızda kalan mesafeyi kapattı. İki elini yanaklarıma gelecek şekilde koydu.
" Neden biliyor musun ? " Sorusunu cevapsız bırakmıştım. Zaten sorusunun devamının geleceğini biliyordum. Ama ne yaptığını anlamıyordum.
" Çünkü, seni istediğim zaman yıkabilirim. Sen, güçlü olma nedenini kaybetmedin mi küçük kız ? " Dedikleri yutkunmama neden olurken aklıma babamın öldüğünü bilmesi gibi saçma bir düşünce geldi. Hayır o bunu bilmiyordu. Ailemden başka kimse bilmiyordu. Uraz elini yanağımda gezdirirken hissizleşen tenime bir öpücük bıraktı.
" Kaybettin. Sen sana güç veren insanı uzun zaman önce toprağa vermedin mi ? " Gözlerimden düşen yaşı Uraz'ın gömleğinin ıslanmasıyla farkettim. Lanet olsun ki hareket edemiyordum. Cevap veremiyordum. Bu lanet olasıca babamın öldüğünü biliyordu. Kendimi bile inandıramadığım gerçeği bana hatırlatmaktan bir an olsun geri çekilmiyordu. Elini dudaklarıma getirip dudaklarımın üzerinde gezindi.
" Acı veriyor değil mi ? "
-
Bilmediği bir hüzünle uyanmıştı genç kız. İçinde anlayamadığı bir huzursuzluk vardı. Yatağından yavaşça doğrulup etrafına bakındı. Yorganını üzerinden kaldırıp ağır adımlarla kapıya yaklaştı. Evde sebepsiz bir sessizlik vardı. İster istemez ürkmeye başlamıştı genç kız.
" Hakan aç gözlerini ! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)
Ficção AdolescenteVe nefret alışagelmişlerin geçmişi kadar kor bir o kadar da yakıcıydı.Yanıma gelen nefesi tenimi yakacak kadar sıcak, sözleri bedenimi tir tir titretecek kadar soğuktu. Ben sıcakla soğuk arasında kalmıştım. O ise aşkla intikam arasında yeller estir...