Geldik....

242 7 2
                                    

Yolda giderken çok sıkılmıştım yanıma keşke bir şey alsaydım. Demire konuşmak istiyorum ama ne konuşacağım bu durum çok sinirimi bozuyor. Bir ara tekrar uyudum. Uyandığım zaman Ankara ya varmıştık ama araba durmuştu ve yanımda Demir yoktu telefonunu aradım hemen telefonu yakında çalıyordu aramaya devam ettim telefonunu arabada bırakmıştı. Hemen Duyguyu aradım biraz çaldıktan sonra açtı;

“Neredesiniz ya!!”

“Duru bağırma geliyoruz”

“Hemen gelin o Demire de söyle beni bırakıp gitmek neymiş görecek”

“Tamam söyledim biz geliyoruz”

Geldiklerinde hiç biriyle konuşmadım hele Demir ile gidene kadar konuşmayacağım. Konuşmuyorum da. Kulaklığımı takıp son sez müzik dinledim yüzüne dahi bakmadım hep dışarıyı seyrettim. Bir ara onun olduğu tarafa dönmek zorunda kaldım çantada kitabım vardı onu aldım. Alırken gözleri benim üstümdeydi onla konuşacağım falan sanıyordu galiba ama yanıldı gene konuştum.

Bir ara Demir dudakları kıpırdıyordu ben kulaklıkla dediğini anlamadığım için müziğin sesini kıstım şimdi daha iyi anlaşılıyordu.

“Hayatım lütfen yapma yalvarırım beni de üzme kendini üzme” o sıra sana çok cevap vermek istedim ama şu kulaklık olmasaydı derdim. Aklıma bir şey geldi tam o konuşmaya başladığı zaman kulaklığı çıkarıp kitap okuyacağım o zaman hem duyarım hem de cevap veririm zaten ben kulaklığı çıkarsam da o konuşmaya devam eder.

“Ya Duru şu kulaklığı çıkarda beni dinle bir şey anlatıyorum şurada ya ne zorun varda sesi o kadar açıyorsun”

DEMİR’DEN

Lan kafayı yiyeceğim şimdi ya. Hiç cevap vermiyor o kadar konuşuyorum bir beni dinle ya şu müziğin sesini de son ses açıyor dinlediği müziklerde o kadar hareketli ki benim başım ağrıdı. Artık dayanmadım kulaklığı kulağından çıkardım.

“Yeter lan bir beni dinle”

“Niye dinliyeyim ya sen onu beni bırakmadan önce düşünecektin”

“Sanki temelli bıraktım ne bileyim senin hemen uyunacağını sen uyurken hemen gidip gelecektim”

“Ya size ulaşamasaydım ya başka bir şey olsaydı bana ve ya en kötüsü size ulaşamadığım zaman aramaya çıkıp kaybolsaydım hiç bunları düşündüm mü ?”

“Hayır düşünmedim ben seni nereye gitsem bulurum”

“Demir ya bulamasaydın ya başka bir şey olsaydı.”

“Olmazdı olamazdı ve ben seni bulurdum”

“Ya yeter Demir olumlu düşünme hep olumlu olacak diye bir şey yok”

“Ya tamam özür dilerim eşeklik ettim”

“Bir daha sakın beni yalnız bırakma annem ile babam sayesinde zaten yeterince yalnız kalıyorum birde sen bırakıp durma”

“Tama ağlama bırakmam ben sizi öyle bir şey olmayacak asla söz veriyorum”

“Söz mü ?”

“Söz de şu başını vurmayı bırakır mısın ?”

“Niye”

“Çünkü o kadınım başı ve vurup durma zarar veriyorsun ellerinle”

“Tamam kestim vurmayı babası bebeğimiz günden düne büyüyor”

“Evet annesi çok tatlı bir bebek olacak benim oğlum”

“Demir bence oğlumuz da demeyelim kızımız da kötü hissediyorum öyle denince tamam ben erkek istiyorum sende kız ama daha bilmeden kızım oğlum diye konuşmayalım cinsiyetini öğrenene kadar bebeğimiz diyelim”

“Tamam koca bebeğim nasıl istersen”

“Demir sana bir soracağım ama gülmek yok”

“Tamam gülmem”

“Sence bana kilo yakışır mı ?”

“Tabi yakışır sen benim sevgilimsin sana her şey yakışır mesela o yanakların şişkin olur sıkarım öperim sen zaten şimdi de hep şişiriyorsun çok tatlı oluyorsun o yanaklarını şişirince böyle o yanakları bir sıkacaksın ki... neyse boş ver.”

“Senin ne güzel fantezilerin var öyle”

“Ama sadece senle ilgili biliyorsun ben sensiz bir şey yapamam”

“Zaten bende başkasıyla olamaz”

Saatler geçmek bilmiyordu Gaziantep’e yaklaşmıştık az yolumuz kalmıştı. Demir dedesini, kendisi gibi psikopat kız kardeşini oradaki herkesi merak ediyorum. Demir’in dediğine göre dedesi çok babacan biriymiş fotoğrafını gösterdi çok tatlı biri ama görünüşü gibi tatlı biri mi ? onu işte bilmiyorum....

Evet sonunda hiç gelmek istemediğim yere Gaziantep’e gelmiştim. Aslında o kadar kötü bir yer değil ama bir İstanbul değil. Zaten Türkiye de çoğu yer İstanbul’un yerini tutamaz ama neyse. Hemen dedesinin yaşadığı çiftliğe gittik. Herkes bizi bekliyormuş bütün hizmetçiler bahçıvan şoför falan oradaydı ama iki kişi yoktu dede ve Demir’in kız kardeşi yoktu.

Biz salona geçtiğimiz de anca gelmişlerdi. Şöyle bir dededen başlayıp kişi analizi yaptım;

Dedesi uzun boylu yaşlı olmasına rağmen karizmasını kaybetmemiş şık giyinen hatta aşırı şık giyinen biri dıştan bakılınca yumuşak beri ama gözlerine dikkatlice bakınca gözleri adeta ateş gibiydi anlaşılan sinirli biri.

Kardeşine gelince kardeşi ufak bir şeydi ama tipine bakınca psikopat olduğu her halinden belliydi. Yani ben bunu sevmedim giyinişi kötü saçlara baksam bakılacak kadar dağınık suratına bakınca bu kız nasıl Demire benziyor alakası yok sinir bozucu bir bakışları vardı. Neyse daha fazla bakmayayım bebeğim buna benzemesin.

Analizleri yaptıktan sonra Duygu ile Semih kendi odalarına bizde kendi odamıza çıktık. Yol çok yormuştu ayakta duracak halim yoktu hemen kendimi yatağa attım. Demir de yanıma yattı kafamı kaldırdı kolunu koydu kafamı da üstüne yerleştirdi. Ama ben kolunda yatmadım göğsünde yattım rahatıma düşkün biri olarak orası çok rahatsızdı. Ama kafamı göğsüne koyunca hemen uyuya kaldım Demir de zaten benden önce uyumuştu... 

Başımın Tatlı Belası ♡Psikopat♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin