Işığınızı oluşturmak için karanlığın içine girmelisiniz.
# Debbie Ford #" Zzzzt,Zzzzt"
Lanet alarmlar! Diyerek elimi saate yaklaştırdım. Neden her sabah bu saçma ve iğrenç sesle uyanmak zorundayım. Saate baktığımda 11:30 'tu.
Uzun zamandır uykulu bir hafta sonu geçiremiyordum. Ta ki bu güne kadar. Saatin geç olduğunu farkedip yataktan zoraki bir şekilde doğruldum. Bu kadar fazla uyuyupta neden hala uykum var?Elimi , yüzümü yıkayıp dolabıma yaklaştım.Siyah dar paçamı giyip üzerine vücuduma tamamen yapışan siyah tişortümü giydim. Saçımı at kuyruğu yapıp eyeliner sürdüm. Kapıya yönelip salona indim.
Evde yoklardı. Dolaptan çıkardığım bir kaç yiyeceği yiyip dolaba tekrar geri koydum. Bugün yine tektim. Aslında genellikle Selin'le buluşurduk. Ama bugün gerçekten tek başıma bu şahane bir o kadarda nefretle dolu İstanbul'u gezeceğim.
Masanın üzerinde duran telefonumu ve cüzdanımı elime aldım. Telefonuma gelen mesaja baktım. Tahmin ettiğim gibi Selin'di. Ama görmemiş olabilirim değil mi?
Kapıdan dışarı çıkıp temiz havayı içime çektim. İstanbul'da ne kadar temiz hava varsa tabi. Kulaklıklarımı kulağıma taktım.
Tek başına yüruyordu İdil. Tıpkı anne ve babasının onu küçük olduğu zamanlarda bıraktığı gibi. Bir kez daha çekti nefesi içine. Uzun uzun derin nefesler aldı. İçinde hissetti rüzgarın narinliğini. Dar bir sokağa girdiğinde bir elma ağacı gördü. Yavaş ve emin adımlarla ona yaklaştı. Ağaç meyvelerini sarkıtmış,ağırlığını taşıyamıyordu üzerinde.
Ağacın karşısında duran köşke baktı. Eski köşke, yıkılmış, yorulmuş eskimiş, hayattan usanmış o köşke. Yanına gidip içine girmek istiyordu. Merakına engel olamayıp yavaş adımlarla köşke yaklaştı. Kapının önündeki cam kırıklarının yanından geçip kapıyı açtı. Sessizdi, bir karanlık kadar koyu. İçeriye girip yavaş adımlarla gezmeye başladı. Biraz ürkütücüydü belki. Ama merakı daha ağır basıyordu.
Dikkati siyaha boyanmış odaya yöneldi. İçeriye girip duvara çizilmiş resimlerde gezdirdi gözlerini. Anlayamadığı garip resimlere. Kapının kapanış sesiyle gözlerini kapattı İdil.
İçeride duyduğum nefes sesleriyle arkamı döndüm. Buraya gelmemeliydim. Gözlerimi titreyerek açtığımda dudaklarımı zar zor oynatabilmiştim.
" Uraz"
Gördüğüm kişiyle rahatlamıştım. Belki de ilk defa sevinmiştim. Ona döndüğümde bana senin burada ne işin var bakışları atıyordu. Göz bebekleri koyulaşmış gözlerinin altı kızarmıştı. Alnındaki ter damlalarını gördüğümde uyuşturucu kullandığını anlamıştım. Şaşırmamıştım doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)
Novela JuvenilVe nefret alışagelmişlerin geçmişi kadar kor bir o kadar da yakıcıydı.Yanıma gelen nefesi tenimi yakacak kadar sıcak, sözleri bedenimi tir tir titretecek kadar soğuktu. Ben sıcakla soğuk arasında kalmıştım. O ise aşkla intikam arasında yeller estir...