Sayısız düşünce ile mücadele ettim gece.
Zihnimde yer etmesin diye bazılarını kovaladım.Ölümün ansızlığı karşısında ailenin dişliliği çekti dikkatimi.
Ne kadar yardımcı olabileceğimi düşündüm Fatih'e. Ne kadar istediğimi, ne kadar istemediğimi hatta. Okuduğum polisiyeleri düşündüm. Yazdığım hikayeleri, izlediğim filmleri... Olabilecek ihtimalleri düşündüm. Olmasını istemediklerimi.
Borulardaki sese sardım bir ara. Bir ara martılara. Hayalle gerçek arası duyduğum uğultuya... İç sesimi içimden söylediğim şarkıyla bastırdım. Oysa iştahla açıyordu laf lafı!
Küçükken dinlediğim bir masal geldi aklıma. Terzi havluyu savurup sinekleri öldürmüş hani. "Bir vuruşta 7 tane" diye haber salmış sonra. Devlerden muzdarip kasaba halkı da bunu devlerle savaşması için yardıma çağırmış. Koca bir yanlış anlama!
Ne kadar yardımcı olabileceğimi düşündüm Fatih'e. Ne kadar istediğimi, ne kadar istemediğimi birkaç kez daha...
"Bencillik etme!" dedim kendime. Bencillik nedir'i sorguladım bir de. Benden istemediğim bir şeyi beklemek de bencillik değil mi diye. Ya da sırf ben mi bencildim reddettiğim için yardım etmeyi? Bilemedim...
Ezan okunmadan evvel uyumuşum. Odama giren güneşle uyandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TER
General Fiction"Avukatın ne diyor?" dedim. Öyle ya bir avukatı olmalıydı muhakkak. "Delil bulmalıyız diyor" dedi, delili de benden istiyordu. "Yapamam" dedim. "Sanayide olanları biliyorsun!" "Tam da bu yüzden seni aradım" dedi... Gerçekçi hikayeleriyle fark yarat...