KIVILCIM-texting- 1

76 20 22
                                    

  Selam benim minik kıvılcımlarım. 

 Küçük bir açıklama yapıp sizi bölümle bırakacağım. Öncelikle bu zamana kadar bir çok tarzda kurgu yazmayı denedim ama hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Umarım sizde beğenirsiniz. Umarım hep birlikte güzel yerlere gelebiliriz

 Henüz yolun daha çok başındayız. Kıvılcım olarak uzun bir yol bizi bekliyor. Umarım büyük bir aile olur ve okunmalarımızı hep birlikte kutlarız

 Neyse çenem düşecek benim yine hepinize iyi okumalar diliyorum. 

 NOT: Yazım yanlışları olabilir lütfe bu hevesli yazarınızı linçlemeyiiiinnn!!!!

Başlama tarihinizi buraya bırakır mısınız??

 İyi okumalar

                                                                                        ***

 " Sakin olur musunuz? Elimizden geleni yapıyoruz burada!" 

Allah'ım kafayı yiyeceğim! Kim aldı bu karıyı ambulansa ya! Ne mi oluyor? Şehrin işlek bir yerinde küçük bir trafik kazası olmuş ve aileden genç bir kız şok geçirip bayılmış. Ki bence şok geçirmedi anasının çenesine dayanmayıp kendini bayılttı. Benim böyle bir anam olsa vallaha ömrüm boyunca baygın yaşarım. Bu ne ya! 

 Liseyi yeni bitirmiş ve staj görüyordum. Yanımdaki abla bende öğreneyim diye çok ağır bir olay olmadığı sürece sırayla hastalara müdahale etmemizi teklif etmişti ve bende kabul etmiştim. Kabul eden ağzımı eşek arısı soksun. Sıra bana geldiği zaman insanlık aleminin nerede cins, psikopat insanı var bana denk gelmişti. Artık sabrım taşmak üzereydi. Hep ablamın yüzünden buradaydım. Neymiş sağlığın önü açıkmış, neymiş rahat edermişim. Çok seviyorsan sen olsaydın! Niye beni bunlara sürükledin gerizekalı! Ama ben onu bulacağım. O zaman kafanı en alasından ütülemezsem ne olayım! 

" Sarı kız, benim kızım neden uyanmıyor? Sabahtan beri uğraşıyorsun. Ne beceriksiz kızmışsın! Seni alan yandı!"

" Bence de yandı teyze ama nolur o çeneni kapatmayı bir denesen!" Kızın durumunun tehlikesiz olduğunu anlayıp artık Selma ablayı çağırdım.

" Abla yalvarırım şu kadının yanına sen gel! Kulun köpeğin olayım! Camdan kendimi atacağım, ne çene varmış be!"  Çok komikmiş gibi gülerek arkaya, kızın başına geçti. Bende Samet abinin yanına geçip rahat rahat yolu izledim. 

" Ceren hastaneden birini ara da bir de bekleyip çekmeyelim bu kadını." Kafamı sallayıp Zeynep'in numarasını tuşladım. Zeynep ile lisede birlikte okumuştuk. Şans ki staj hastanemizde aynı yere düşmüştü. 

 Telefon neredeyse bir kere bile çalmadan cıvıltılı sesi kulaklarımı çınlattı.

 " Ceren neredesin sen ya? yeni bir pratisyen gelmiş ve bugün nöbetçiymiş. Çocuğu görsen taşş!  Yani anlayacağın güzel bir manzarayı kaçırıyorsun!"

" Zeynep cırlama ya! Şuan hiç umrumda değil. Bir hasta var onu getiriyoruz bir anası var düşman başına o derece çabuk hazırla birilerini yoksa başına getiririm." 

" O kadar kötü mü ya?" 

" O kadar da değil daha fazlası bence gece gece hiç çekilmez acil hazırla birilerini!"

" Tamam tamama hemen hazırlıyorum, kapat." Telefonu kapatıp mümkün olduğunca kendimi dış dünyadan soyutlamaya çalışıyordum. Kadının cırtlak sesinden kafam sepet gibi olmuştu. 

 Acaba zeynep'in dediği çocuk nasıl biri. Kesin serseri bir tiptir. Çünkü yakışıklılık anlamında Zeynep ile zevklerimiz uyuşmuyordu. 

Düşüncelere dalınca zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anlamadım ve ambulans keskin bir frenle durunca sudan çıkmış balık gibi etrafa bakıyordum mal gibi. 

  Hemen sedye ile iki hemşire geldi ve selma abla kızın durumunu, bizim yolda ne müdahalede bulunduğumuzu özet geçiyordu. Artık midem bulanmaya başlayınca bende önce Zeynep'in yanına gitmeye ve sonra kantine gitmeye karar verdim. Sedyenin arkasından aylak aylak giderken koşturarak bir taş pardon nöbetçi doktor sedyeye doğru geldi. 

" Neyi var?" Öyle telaşlı bir şekilde sormuştu ki... Biraz heyecanlı mıydı sanki? Yoksaa Zeynep'in dediği pratisyen bu muydu? Yeni demişti ve bu yakışıklının acemi olduğu her yerinden belli oluyordu. Yeni gelen çocuğu süzerek nöbetçi hemşire odasına girdim. Zeynep elinde telefonla oynuyordu. Gidip fazla sessiz olmayacak şekilde koltuğa attım kendimi ama o hiç umursamadı ya da fark etmedi çünkü şuan öyle bir vermiş ki kendini, donunu alıp kaçsalar hissetmez o derece. Abartı değil ha, cidden. O beni fark etmeyince bende küçük bir şaplak attım ensesine. Sanırım elimin ayarını ayarlayamamış ve birazcık hızlı vurmuşum. Çünkü Zeynep elini ensesine atmış;

" Ana-" Diye bir tepki veriyordu ki elimle ağzını kapattım. Ortam fazla kalabalıktı ve bu tepki pek uygun olmazdı. İnsanların düşüncelerini pek umursamasam da olsundu. 

 " Kızım salak mısın ya?"  Cevabını bildiğin soruları sorma bakışı atarak önüme döndüm. Bu nasıl bakış demeyin bff'si olanlar anlar. 

" Gördün mü yunan tanrıçasını."  Bende bu konuya gelmeye çalışıyordum ve hevesle kafamı salladım. 

 " Sanırım gördüm, heyecanlı bir şekilde karşılaşma oldu." 

 " Sanırım derken." 

 " Yani çok yakışıklı birini gördüm ama o mu bilmiyorum." Hevesle bacağıma vurup kalktı,

" Hadi gel benim dediğim kişiden mi bahsediyoruz bakalım, hem de az keselim." Gülerek kalktım ve acil servise doğru ilerledim. Sedyede yatan yaşlı bir teyze görünce uyku moduma dokunulmuş gibi hissettim. Bu gece maalesef nöbetçiydim. Allah'tan eğlenceli şeyler vardı, yoksa şimdiye kaçıncı rüyayı görüyordum. 

 Traj 1'İn karşısındaki banklara gidip oturduk içerisini tam net gösteriyordu burası. Gördüğüm yunan tanrıçası genç kızın gözlerini kontrol ediyordu. Hemşirelerden biri ambulanstaki müdahaleyi özet geçti ve ekledi;

" Ellerinden geleni yapmışlar ama uyanmıyormuş kız, Enes bey!" Allah'tan içerisi duyuluyordu yoksa meraktan kaç doğurmuştum. O deyim öyle miydi ya? Neyse. 

" Saçma ellerinden geleni yapsalardı uyanırdı."  Çenesi çok kadının yanında sen olsaydın senin yapacaklarını görürdük aslanım.  O sırada Zeynep kolumu çimcikledi. En nefret ettiğim hareketti bu.Sinirle Zeynep'e döndüm. 

 " Gördün mü Kızım?! Ne kadar yakışıklı değil mi? Sevdiğim olmasa kaç defa yürümüştüm." Bilmişçe gözlerine baktım.

" O yüzden yürüme sırası bende." Serserice elini göğsüne atıp;

" Eyvallah!" Hareketine gülerek kafasına vurdum. O da gülerek önüne döndü. Konuşmalara kulak verdim. Çenesi çok kadın gelmişti ve hiç susmadan konuşuyordu.

 " haklısınız hanımefendi, böyle beceriksiz insanların eline veriyorlar önemli müdahaleleri beceremiyorlar." Lan şerefsiz ben yaptım ilk müdahaleyi, kime diyon sen beceriksiz diye. Kız uyanmıştı ve kadın kızı ile konuşmaya başlamıştı. O sırada yakışıklı beyefendi arkasını dönüp steteskobunu alıp boynuna taktı. O an o steteskop olmayı ve boynuna sarılmayı çok istedim. 

 Ama bende Ceren isem seni elde ederim ağa! O beceriksiz lafını da yediririm. 

 Ama harbi taş haa. Murat dalkılıç'ın dediği gibi "BİRAZ KUSUR VER BARİ OLAN VAR OLMAYAN VAR"

---------------------------------------------
  Bölüm nasıldı aşkolar?

Sizce Enes Ceren'e yüz verir mi?

Bölümlerin gelecek zamanını, bölümlerle ilgili bilgiler için beni takip etmeyi unutmayın.

 Lütfen minnak ellerinizle bir kelime de olsa yorum yapıp küçük yıldızımızı dolduralım. Sizi seviyorum boncuklarım. Haydin gorüşürükkk hguyrfgur

KIVILCIM-texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin