38

839 75 94
                                    

40 final :")

Bölümde kısa smut ya da benzeri bir şey var bilginize cidden hiç beceremiyorum smut bundan dolayı da özür dilerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın<3333

Keyifli okumalar

...

Jjk-

Uzunca düşünüyordum. Her günüm kafayı yiyecek kadar düşünmek ile geçiyordu. Mark bana "Ben sana anlaman için şans verdim Jungkook." derken ne demek istemişti? Bunu düşünüyordum, Taehyung'u düşünüyordum. Benim yüzünden onun başına gelenleri düşünüyordum.

Taehyung, yorgun gözüküyordu. Ailesine ilaç vermek için gittiği gece kendi başıma uyanmıştım. Işıkları korktuğumu bildiği için açık bırakmış olduğu da gözümden kaçmamıştı. Su içip geri uyuyacağım sırada saatin epey geç olduğunu farketmiştim. Ailesine gidip gelmesi bu kadar geç kalmasına sebep olmayacağı için tam arayacakken kapının açılmasını duyup kendimi yatağa atmıştım.

Bilmiyorum ama o an içimden uyumuş taklidi yapmak gelmişti ve gülümsemeden durmak için dudaklarımı birbirine bastırmış ve gözlerimi sıkıca kapamıştım. Yorganı da gözlerime kadar çektikten sonra odaya gelmesini beklemiştim.

İki, üç dakika sonrasında odaya girip kendine dolabımdan kıyafetler çıkardığını anladım. Dolabın kapağı kapanıp yatağın sağ tarafı aşağıya çöktüğünde burnuma alkol kokusu gelmişti.

İçmeye mi gitmişti?

Aklımdaki soru ile gözlerimi açıp sorgulamak ve uyuma taklidi yapmak arasında kalırken onun yorganı suratımdan hafifçe kaldırıp aşağı indirmesi ile uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim.

Birkaç dakika izlendiğimi hissettim. Nefesi yüzümü çarpıyor ve o hafif alkol kokusunu alıyordum fakat rahatsız olmuyordum. Aksine hoşuma gidiyordu nefesini yüzümde hissetmek. Duyduğum şey ile yorganın altındaki ellerim titremişti.

"Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun?"

Sessizce bekledi. Daha sonra yüzünü bana yaklaştırdı ve kalın dudakları şakağımdan birini buldu.

"Doyamıyorum sana ben. Ne yapacağım?"

İçimde bir şeyler kıpırdanıp duruyordu. Kelebek etkisi dedikleri bu muydu?

"Neden hayatını mahvediyorum Jungkook? Bana bunu söylüyorlar."

Dediği ile nerdeyse kaşlarımı çatacaktım fakat sessizce beklemeye devam ettim.

"Alkol bile yaramıyor biliyor musun? Senin kadar sarhoş etmiyor hiçbir şey."

Uzun parmaklarını saçlarıma daldırdı, çok yumuşak bir şekilde okşadı. Alkol ile karışık kendi kokusu geldi burnuma bu sefer. Mayışmıştım. Gerçekten uyuyacaktım neredeyse.

Daha sonrasında yüzü tekrardan bana yaklaştı ve boynuma indi. Burnunu oraya sürttü sakince.

"Ben bu koku olmadan yapamam ki bunu neden düşünmüyorlar?" demişti.
Yaklaşık iki dakika kafası göğsümde bekledi ve sonrasında boynumda hissettiğim ıslaklık ile gözlerimi açtım.

Yüzü beni görmeyecek şekilde aşağıya bakıyordu ve burnunu çekmesinden anladığım kadarıyla ağlıyordu. Birkaç dakika bekledim.

Kafamı kaldırdım bu sefer daha fazla dayanamadım. Kafamı kaldırmam ile öne düşmüştü kafası.

Uyuya kalmıştı. Zaten çakırkeyif olmasına verdim bunu ama ağlaması canımı çok yakmıştı. Kasıklarıma düşen kafasını yavaşça kaldırıp yastığa koydum ve saçlarını ben sevdim bu sefer. Kalın dudaklarına indirdim bakışlarımı. Dayanamadım. Yavaşça yaklaşıp öptüm alkol kokan dudaklarını.

Explosion  //Taekook// ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin