" En karanlık gece bile sona erer,
Ve güneş tekrar doğar."# Vıctor Hugo #
Balkona yaklaşıp kapısını açtığımda o gözlerle olduğum yerde kaldım. O donuk gözleri burada beklemiyordum. Ya da bu saatte odamın penceresinin önünde beklemiyordum. Gözlerinde gördüğüm tek şey yorgunluktu. Halsizlikti. En sonunda aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp Uraz'a yöneldim.
" Senin bu saatte burada ne işin var? "
Yere bakan gözleri bir an beni buldu. Ardından önünde durduğum kapının önünden beni iterek içeri geçti. Hiç bir şey olmamış gibi koltuğa oturdu. Benim evimde benden izin almadan davranması gerçektende aklında zoru olduğunu bir kez daha gösteriyordu. Tekrar ağzımı açacakken kolundan akan sıvıya yöneldi bakışlarım. Kolu kanıyordu. Eliyle bastırdığı mendili dahi kırmızı olmuştu.
Uraz aldığı darbeyle gerçektende halsiz düşmüştü. Bu sokak serserilerinden bıkmış usanmıştı. Yoluna engel olan eski eşyalar gibiydi hepsi. Koluna baktığında baya derin gelmişti bıçak izi. Derindi fakat kalbindeki acılar kadar derin değildi. O kadar fazla acıtmıyordu canını. Boş bulduğu harabeye girip cebinden çıkardığı mendilini koluna bastırdı. Bu mahalle onun yaşadığı yerdi. Nasıl bir yerde yaşıyor diye düşündü Uraz.
Sırtını duvardan ayırıp yoluna devam etti. Onun kapısının önüne geldiğinde kapıdan girmemesi gerektiğini hatırlattı kendine. Bu kız onu en çaresiz haldeyken görmemişti belki ama en kötü hallerinden birini görmüştü.
Ona hiç yüz vermemesi gerekirdi belkide. Kafasını kaldırdığında odasında olduğunu tahmin etmişti. Ağaca yaslanıp dalına tutundu. Boş balkona girip kolundaki mendili değiştirdi.
Bu kıza neden öyle davrandığını bilmiyordu. Tek bildiği şey uyuşturucu kullandığını kimsenin bilmemesi gerektiğiydi.
" Uraz iyi misin koluna ne oldu? "
Bunu süpheci bir şekilde sormuştum. Başını koltuğa koymuş gözlerini kapatmıştı. Bu çocuk beni öldürtmek mi istiyordu? Zaten ailemle aram bozuktu bir de onu burda görürlerse gerçekten başıma iyi şeyler gelmeyeceğini biliyordum.
" Kimse bilmeyecek anladın mı? "
Sonunda konuşmuştu. Söylemek istediği şeyi tahmin edebiliyordum.
" Gerçekten bunun için mi geldin odama! Senin gerçekten aklından zorun var."
Sesimde sitem vardı. Bu saatte bir kızın evindeydi. Bir de söylediği sebep ele avuca sığmayacak derecede saçmaydı. Yerinden doğrulup eliyle çenemi sıkıca tuttu. O kadar sıkı tutuyordu ki çene kemiklerim kırılmıştı adeta.
" Sen kendini ne sanıyorsun ufaklık! Benimle konuşurken o ses tonun bir daha sertleşirse bu tuttuğum yüzünü mahvederim! "
Uraz'ın belki de kurduğu en uzun cümleydi bu. Bir o kadarda acımasız. Uraz'ı tanımıyordum. Bunu bu akşam yine anlamıştım. Ama eğer karşı çıkarsam ses tonunun yükseleceğini biliyordum. Yükseldiği zaman da annem ve babam ile karşı karşıya gelebilirdim. Çenemi tutan eli daha da sertleşmişti.
" Uraz sen normal değilsin, bırak beni! "
Çenemi tutan eli yüzümü bırakmıştı. Sinirlenmişti. Bunu alnında beliren damardan anlayabiliyordum. Yüzümde hissettiğim sertlikle başım yana savrulmuştu. Gözlerimin dolduğunu biliyordum. Uraz bana tokat atmıştı. İnanmıyorum ya o bana tokat atmıştı. Yana savrulan başımı eliyle düzeltip çenemden tuttu.
" Bir daha bana dediğin o laflarına dikkat etmezsen , bu sefer karşında gerçek ben olurum."
Hissetmiyordu İdil. Ailesinin üzerine bu ağırdı. Evet gerçekten ağırdı. Fazlaydı onun için bunlar fazlaydı. Hem de fazlasıyla Şuan karşısındaki ona bağırmak istiyordu. Ama üzerindeki şoku atlatamamışken bunu yapmayı reddetti kendince. Elini yanağına getirdiğinde hayatında yediği o tokatları anımsadı. Ne kadar ağlamak istesede onu tutan güç buna izin vermiyordu. O duygu belkide ona hakim oluyordu. İdil'in dudaklarından dökülen son mırıldanmaları kaldı.
" Git buradan Uraz, lütfen git! "
Bunu söylediğimde daha çok sinirlendiğini hissediyordum. Bana onu o gün öyle gördüğüm için gelmişti. Bende kabullenmeyi tercih ettim.
" Tamam kimse bilmeyecek git! "
Çenemi tutan elleri birden gevşedi. Gözlerimdeki yaşlar düşmemek için çabalıyorlardı.
" Kimse bilmeyecek dedim gitsene! "
Bu sefer daha sert söylediğimi biliyordum. Annemin sesiyle ikimizde başımızı kapıya yönlendirdik. Ne olacaktı şimdi. Onu burada görürlerse ailem ile kötü olan hayatım boktan olurdu.
Uraz'a korkulu gözlerle bakmaya başladım. Onun ise hiç umrunda değildi.
Ben şimdi ne yapacağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)
Novela JuvenilVe nefret alışagelmişlerin geçmişi kadar kor bir o kadar da yakıcıydı.Yanıma gelen nefesi tenimi yakacak kadar sıcak, sözleri bedenimi tir tir titretecek kadar soğuktu. Ben sıcakla soğuk arasında kalmıştım. O ise aşkla intikam arasında yeller estir...